100 Yıl Kdz. Ereğli’de de coşku, gurur ve onurla kutlandı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100'üncü yılı tüm yurtta olduğu gibi Kdz. Ereğli’de de coşku, gurur ve onurla kutlandı.

100 Yıl Kdz. Ereğli’de de coşku, gurur ve onurla kutlandı.

 Haber güncelleme tarihi : 29-10-2023 | 13 : 20 18

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100'üncü yılı  tüm yurtta olduğu gibi Kdz. Ereğli’de de coşku, gurur ve onurla  kutlandı.

Kdz.Ereğli Atatürk Bulvarında gerçekleştirilen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına bu yıl katılım oldukça yüksek olurken,insanların heyecanı da gözlerinden okunuyordu.

 Tören, Kaymakam Yapıcı, Komutan Uğur ve Başkan Posbıyık'ın askeri cip üstünde okullar, halk ve protokolü selamlaması ile başladı. Ardından Saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal marşı okundu. 

Tören, Kdz.Ereğli Kaymakamı Mehmet  Yapıcı, Kdz.Bölge ve Garnizon Komutanı Komutan Niyazi Uğur ve Kdz.Ereğli Belediye Başkanı Halil  Posbıyık'ın askeri cip üzerinde  okullar, halk ve protokolün Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun” mesajıyla başladı.

Daha sonra  saygı duruşunda bulunulularak,  İstiklal Marşı okundu. Günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı Kdz.Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı yaptı.

 KAYMAKAM YAPICI: “GURUR YAŞIYORUZ...”

 Tören konuşması gerçekleştiren Kaymakam Yapıcı, “bugün Büyük Atatürk’ün önderliğinde Yüce Türk Milletinin vatanı, bayrağı ve değerleri için verdiği büyük mücadeleler sonucunda kurulan, şanlı tarihimizin altın halkalarından biri olan Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamanın heyecanı ve haklı gururunu yaşadıklarını vurguladı.

 “CUMHURİYET KOLAY KURULMADI…”

 Cumhuriyet’in Kırım, Osmanlı-Rus, Yunan, Trablusgarp, Balkan, Birinci Dünya Savaş ve Kurtuluş Savaşı gibi yedi büyük savaşın ardından kurulduğunun altını çizen   Yapıcı, konuşmasında ayrıca şu görüşlere yer verdi;

“Bu savaşlardan yalnız sonuncusu zaferle bitmiştir. Ama bu zafer, vatandaştan yalnız canını ve kanını istememiştir. Onun atını, arabasını, çorabını, kağnısını, keten bezini, pencere demirini alarak bu savaş kazanılmıştır.

Savaş yılları Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisini tümden harap etmiş, ekin tarlada çürümüş; toprak tohumsuz, evler erkeksiz kalmıştır. Kağnıya ve sabana koşulacak hayvan, çiftin sapına yapışacak erkek yokluğunda çifte, hayvan yerine kadınlar koşulmuştur. Savaş yılları, Türk aydınlarının en yiğit, en idealist, en eğitimlilerini ölüme sürmüş, onlar geri gelmemiştir.

Dağlar soyulmuş, ovalar bataklık haline dönmüştür. Levantenler, azınlıklar her türlü işbirlikçiler ülkenin bütün varlıklarını o günkü saray yavrusu köşklerinde soylu bir hayat yaşayarak Türkleri iliklerine kadar sömürürken, Türk milleti ne olduğunu anlamadığı ve hak etmediği borçlarla karşı karşıya kalmıştır. 

Bu borçların ödenmesi için yapılan anlaşmalarla önce şehirlerin, sonra kasabaların, arkasından köylerin gelirleri yabancı şirketlere devredilmiş bu şirketler köylülerin depolarındaki 3 kile buğdayın 2 sini götürmektedir. Vergilerin yüksekliği nedeniyle üretim düşmüş yer yer kıtlıklar başlamış resmi verilere göre halk otlarla, onu da bulamazsa ağaç kabukları ile beslenmektedir. 

 “TÜRKÜ TÜRK YÖNETMELİDİR…”

 Cumhuriyet ilân edilince memlekette yatırıma harcanacak sermaye ve ekonomik hayatı idare edecek eğitilmiş insan yoktur. Üstelik bütün bu çileye sabreden Türk milleti ‘İdraksiz Türk’ denilerek aşağılanmaktadır. Türk milleti için kara günlerdir o günler. Atatürk, asırlar sonra Türk adını vererek Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu'nu kurdu. İbrahim Çallı'ya Ergenekondan Çıkış tablosunu yaptırdı. Türk Tarih Tezi'ni hazırlattı. Anadolu da kazı çalışmaları yaptırıp, Türklüğün izlerini buldurdu. Petrol Ofisine Göktürk simgesi Bozkurt logosunu koydu. Her konuşmasında Türklük vurgusu yaptı. Anadolu'nun 7 bin yıldır Türk Beşiği olduğunu hep vurguladı. Türklüğün ebedî olduğunu haykırdı. Türk devrimlerini Osmanlının son döneminde unutulan Türklük özüne dönerek yaptı. Türk'ü Türk yönetmelidir dedi. Türk kültürünü yaşamın her alanında hakim kılmak için çalışmalar yaptı. Anadolu'da, unutulmuş, sinmiş, hor görülmüş Türklüğü şahlandırdı. ‘Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur’ diyerek unutulmuş Türklüğü hatırlattı. Bir Türk Dünyaya bedeldir dedi. Dünyada en korkunç sömürge Bir milletin Kaynaklarının, servetlerinin çalınması değil, Beyinlerinin ve gönüllerinin çalınmasıdır. Eğer bir millet beynini ve gönlünü satmazsa gün gelir her şeyine kavuşur. Eğer zihinler ve gönüller köle olduysa o milletin kurtuluşu imkansızdır. Her sömürgede böyle sahte çağdaş, aydın takımı yetiştirilmiştir ve bunlar kendi kültürlerinden kopuk. Kendi milletinden halkından tiksinen, kendi kültürüne yabancı ama arada halkçılık edebiyatı yapan tipler yetişmiştir. Türkiye’nin başına da bunlar bela edildi. Batıdan medet uman ya satılmıştır, vatansızdır, vatan hainidir.”

 “ATATÜRK, EŞSİZ BİR LİDERDİR…”

 Atatürk’ün önem verdiği milli değerleri anımsatarak; milli şuurdan uzak yabancı hayranlığı taşıyan yeni nesil içindeki bazı gençlere seslenen Kaymakam Yapıcı, konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü;

“Atatürk’ün 1919-1938 yılları arasında yaptığı mücadelenin Türk dili, Türk Tarihi, Türk Kültürü ve Türk adı etrafında şekillenmesi, milli siyaseti, milli hedefleri otaya koyması yapılan inkılabın bir Türk inkılabı olduğunu açık bir delilidir. Atatürk Türk İstiklal ve Cumhuriyet’ini, ahlak, bilgi, fazilet, iman, milli ruh, milli şuur ve milli ülkü sahibi olması gereken, Türk gençliğine emanet etmiştir. Bu gençliğin milli şuurdan uzak, yabancı hayranlığı, Türk düşmanlığı ve maddi menfaat hesapları içerisinde olması durumunda gerektiğinde kanını, canını vererek, milletini koruması tabii ki mümkün değildir.

Bir milletin İstiklalinin korunur halde olması için o milleti meydana getiren insanların birlik ve bütünlük içerisinde şuurlu bir şekilde hareket etmesi gereklidir. Birlik ve bütünlüğün tesisi için o ülkenin iç ve dış düşmanlara karşı dikkatli, uyanık ve güçlü olması gereklidir. Bunun içinse o milleti meydana getiren fertlerin aynı dili konuşmaları, aynı tarihi şuur etrafında birleşmeleri, Aynı konuda iman ve inanç sahibi olmaları, aynı kültür ve ülküyü benimsemeleri, ekonomilerinin tam bağımsız, devletlerinin milli olması, milletlerini milli bir kıskançlıkla korumaları şartları vardır. Bütün bu bahsettiğimiz hususlar Türk Milliyetçiliğinin vazgeçilmez unsurları Atatürk inkılabının ise temel ilkeleridir.

20’nci yüzyılın hatta 21’inci yüzyılın lideri kabul edilen tüm dünyanın sevgi ve saygı duyduğu Büyük Önder Atatürk’ü tanımak onun söylediklerini, yaptıklarını incelemek, yaşadığı zamanı değerlendirmek, sözlerindeki derinliği kavramak bizlerin vazifesi olmalıdır. Atatürk, dehasıyla çağının en büyüğü olduğu gibi, düşüncelerini çağlar ötesine taşımayı başarmış eşsiz bir liderdir.

Bu duygu ve düşüncelerle; Cumhuriyet’imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, kahraman silah arkadaşlarını ve bu toprakları bizlere vatan yapan aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi saygı, şükran ve rahmetle anıyor; tüm halkımızın Cumhuriyet Bayramı’nı en içten duygularımla kutluyorum.” 

 “TÖRENE BÜYÜK KATILIM…”

 Konuşmanın ardından  2*9 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle okullarası düzenlenen yarışmalarda dereceye giren şiir ve komposizyoonlar okundu.

 Bando eşliğinde okulların ve katılımcı grupların resmi geçidi ile sona erdi. Yürek kabartan ve yürek ısıtan tören geçidi  sırasında renkli görüntüler de yaşandı.  Bebeklerden,  yaşlılara binlerce vatandaş, ellerinde Türk bayrakları ile 100’üncü yıla tanıklık etti.

Sahil bandı Atatürk Bulvarı üzerinde gerçekleştirilen Cumhuriyet Bayramı’nın 100. yılı kutlamalarına;  Kdz. Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı, AK Parti Zonguldak Milletvekili Saffet Bozkurt, CHP Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğrul, Karadeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Niyazi Uğur, Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Cumhuriyet Başsavcısı Akın Çetin, Ağır Ceza Başkanı ve Komisyon Başkanı Aynur Çelik, siyasi parti temsilcileri,sivil toplum kuruluşlu temsilcileri,  askeri ve sivil erkanın yanı sıra okullar,öğrenciler katıldı.

Gündem

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER