DÜZCE - ÖMER ÜRER - 18 yıl önce, 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleriyle sarsılan, binalarının yüzde 60ı kullanılamaz hale gelen ve altyapısı çöken ve o dönem ilçe olan Düzce, önce il statüsüne kavuşarak yaralarını teşviklerle sararak küllerinden yeniden doğdu.
Düzce Valisi Zülkif Dağlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin üzerinden 18 yıl geçtiğini ve bu geçen sürede Düzcenin depremle yaşamayı, nasıl tedbirler alınması gerektiği konusunda gelişim sağladığını anlattı.
Depremin ilde büyük zararlara yol açtığını anımsatan Dağlı, 17 Ağustosta 270 vatandaşımız, 12 Kasımda 710 vatandaşımız olmak üzere 980 vatandaşımızı depremlerde kaybettik. Konutlarımızın yüzde 82si, iş yerlerinin yüzde 87si hasar gördü. İl olarak maddi, manevi kayıp yaşadık. 18 yılda, hem manevi kayıplarımızı acı ile andık hem de maddi kayıplarımızı hem telafi etme çabasında olduk. diye konuştu.
Kentin bu süreçte yaralarını sarmak için büyük çaba verdiğini belirten Dağlı, kentin nüfusunun il olmasından bu yana sürekli artış göstererek 370 bini geçtiğini vurguladı.
Organize sanayi bölgelerinde gelişmeler yaşandığını dile getiren Dağlı, şöyle devam etti:
Teşvik sayesinde ilimize birçok yatırım yapıldı. OSB sayımız sadece 1 iken, bu sayı şimdi 5e yükseldi. Şu anda 5 tane OSBmiz çalışıyor. Bunlarla yaşadığımız can ve mal kaybını telafi etmeye çalışıyoruz, çabalarımız devam ediyor. Can kayıplarını telafi etmemiz hiçbir şekilde mümkün değil ama en azından maddi anlamda, ilimizi daha parlak bir geleceğe kavuşturmak için çalışmalarımız devam ediyor. ifadelerini kullandı.
- Duyarlılık oluşturmamız gerekiyor
Depremle yaşamak için birçok çalışmanın ve eğitimin verildiğini aktaran Dağlı, 18 yıl önce yaşadığımız depremden ders alabildik mi? Bunun üzerinde durmamız ve bunu düşünmemiz gerekiyor. Çok katlı yapılara müsaade edilmesini istemiyoruz. İl valisi olarak, zemin artı 2 katın üzerinde yapılaşmanın doğru olmadığını belirtmek istiyorum. Hep birlikte deprem bilincini tatbik etmemiz ve bu konuda duyarlılık oluşturmamız gerekiyor. değerlendirmesini yaptı.
- Şehir adeta yerle bir olmuştu
Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay ise depremin ardından kentin zor bir süreçten geçtiğini hatırlattı.
Deprem gecesini kent için kabus olarak tanımlayan Ay, O gece şehirde bir kabus yaşandı. Gerçek tabloyu biz sabah görebildik. Ne kadar can kaybı olduğunu ve ne kadar binanın yıkıldığını o zaman anladık. Şehir adeta yerle bir olmuştu. Düzce 12 Kasımda çok büyük bir felaket geçirdi. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. dedi.
Kentin depremin ardından Bolu ilinden ayrılarak il statüsüne geçirildiğini anımsatan Ay, şunları kaydetti:
Depremden sonra Boluya bağlı ilçe olan Düzce il oldu. Hızlı bir planlamayla yeniden inşa edildi. Hükümet tarafından il vasfı verilen şehir daha hızlı toparlandı. İlk başta herkes Artık Düzcede yaşanmaz diyerek farklı illere gitti ama Düzcenin il olması, yeni konutlar ve organize sanayi bölgelerinin yapılması ile Düzce tekrar bir cazibe merkezi oldu. Bunun ardından insanlar akın akın Düzceye gelmeye başladı. O zamanlar merkez nüfus 60 bin civarındayken şimdi kent merkezinde 160 bin kişi yaşıyor.
Başkan Ay, kentin 18 yılda önemli yol katettiğini vurgulayarak, tarımı, sanayisi ve doğasıyla çok yönlü kalkınan, hızla ilerleyen bir il haline gelindiğini vurguladı.
Kentin, bölgenin parlayan yıldızı olma yönünde ilerlediğine işaret eden Ay, Biz de depreme karşı daima bilinçli hareket ederek yapılarımızı sağlam yapıyoruz. Deprem yönetmelikleri kapsamında belediye olarak ciddi takip içindeyiz. ifadeleri kullandı.
- OSBler dikkatli bir şekilde yapıldı
Düzce Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Fahri Çakır ise her 12 Kasımda deprem hüznü yaşadıklarını belirterek, 18 yıl önce, kentte ticaret ve sanayi anlamında hizmet veren işletmelerin yüzde 60ının yıkıldığını aktardı.
Çakır, şunları söyledi:
Düzce, gelir düzeyinde ivme kaybetti. Kentte çok kişi 18 yıl önce, işini, aşını kaybetti. Bugünkü ölçekte düşünecek olursak o zamanki tahribat ciddi ölçüde ekonomik kayıp demektir. Yaklaşık bin vatandaşımızı kaybettik. Bu büyük bir travmaydı. 1999 yılında sanayi, bugünkü sanayiyle mukayese edilemeyecek kadar geride. O zamanlar kent genelindeki bu OSBler yoktu. Çok sayıda ağaç işleyen işletmeler vardı. Diğer büyük 3-4 işletme vardı onlar da yıkılmadı zaten. Bugünkü gibi OSBlerimiz ya da büyük işletmelerimiz yoktu, diğer küçük işletmeler büyük zarar gördü. 12 Kasımın ardından sanayiler günün teknolojisine uygun olarak geldi. Artık ileri teknoloji ile en az 9 şiddetindeki depreme dayanıklı olarak yapıldı. Bunun en büyük örneği OSBlerdir. Bu takip ve yönetmelik konusu özellikle OSBlerde dikkatli bir şekilde yapıldı.
Güncelleme Tarihi: 11 Kasım 2017, 09:02