Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi kantinin iptal edilen ihalesinin ikinci kez yapılacağını ve ihale ilanının yayınlandığı haberi vardı gezetelerde.
İhalede adrese teslim bir ilan hazırlandığını öğrenmek inanın beni hiç şaşırtmadı!
Alıştık artık adrese teslim ihale ilanlarına…
Bülent Ecevit Üniversitesindeki bu ihale bana geçmişte bölgemizde bir belediyenin açtığı asfalt ihalesini hatırlattı…
İhale ilanında bazı maddeler vardı.
Mesela; İhaleye girecek firmanın 30 tonluk 26 tane kamyona sahip olması…
Tek firmada var!
Saatte şu kadar üretim kapasitesine sahip tesisi bulunması…
Tek firmada var!
Bilmem şu kadar kapasiteye sahip iş makinesinin bulunması…
Bu da tek firmada var!
Gibi şartlar vardı ihale ilanında…
Sadece şunu yazmamışlar: “İhaleye Hüseyin Orhan’dan başkası giremez!”
Bülent Ecevit Üniversitesindeki kantin ihalesi de bana bunu hatırlattı…
Çünkü ihale şartnamesinde belirtilen maddelere Zonguldak’ta tek bir firmanın sahip olduğu öne sürülüyor…
Niye ihale ile uğraşıyorsunuz ki?
Çağırın o firmayı verin gitsin!
Kamu zararıymış, rekabet ortamıymış kimin umurunda…
Hatta kantinde sigara ve alkollü içki satışına bile izin verin!
Nasılsa kafaya koymuşsunuz o firmayı zengin edeceksiniz ya!
İnanın ne diyeceğimi bilemiyorum…
Acaba arkadaşlar haberi yanlış mı yazdılar diye düşünmektende alıkoyamıyorum kendimi!
Öyle ya…
Koskoca Üniversitede böyle bir adaletsizlik, böyle bir usulsüzlük olabilir mi?
Olamaz, olmamalı da!
Bundan birkaç yıl önce Kdz. Ereğli Adliyesinde bulunan çay ocağının ihalesi yapılmıştı…
Gizli saklı…
Çay ocağını çalıştıran taşeronun bile haberi olmamıştı…
Yazı İşleri Müdürüne gittim…
Bu ihaleye girmek istediğimi ancak haberimin olmadığını söyledim.
Şaşkınlıkla karşılandım…
Dilekçe vermem gerektiğini söylediler…
Gittim dilekçe yazdım…
Başsavcı beni karşısına çağırdı…
Verdiğim dilekçenin hesabını sordu resmen bana…
Psikolojik baskı yapmaya çalıştı…
Ne dediyse cevabını verdim…
İhaleyi hangi kurallara ve hangi yasaya göre yaptığını anlatarak, “Git kardeşim istediğin yere şikayet et” dedi…
Pes etmedim ve edemezdim. Çünkü ortada inanın büyük bir kamu zararı vardı…
Aslına bakarsanız ihaleye gireceğim felan da yok…
Ankara’yı arayarak ilgili makamlara faks çektim…
Aradan bir süre geçti ve bir gün bir dostum arıyor; “Adliye çay ocağı ihale ediliyor ama beni ihaleye almıyorlar!”
Öğreniyorum ki benim dilekçem üzerine ihale iptal edilmiş ve yine gizli saklı yapılmaya çalışılmış…
Ama bu sefer ihaleye Ylmaz Yalçın da girmiş…
Sonuç ne oldu biliyormusunuz. İlk ihaleden yaklaşık 10 kat fazlasına Yılmaz Yalçın’da kaldı!
Devletime kazandırdığım parayı düşündüm. Büyük para…
Vicdanen okadar rahatladım ki…
Acaba diyorum, Bülent Ecevit Üniversitesi’nin bu adrese teslim ihalesine engel olacak vatansever bir bürokrat, vatandaş veya siyasetçi yok mu?
Zonguldak’ta bu kadar vatanseverin olduğu yerde Ereğli’den çıkıp benim itiraz etmem yakışır mı bilemem…
Ama ben eminim ki Zonguldak’ta bu işe dur diyecek birileri çıkacaktır…
En azından güvendiğimiz bir valimiz var…
Yemek işini bile birilerine peşkeş çekmeyen, çektirmeyen, çekmek isteyenlerin önüne set koyan valimiz…
Size güveniyoruz sayın valim…
Bir usulsuzlık varsa Savcılığa dilekçe ile başvuru yapmanız gerekir.