Taşeron personeli iken kadroya geçirilen işçilerle bir toplantı yapan Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, 696 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’nin ücret artışına getirdiği kısıtların sona erdiğini söyleyerek, önümüzdeki dönemde görevini layıkıyla yapan tüm çalışanların gerçek ücretlerine kavuşacakları müjdesini verdi.
Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı taşeron işçisi olarak çalışırken kadroya geçirilen belediye personeli ile bir toplantı yaptı. Virüs salgını nedeniyle Belediye Garajı’nda açık havada yapılan toplantıda tüm birim amirleriyle birlikte belediye meclis üyeleri de hazır bulundu. Burada bir konuşma yapan Başkan Kantarcı, taşeronda çalışırken kadroya geçirilen işçilerle ilgili düzenleme yapan 696 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname’nin ücret artışına getirdiği kısıtların sona erdiğini söyleyerek, önümüzdeki dönemde görevini layıkıyla yapan tüm çalışanların gerçek ücretlerine kavuşacakları müjdesini verdi.
BURAYA PARAŞÜTLE GELMEDİM
Başkan Kantarcı, 2014 Nisan ayından bu yana Çaycuma halkına canla başla hizmet ettiklerini söyleyerek başladığı konuşmasına, “Geçen altı yıllık dönemde yapılan hizmetlerin, her açıdan Çaycuma tarihinde hiç görülmedik sayıda ve büyüklükte olduğunu siz de biliyorsunuz, cümle alem de kabul ediyor. Çaycuma halkı da bunun takdirini gayet güzel bir biçimde yaptı, 2019 seçimlerinde verdikleri oylarla bu başarıyı net bir biçimde tasdik etti. 2014’te bu kutsal göreve, 40 yıla yakın süren başarılı sayılabilecek iş hayatından geldim. İnşaat sektöründe havaalanı dâhil, çok önemli mühendislik işlerini başarı ile tamamladık. Sigortacılık, bilgisayar gibi birçok iş alanı açtık. Bölgenin ilk hazır beton firmasını kurduk. Bu uzun süre zarfında binlerle ifade edilecek sayıda çalışanımız oldu. Çok şükür, bütün işlerimizi başarı ile sürdürdük ve en iyi şekilde tamamladık. Arkamızdan kimseye söz söyletmedik. Bütün çalışanlarımızın, hepsinin ücretlerini son derece düzenli olarak ödedik. Sigortalarını zamanında yatırdık. Binlerle ifade edilecek çalışanımız, bizden aldığı ücretle evini geçirdi, çoluk çocuğunu büyüttü ve emekliliğini hak etti. Bütün bu yaptığımız işlerden ne piyasaya ne çalışanlarımıza bir kuruş borç bırakmadık. Niye bunları söyledim? İş, çalışma, emek, ücret, emeklilik, geçim, gelecek kaygısı gibi kavramların içinden geldiğimi anlatmak istiyorum” dedi.
BAŞKAN SEÇİLİNCE TİCARİ HAYATIMA TAMAMEN SON VERDİM
Bütün mesleklere saygı duymakla beraber, yöneticiliğin de bir eğitim ve tecrübe gerektirdiğini söyleyen Başkan Kantarcı, “Hayatım boyunca yapmadığım iş kalmadı. Belediye Başkanlığına paraşütle gelmedim. Dolu dolu bilgiyle ve tecrübeyle geldim. Hem de herkesin üç kuruş menfaatinin hesabını yaptığı devirde ticari hayatıma tamamen son verme basiretiyle geldim. Çaycuma Belediyesi başkan adaylığı bana teklif edildiğinde vicdanımın sesini dinledim, ömür boyu elde ettiğim birikimlerimi bu güzel memlekete vermem, buradaki insanların hayatını kolaylaştırmam gerektiğini düşündüm. Gerçekten Çaycuma iyi yönetilmiyordu ve içim kan ağlıyordu. Oysa herkesin bildiği gibi yaşamımın geri kalanını çok daha rahat sürdürme olanağım elimdeydi. Sonuçta rahatımı bozacak zor kararı verdim. Geri kalan ömrümü Çaycuma’ma adadım. Çaycuma halkı beni anladı ve belediyenin başına getirdi. Beni çok seven bazıları rahatımı sağlamak için Bodrum’a göndermek istedilerse de Çaycuma halkı ezici bir çoğunlukla buna izin vermedi. Oy veren veya vermeyen herkese minnettarım” dedi.
BELEDİYEDE 150 OLAN ÇALIŞAN SAYISINI 330’A ÇIKARDIK
Çaycuma Belediyesinde görevi devraldığında, memur-kadrolu işçi-taşeron işçisi, toplam 150 civarında çalışan olduğunu söyleyen Başkan Kantarcı, “Bu kadrodan 70-80 kişinin emekli olduğu veya ayrıldığı göz önüne alındığında devraldığım belediyeden 70-80 kişi şu anda görev başındadır. Oysa belediyemizin bugün toplan çalışanı ÇAYBEL dahil 330 civarındadır. Yani, net olarak 250 kişiyi iş ve aş sahibi yapmışız bu dönemde. Bu basit bir olay değildir. Bu dev bir kadrodur. Rakam çok ciddidir. Açık söylemek gerekirse her yiğidin harcı da değildir. Milyonlarca lira harcayarak kurulan fabrikalara bile bu kadar sayıda işçi çalıştırmak mümkün değildir. Ülke ekonomisinin dibe vurduğu, herkesin eleman çıkarttığı dönemde biz çok sayıda insanı iş sahibi yaptık. Onları çalıştırmak için gıcır gıcır makineler kamyonlar aldık, iş sahaları açtık. Çaycuma Belediyesi çağ atladı. Oysa belediye aynı belediye, nüfus aynı nüfus. Peki, neden bu kadar eleman aldık? Üretken bir belediye olduğumuz için aldık. Kimsenin aklına gelmeyen iş sahaları yarattık. Kendi işimizi kendi elemanımızla yaptık. Eleman almak yerine bu işleri müteahhitlere ihale ederek yapabilirdik. Sizleri onlara mecbur etmemek için kendi elemanımızla yapmayı tercih ettik. Sadece ÇAYBEL şirketinin bünyesinde 70 den fazla arkadaşımız çalışıyor” dedi.
FİLANCA KİŞİYE, MUHTARA, PARTİYE DEĞİL ÇAYCUMA HALKINA HİZMET EDİYORUZ
Bunu yaparken belediyeyi adam deposu yapmadıklarını da ifade eden Kantarcı, sözlerine, “Kimseyi siyasete kurban etmedik. Bizim partili, hısım akraba, onun bunun adamı değil, işe yarayacak en iyi kişiyi adaletle seçmeye çalıştık. Sizleri onun bunun torpiliyle mi işe aldık? Hayır. İşe göre adam aldık. Çalışan birçok arkadaşımızı mesleğinde ehil olduğuna inandığım kişilerin seçimiyle işe aldık. Bu yüzden çalışan arkadaşlarımızın birçoğunu ben hâlâ tanımıyorum bile. Eskisi gibi kimse korunup kollanmıyor artık, kimse itilip kakılmıyor. Başkanın ya da müdürlerin, ya da birilerinin adamları yok burada. Bu belediye filanca kişiye, filanca muhtara, falanca partiye hizmet etmiyor. Kime hizmet ediyor? Çaycuma halkına. Hem de hiçbir ayırım yapmadan. Geldiğim ilk günden beri çalışmadan, işe gelmeden para alan, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlere bir saniye bile göz yummadım. Kullandıkları aletlere hor bakan, onları kıran ve bozanlarla nifak çıkaranlara karşı en sert tedbirleri aldım. En sert mücadeleyi vererek onları zor da olsa ayıkladım. Çaycuma Belediyesi en nihayet huzurlu işyerine dönüştü. Ben zaten niye buraya bunun İçin geldim. Çaycuma Belediyesinde yatmak, işten kaytarmak isteyene yer yok. Size de tavsiyem aranızda çalışmak istemeyenleri barındırmamınızdır. Niye birisi canla başla çalışırken, diğeri orada burada keyif çatsın? İşe gelmeden maaş alsın? Gidip dışarılarda iş yaparak gelip burada yatsın. Herkes şunu bilmeli: Burada olduğum sürece bu tutumum asla değişmeyecektir. Allah çalışanla beraberdir. Diğerlerinin çoluk çocuğunun kursağından geçen haramdır” diyerek devam etti.
TEMİZLİK İŞLERİ BELEDİYENİN EN ÖNEMLİ BİRİMİ, ÇALIŞANLARI DA ÇOK DEĞERLİDİR
Tüm bunları yaparken önlerine en büyük engel olarak yönetici eksikliği çıktığını söyleyen Kantarcı, konuşmasını “Belediyemizde var olan değerli yöneticileri yenileriyle takviye etmeye çalıştık. Ama şunu itiraf edeyim ki, sizleri adaletle ve basiretle yönetecek yönetici bulmakta hâlâ çok zorlanıyoruz. Örneğin, garaj, belediyenin en zor yeriydi. Aynı zamanda ambar ve akaryakıt dağıtımın yapıldığı yerde ne yaptıysak dikiş tutturamadık. Geldiğimiz şu durumda göreve yeni getirdiğimiz Tanju arkadaşımız ümit vadediyor. Temizlik hizmetleri de öyle. Temizlik hizmetleri ya da çirkin tabirle Çöp, sürgün yeriydi. Ne demek çöp? Bunu asla kabul etmedim. İddia ediyorum, Temizlik İşleri belediyenin en önemli birimidir. Her zaman söylüyorum, eğer temiz bir Çaycuma yoksa ben ‘Başkanlık yaptım’ demem. Göreceksiniz, temizlik işleri öyle cazip bir yer haline gelecek ki, başka birimlerden kendiliğinden buraya geçmek isteyenler olacak. Su İşleri de çok değerli, Fen İşleri de, ÇAYBEL şirketi de. Çalışanları da çok değerli o sayede. Çaycuma Belediyesi bütünüyle bir Avrupa kuruluşu olma yolundadır. Kurumlaşma yolundadır. Görüyorsunuz, hizmete aldığımız belediye binası büyük illerde bile yok. Bu, binadan çok daha öte, bir kompleks. Ve belediyemize büyük gelir getiriyor. Niye 60 senedir belediye binası yapılamadı? İtfaiyemizin dünkü durumunu, temizlik hizmetlerinin eski hastanenin yanında bulunan çarpık binadaki zavallı halini unutmayın. İnşallah bu dönem içinde Garaj ve Fen işlerini de modern yeni tesislerine kavuşturacağız. Ben buradayken inşallah eksik hiçbir şey kalmayacak” diyerek sürdürdü.
YASA ‘%4’ TEN FAZLA ZAM YAPAMAZSIN’ DİYEREK ELİMİZİ KOLUMUZU BAĞLADI
Taşeron yasası çıkmadan önce, işe alınanlara piyasada geçerli olan ücreti verdiklerini söyleyen Kantarcı, konuşmasında, “Yeni işe aldığımız arkadaşın piyasadaki ücret karşılığı ne ise onu vererek işe alıyorduk. Yıldan yıla da ona göre artırıyorduk. Belediyede çalışan arkadaşımızın hiçbir sıkıntısı yoktu. Herkes memnundu. Ne zaman ki, hükümetin, taşeron yasası uygulaması çıktı, elimiz kolumuz bağlandı. Hükümet, ‘%4’ ten fazla zam yapamazsın’ dedi. Ama ‘Enflasyon çok yukarıda’ dedik. ‘Diğer her şey çok pahalandı’ dedik. ‘Hayır, yapamazsın’ dendi. Çaresiz kaldık. Geçen süre zarfında hak eden etmeyen herkese aynı oranda ve çok az miktarda zam yapmaya mecbur edilmemiz, diğer taraftan enflasyon nedeniyle asgari ücretin yükselmesi, ücret dengemizi alt üst etti. Ücretler arasındaki kademelendirmeyi dinamitledi. Bir düz işçi ile bir operatör, bir usta aynı parayı alır hale geldi. İş barışı dinamitlendi. Ama biz yine de en düşük alan, mesleksiz arkadaşımıza bile genel başkanımızın talimatıyla, asgari ücretin hep üstünde ücret verdik. Ve geçen zaman zarfında hiç aksatmadan ücretleri, primleri ve vergilerini de ödedik. Sizler de sağ olun bu sıkıntılı dönmeme katlandınız. Etrafa bir bakın. Aylarca ücret almadan çalıştıran belediyeleri görün. İflas etmiş belediyeleri görün. Mukayesesini iyi yapın” şeklinde ifadelere de yer verdi.
BAZI PERSONELİMİZE BELKİ %50 ZAM VERECEĞİZ
Konuşmasını “Size müjde vermek istiyorum” diyerek sürdüren Kantarcı, “30 Haziran itibarıyla bu uygulama kalktı. Yerine de bir şey gelmedi. Şimdi benim elim kolum serbest. İnşallah bir aksilik olmazsa bu yılbaşından itibaren bu bozukluğu telafi edeceğiz ve bu dengeyi yeniden kuracağız. Nitelikli personele hak ettiği karşılığını vereceğiz. Bu yüzden geçen dönemdeki haksızlığı gidermek için 2021 zam oranları farklı olacak. Bazılarına belki %50 zam vereceğiz mağduriyetini karşılamak için.
Verimsiz olduğunu düşündüğümüz bazılarıyla da yolları ayırabiliriz. Bir düz işçiyle bir operatörün veya bir ustanın ücreti arasında makul bir kademe olmalı ve olacaktır. Ama burada tek bir ölçeğimiz var; çalışkanlık ve verimlilik. Az önce söylediğim gibi burada çalışan büyük çoğunluk bu dönemde iş sahibi olmuştur. İşe alınmada en önemli referansı mesleki becerisi ve ahlakı olmuştur. Diğer hususlar arkadan gelmiştir. Ben kendi partim tarafından geçen dönemde ağır eleştirildim bu yüzden. Çalışma döneminde de aynı kriterler geçerlidir. Son olarak size söylemek istediğim şudur: Ben buradayken, bu görevdeyken hepinizin en büyük güvencesi benim. Taşeron yasası nedeniyle bozulan ücret meselesini de çözecek olan da benim. Sizi ekmek ve iş sahibi yaparak gönlünüze giren Belediye Başkanı olarak, bundan sonra da arkamdan hayırla ve iyilikle yad edilmek isterim. Bütün diğer başarılı işlerde olduğu gibi, çalışanlarımızla olan barışı da bütün belediyelerden ve işyerlerinden daha fazla gerçekleştireceğiz” dedi.
TEK BİR ŞEYE İHTİYACIMIZ VARDIR, O DA ÇALIŞKAN OLMAKTIR
Topluca belli oranda ücret artışının adil olamayacağını da söyleyen Kantarcı, konuşmasında, “Çalışanla çalışmayan, üretenle üretmeyen bir olamaz. Hükümetin haksız uygulamasından kurtulduğumuz bu dönemde, her zaman olduğu gibi bana güvenerek bozulan dengeyi sağlamamıza yardımcı olmanızı bekliyorum. Eğer çözümden mutlu olmazsanız, tekrar bir araya gelip sizlerin arzu ettiğiniz çözümü konuşuruz. Büyük Atatürk’ün sözü bizim meşalemizdir: Tek bir şeye ihtiyacımız vardır, o da çalışkan olmaktır” şeklinde cümlelere de yer verdi.
KENDİNİZİ VİRÜS SALDIRISINDAN LÜTFEN KORUYUN
Kantarcı konuşmasını, “Geçtiğimiz mart ayından bu yana, çektiğimiz birçok sıkıntı yetmezmiş gibi bir de Koronavirüs belasıyla uğraşıyoruz. Dünya çapında yaşanan felaket, kış aylarıyla beraber hepimizi çok ciddi ölçüde tehdit eder hale geldi. Önlemler nedeniyle birçok sektörde büyük krizler yaşanıyor. İnsanlık çok ciddi bir sınavdan geçiyor. Tüm dengelerin değişeceği, birçok sektörün ve mesleğin ortadan kalkacağı tarihe karışacağı söyleniyor. Firmalar kapanıyor, iflas ediyor, çalışanlar işsiz kalıyor. Hiç kimsenin garanti bir işi ve geleceği yok. Aşının ise ne zaman işimize yarayacağı belirsiz. Ama belli ki uzunca bir süre bu bela başımızda. Bu kış çok zor geçeceğe benziyor. Zaten iyi gitmeyen ekonomi bu virüs belasıyla bizi nereye sürükleyecek belirsiz. Belediyenin görevi itibarıyla, yani varoluş sebebi nedeniyle, virüs tehlikesiyle bire bir karşı karşıyayız. Görevlerimizi normal sürdürmenin zorluğunun yanında, hepimiz hayati tehdit altındayız. Arkadaşlarımızı kaybedebiliriz, arkadaşlarımızın yakınlarını kaybedebiliriz. Hatta işimizi de kaybedebiliriz. Onun için bu büyük tehlikeden korunmak için kendimizi eğitelim, dikkatli hareket edelim. Ne olur ‘Bana bir şey olmaz’ demeyin. Şunu bilin, bu dönem çalışanları olarak hepimiz Çaycuma’nın tarihine altın harflerle geçtik. Harikalar yaratmayı sürdüreceğiz hep birlikte. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Bütün bu büyük işleri hep birlikte yaptık. Çaycuma Belediyesinin etrafta bir benzeri yok inanın. Hoşça kalın, sağlıcakla kalın” diyerek tamamladı.