Enerji Bir-Sen kongresinde güven tazeleyen Şube Başkanı Sedat Güngör, "TTK’nın işçi, Memur açığı ivedilikle giderilmeli, TTK mutlaka yeniden yapılandırılmalı, sistemden kaynaklanan sıkıntıların yöneticiler üzerinden kaldırılması sağlanmalıdır" dedi. Enerji Bir-Sen Zonguldak Şubesin'nin 4.olağan Genel Kurulu gerçekleştirildi. Cumartesi günü öğretmen evinde düzenlenen kongrede mevcut Başkan Sedat Güngör Güven tazeledi. Kongreye: iMemur-Sen il temsilcisi Kamuran Aşklar ve Memur-Sen'e bağlı sendikaların başkanları ve yöneticileri ile çok sayıda sivil Toplum kuruluşu temsilcisi ve delegeler katıldı. Kongrede Divan oluşumunun ardından video gösterisi izlendi. TEK LİSTEYKE GERÇEKLEŞTİRİLEN GENEL KURULDA SEDAT GÜNGÖR GÜVEN TAZELERKEN YENİ YÖNETİM ŞU RESİMLERDEN OLUŞTU YÖNETİM KURULU: Sedat Güngör, Nail Altuntaş, Kadir Dalkılıç, Sami Ören, Nurettin Yıldız, Arif Karakaş, İrfan Aslan. DENETİM KURULU: Ferhat Kazaz, M. Ersan Ayan, Mehmet Kuzeyi, TTK'NIN İŞÇİ VE MEMUR AÇIĞI KAPATILSIN, TTK YENİDEN YAPILANDIRILSIN Kongrede konuşan enerji bir tane şube başkanı Sedat Güngör, "Bizim baştan beri TTK ile ilgili söylediğimiz bir gerçek var. TTK Şehrimizin ve ülkemizin ihtiyacı olan güzide bir Kurumumuzdur. TTK Geleceğe mutlaka okul, Ekol, Üreten ve verimliliğe dayalı bir vizyonla taşınmalıdır. TK’nın işçi, Memur açığı ivedilikle giderilmeli" dedi. TTK'nın mutlaka yeniden yapılandırılması ve sistemden kaynaklanan sıkıntıların yöneticiler üzerinden kaldırılmasının sağlanması gerektiğini ifade eden şube başkanı Sedat Güngör şunları söyledi "Çok değerli hazirun, kıymetli delegasyon; Emeği değerlerimizle, alın terini geleceğimizle, Millet odaklı bakış açısını kazanımlarıyla birleştiren, dünyanın en büyük emek hareketi olan Memur-Sen’imizin güzide ve dinamik teşkilatlarından olan, Enerji Bir-Sen Zonguldak Şubemizin Şube Başkanı olarak, sizleri şahsım ve Yönetim Kurulu arkadaşlarım adına sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyorum. 4. Olağan Genel Kurulumuza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz. Ülkemizin ve dünyanın çok zor ve hassas bir döneminden geçtiği bu günlerde yapmakta olduğumuz genel kurulumuzun üyelerimize, Tüm kamu çalışanlarına, şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını yüce rabbimden niyaz ediyorum. Değerli arkadaşlar; Sözlerime başlamadan önce, kısa bir süre evvel TTK Amasra Müessese Müdürlüğümüzde meydana gelen ve hepimizin yüreklerini yakan elim maden kazasında hayatını kaybeden 42 canımıza ALLAH’tan rahmet, yaralanan canlarımıza acil şifalar, elemli ve kederli ailelerine de başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Dileğimiz bu olayın bütün yönleriyle araştırılarak, gerçeğin ortaya çıkarılması, suçlu varsa onlarında hak ettiği cezayı alması suçsuz olanları ise bir an önce serbest bırakılarak, yeni mağduriyetlere meydan verilmemesidir. Unutulmamalıdır ki; Suç isnad edilen her kişi, suçluluğu isbat edilene kadar suçsuzdur. Sonucu ortaya çıkmayan bu gibi olaylarda algı operasyonlarına, itibar cellatlarına çok dikkat edilmelidir. Devletin sokaktan yönetilmesine asla fırsat verilmemelidir. Dileğimiz bu ve bunun gibi olaylardan ilgili bütün taraflar ders çıkararak bir daha böyle acıların yaşanmaması için gerekli her türlü tedbirlerin alınmasıdır. Amasradaki elim kazada ölen yavrularımız nasıl canımızı yaktı, bizleri derinden sarstı ise olay sonrası bazı çevrelerin hiçbir ahlak kuralına, hiçbir evrensel insan haklarına sığmayacak açıklamalarda bulunarak, kaçma ve delilleri karartma gibi hiçbir olaya meyilli ve imkanı olmayan memur arkadaşlarımızın iş yerinde ve evlerinde çocuklarının gözü önünde kollarına kelepçe vurularak derdest edilmeleri de bizleri üzmüştür. Devlette aslolan adalettir. Onun için hep söylediğimiz gibi devlet sokaktan, devlet duygusal, devlet varsayımlarla, yönetilemez. Devletler evrensel insan haklarına saygıyla ve adaletle toplumsal uzlaşmayı sağlarlar. Kıymetli arkadaşlar; Kuruluşundan günümüze kadar, sorumlu sendikacılık gereği hizmet kolumuza bağlı kurum ve kuruluşlarda üyelerimizin hak ve menfaatleri için çaba sarfeden sendikamız sorumlu sendikacılık anlayışını vizyon haline getirmiş, milletimizin ve kamu çalışanlarının menfaatleri içinde her zaman ve her yerde hakkı tutup kaldırmıştır. Laf değil iş üretmeyi, üyesine verdiği değerle elde ettiği kazanımlarla da üyesinin gönlünde kök salmayı, sözde değil özde sendikacılık yapmayı ilke edinmiştir. Kınayıcıların kınanmasından korkmadan, sağımızdaki ve solumuzdaki etkisiz ve yetkisiz sendikaların başaramadığı bir çok kazanımı hayata geçirmenin haklı gururunu üyelerimize yaşatmıştır. Şöyle kısaca bu kazanımlara bir göz atarsak; 1-Toplu görüşmeden toplu sözleşmeye geçiş, 2- Taban aylıklarına zam. 3- 3.600 ek gösterge. 4- VHKİ, Bilgisayar İşletmeni Kadrosu 5- Koruyucu giyim yardımı. 6- Eş Yardımı 7- Çocuk Yardımı 8- Toplu sözleşme ikramiyesi. 9- Ek Ödemeler 10- Arazi Tazminatı 11- Taşkın Tazminatı 12- Yüksek gerilim Tazminatı 13- Vardiyalı çalışanlara servis yardımı 14- Yemek yardımı 15- Koruma ve Güvenlik Görevlilerinin Ek ödemelerinin arttırılması 16- KİT Personelinin lojman kirasında %15 indirim, ve bunlar gibi daha bir çok kazanıma imza atan sendikamız, bundan sonra da üyeleri ve bütün kamu çalışanları için yeni kazanımlar üretmeye sizlerin sayesinde devam edecektir İNŞALLAH. Bu başarıda emeği geçen Başta Genel Merkezimize, Şubelerimize, Delegelerimize, İş Yeri Temsilcilerimize vede Üyelerimize ayrı ayrı teşekkür ediyor, Şükranlarımı sunuyorum. İyiki varsınız iyiki Memur Sen ve Eneji Bir-Sen’liyiz. Değerli Arkadaşlar; Bizim yetkili olmadığımız döneme kısaca bir göz atmakta yarar vardır diye düşünüyorum. Bizden önce sağımızdaki ve solumuzdaki sendikalar 4-5 yıl yetkili oldular. Toplu görüşme masasında çay, kahve içip sohbet etmekten başka hiçbir şey yapamadılar. Bu zamana kadar Kamu çalışanları için bir kalem bile kazandıkları yoktur. Tek başarıları 28 Şubatta milletin iktidarını sermayenin yanına geçerek yıkmak, milletimizin elinden almak olmuştur. Hele solumuzdaki malum zihniyet varya, onların tek bildiği bir şey var, Bilim ve Liyakat kelimelerinin ardına sığınmaktır. Onların bilim dedikleri kendi Filmlerine zemin hazırlamaktır. Onların liyakatı ise kendilerinden olmayan herkes liyakatsız, onlar liyakatlıdır. Bu çevreler bilimden bahsederken biz onların 28 Şubatta, PKK ile ikiz kardeş gibi iş tutmakta, TSK’nın, kendi devletinin Kimyasal gaz kullandığı yalanında, Gezi Olaylarında ve 28 şubatta milletin yüzünü güldüren Merhum Başbakan Erbakan Hükümetini, yıkmak için 5’li çetenin, Sermayenin koluna nasıl girdiklerini, ne filimler çevirdiklerini çok iyi biliriz. Bunların emek hareketine verdiği zarar hala giderilememiştir. Kıymetli arkadaşlar; Bizler bunlara takılmadan, bunlarıda unutmadan ülkemizde son zamanlarda yapılan Enerji, Milli ve Yerli Savunma Sanayinde ki ve de yerli otomobil üretimindeki başarıları takdirle karşılıyoruz. Yeter mi yetmez diyoruz. Ülkenin istiklali ve istikbali için Enerji ve diğer yatırımların artarak devam etmesini istiyor ve destekliyoruz. Türkiye mutlaka enerjiden doğan bütçe açığını Milli ve Yerli üretimle kapatmalıdır. Bizler ülkenin ve millerin yararına olan her güzel ve faydalı işi desteklemeye davam edeceğiz. Ama diğer yandan bugün olduğu gibi bugünden sonrada yanlış ve ülkenin zararına da bir şey görünce de onu olumlu yönden uyarıcı vede yol gösterici eleştirilerimize devam edeceğiz. Dünyada 450 tane nükleer reaktör varken bize kimse ayar vermeye çevrecileri ve başka lobileri karşımıza çıkararak, ülkemizide nükleer santraller kurmaktan vazgeçmeye zorlamasın. Zaten bunada hiçbir kimsenin hiçbir kuruluşun hiçbir devletin hakkı yoktur. Gücüde yetmez. Çünkü; Türkiye Cumhuriyeti devleti her alanda ve her konuda kendi çıkar ve menfaatleri için alınması gereken kararları alabilecek güçte ve kararlılıktadır. Bu alanda son yıllarda her platformda ülkemizin ve milletimiz adına güçlü ve kararlı Liderliğini ortaya koyan Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN’a şahsım ve sendikamız adına şükranlarımı sunuyorum. Takdir edersiniz ki, Enerji sektöründeki Kamu çalışanlarına hizmet vermek, hemde bu işi bu şehrin gözbebeği Zonguldakta yapmak ayrıca sorumluluğumuzu bir kat daha arttırmakta bakış açımızı derinleştirmektedir. Takdir edersiniz ki özellikle maden sektörü çok hassas olunması gereken, üzerinde söz söylenirken çok dikkat edilmesi gereken bir alandır. Şehrimize Türkiye Taşkömürü Kurumu bu işin yıllarca öncülüğünü yapmış ve yapmaya da devam edecek olan çok önemli bir kurumdur. TTK yıllarca hem emek yoğun çalışan bir iş, hemde çalışanların duygusal yoğunluğunun da zirveye çıktığı bir kurum olmuştur. Burası işçisi, memuru, nezaretçisi, Mühendisi ve Yöneticisiyle birlikte “DUYGUSAL YOĞUNLUĞUN” zirveye çıktığı bir kurumdur. Onun için böyle bir ortamda asla ve asla hiç kimse bir başkasının en ufak bir zarar görmesi istemez. Bütün bu duygu yoğunluğunda alınan her türlü önlemlere rağmen de maalesef istenmeyen ölümlü kazaların meydana geldiği de bir gerçektir. Bu acı ve istenmeyen olayları bir fırsat bilerek maalesef bazı ard niyetli çevreler Kurumun ve Kurum çalışanlarının, Kurum Yöneticilerinin “itibar cellatı” olmakta adeta yarıştıkları da gözlerden kaçmamalıdır. Maalesef bu malüm çevreler adeta kendileri ak sütten çıkmış kaşık gibi bir bilen edasıyla, kendi köhneleşmiş zihniyetlerinden olmayan herkesi liyakatsızlıkla suçlayarak, bütün değerlerine saldırmayı adeta kendilerine bir vazife atfetmişlerdir. Bu malum hasta zihniyet maalesef ülkedeki meydana gelen her olaydan, iktidar ve makam kapma yarışına soyundukları da görünen bir gerçektir. Yıllarca yiyip, içip, eğlenmekten ve milletin değerleriyle savaşıp heykel yapmaktan başka bir işleri olmayan, bir yandan Gazi M. Kemal ATATÜRK’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetini bölüp parçalamak isteyen PKK’nın uzantısı HDP ile iş tutarken diğer yandan sahte Atatürkçülük maskesi adı altında da ülke için yapılan her güzel ve faydalı işe karşı durmaktadırlar. Bu hasta zihniyet kendi Silahlı Kuvvetlerini ve Emniyet Teşkilatını, Kendi Devletini Uluslar arası Çevre ve arenada mahkum edebilmek için “uyuşturucu kaçakçısı” olarak yalanlarına alet edebilmektedir. Bu hasta zihniyet maalesef bu ülke için bu ülkeye hizmet etmeye çalışan nice vatan evladının hayatını kararttığı da bilinen ve yaşanan bir gerçektir. Bugünde bu zihniyetin İHA, SİHA, TOGG Yerli ve milli sanayideki başarılara karşı ortaya koyduğu gayri milli tutumda ortadadır. Maalesef ülkemizin istiklal ve istikbali yolunda, Anadolunun inançlı insanlarının başarılarını hazmetmekte zorlanan, kendileri dışındakileri yetersiz ve liyakatsiz gören bu hasta zihniyeti huzurlarınızda Esefle ve Şiddetle kınıyorum. Enerji Bir Sen Olarak bizler hakkın ve haklının yanında olmayı kendimize şiar edindik. Sesimizin söze ve başarıya dönüşmesi bizim en büyük övüncümüzdür. İtibar ve hizmet sendikacılığıyla çok önemli bir görev üstlendik. Yalan söylemedik, boş ve kof ses çıkarmadık. Sözün itibarına güvendik ve güveniyoruz. Toptan red toptan evetciliği terk ederek, ülkemizin, milletimizin ve Kamu çalışanları adına yapılan güzel işlere evet, yapılan yanlışlara ve eksikliklere de hayır demeyi bildik ve bilmeye de devam edeceğiz. İnsan ve Hizmet odaklı sendikacılığımızda yakan, yıkan, iftira atan değil, inşa ve ihya eden olmaktaki gayret ve azmimiz devam edecektir. Bunun için diyoruz ki; Bizler devletten alacaklı, millete ise borçluyuz. Bu borcu hizmet ve hürmet şuuruyla her alanda ortaya koyduk vede koymaya da devam edeceğiz. Toplumdaki ön yargıları hakikat gibi sunanlara hakikatı gösteriyor. İnsani olan bu mücadeleyi çok önemsiyoruz. Emeğin, üretimin ve değerin asli unsuru olarak görülmesini, paylaşımın adil ve ana unsur olmasını istiyoruz. Bizler Emeği değerin temeline, dayanışmanın da merkezine koyuyoruz. Bizim için Kamu çalışanlarının hakkını korumak, Tüm insanlığın hakkını korumak demektir. Bizler bir tas çorba bir tutam ekmek, kölelik zihniyetlerini asla kabul etmiyoruz. Bizler 1 kişiye 9 pul, 9 kişiye 1 pul zihniyetini de toptan reddediyoruz. Asla fırsatçılık ve eyyamcılık da yapmıyoruz. Bizim Memur Sen ve Enerji Bir Sen olarak yapmak istediğimiz, nefret dilinin yerine saygı sevgi dini toplumda hakim kılmaktır. Enerji Bir Sen olarak daima kamu çalışanları için şehrimiz ve ülkemiz için doğruyu ve güzel olanı söylemedeki kararlılığımız devam edecektir Hayra Motor, Şerre firen olmak idaalimizden asla vazgeçmeyeceğiz. -Değerli Delegasyon; İlk göreve geldiğim kongrede demiştim ki; Zonguldak Mutlaka Enerji üssü olacaktır. Ve gerekçesini anlatmıştım. Sonra demiştim ki filyos Projesi Zonguldağın değil Dünyanın projesidir. Elhamdulüllah bugün bunların olduğunu görmek bizleri son derece bahtiyar etmiştir. Karadenizde çıkan ve çıkartılacak olan doğalgazın filyostan karaya çıkartılması filyosa yapılan ve yapılacak yatırımların tekrar şehrimizi eski önemli ve stratejik durumuna kavuşturacaktır. Burada emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Filyosta ve şehrimizde Enerji ve diğer alanlarda yatırım yapılırken dikkat edilmesi gereken, bizimde olmazsa olmazımız olan insan sağlığı ve çevre duyarlılığına çok dikkat edilmelidir. En yeni teknolojilerle santrallerin ve fabrikaların kurulmasına çok ama çok dikkat edilmelidir. İnsanı ve insanlığı öncelemeyen bütün icatları ve yatırımlarıda, insanlık adına reddediyoruz. Ve diyoruz ki aslolan insandır. Aslolan insanlığın huzuru ve mutlu geleceğidir. Değerli Delegasyon; Konuşmamın sonuna doğru gelirken TTK’dan bahsetmeden geçemeyeceğim. Bizim baştan beri TTK ile ilgili söylediğimiz bir gerçek var. TTK Şehrimizin ve ülkemizin ihtiyacı olan güzide bir Kurumumuzdur. TTK Geleceğe mutlaka okul, Ekol, Üreten ve verimliliğe dayalı bir vizyonla taşınmalıdır. TTK’nın işçi, Memur açığı ivedilikle giderilmeli, TTK mutlaka yeniden yapılandırılmalı, sistemden kaynaklanan sıkıntıların yöneticiler üzerinden kaldırılması sağlanmalıdır. Bunun içinde diyoruz ki; TTK bütün tarafların katılımları ile yapılacak bir “kozmik oda” çalışmasıyla ele alınarak geleceğe daha verimli ve üretken bir yapıyla taşınması sağlanmalıdır. Burada bütün taraflar yapıcı ve iyi niyetli olmalıdır. Biz bu adımı bugün atamazsak korkarım yarın çok geç olabilir. Diğer yandan işçi alımı 3-4 yıl, 5 yıl gibi aralıklarla değil, mevcut norm kadro gereği emekli olanın yerine yenisinin alınmasıyla olmalıdır. Bu durum Kurum Kültürü, Madencilik kültürü ve kazaların en asgariye düşmesi için çok elzemdir. Diğer yandan, Memurların kariyer yapabilmesi için görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarıda en geç iki yılda bir yapılmalıdır. Değerli hazirun; Söyleyecek konuşulacak daha çok şey var ama sözümü daha fazla uzatmadan gelecekten beklentimizide kısaca arz ederek bitirmek istiyorum. Gelecek süreçte; Mevcut kazanımlarımızı kaybetmeden, 3.600 ek göstergenin ¼ üne düşen tüm kamu çalışanlarına verilmesi, Gelir vergisi dilimlerinin %15’e sabitlenmesi, Kamu çalışanlarının sürekli gelir kaybını önleyerek, alım gücünün arttırılmasını, Piyasada fiyat istikrarının sağlanmasını, Enflasyonun tek haneye düşürülmesini, Milli ve yerli Savunma Sanayinin ve Enerji yatırımlarının desteklenmesinin, Dış politikadaki onurlu ve kararlı duruşun devam ettirilmesini, Milletimizin ve Kamu çalışanlarının sermayeye karşı korunup kollanmasını, Ülkedeki ahlaki erezyonun önüne geçilerek LGBT ve Cinsiyetsizleştirme faaliyetinin önlenmesini, Toplumun temeli insanlığın geleceği olan Aile yapısının korunmasını, Öncelikle bekliyor ve talep ediyoruz. Güçlü fert, mutlu devlet yolundaki taleplerimizin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Kıymetli delegasyon, Değerli arkadaşlar; Bugün yaptığımız bu kongreden birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi perçinleyerek daha güçlenerek çıkacağımızdan hiç şüphem yoktur. 4. olağan Genel Kurulumuzdan alacağımız yetki ve enerji ile yeni dönemde siz değerli kardeşlerimizin üyelerimizin ve bütün kamu çalışanlarının sorunlarının çözüme kavuşturulması için mücadelemize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Duruşumuzdan asla taviz vermeden, Kuruluş ilkelerimiz doğrultusunda, Dikleşmeden, dik durarak yolumuza devam edeceğiz. Bu emek ve ekmek mücadelesinde “SEVGİ DİLİ”nden asla taviz vermeyeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, 4. olağan Genel Kurulumuzun şehrimize, Ülkemize Üyelerimize ve tüm kamu çalışanlarına hayırlar getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ederim. Şahsım ve yeni seçilecek Yönetim Kurulumuz adına hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, sizleri sevgi saygı ve muhabbet ile selamlıyorum. Kalın sağlıcakla"
Gündem
Güncelleme Tarihi: 12 Kasım 2022, 13:11