Kdz.Ereğli Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelin açısında konuşan Bülent Ecevit Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Hamza Ekmen, kısa süre içinde önemli sonuçlar elde edilen yüzey araştırmasında, paleolitik devirden, Osmanlı dönemine dek birçok sonuca ulaşıldığını belirterek, BEÜ rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal ve emeği geçenlere teşekkür etti.
Paneli Bülent Ecevit Üniversitesi Ereğli Eğitim Fakültesi Dekanı Ali Azar, Ereğli Belediye Başkan Yardımcısı Esra Alpago, Ereğli Müze Müdürü Ahmet Mercan, Belediye birim amirleri ve vatandaşlar izledi.
BEÜ Arkeoloji Bölümü Yrd. Doç. Dr. Hamza Ekmen, “Çalışmamız, Uzunca bir süredir araştırılmayan ve hak ettiği ilgiden uzak kalan Herakleia Pontika’ın bilinmeyen yönlerinin açığa çıkarılması için umut ışığı olmuştur. Aynı zamanda bu çalışma yerel yönetim ve üniversitenin birlikte çalışmalarından en önemli örneği olmuştur” dedi.
GÜRDAL: “AMAÇ TEMEL VERİLERİ ELDE ETMEK”
BEÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yardımcı Doç. Dr. Tayyar Gürdal, Arkeolojinin prehistorik, protohistorik ve klasik dönem olmak üzere üç ana bölüme ayrıldığını, BEÜ’nün bu üç ana bölümde eğitim veren ender Arkeoloji bölümlerinden olduğunu belirtti.
Batı Karadeniz Bölgesi’nin coğrafyasının zorlu olması ve bitki örtüsü ile araştırmaların azlığı nedeniyle Arkeoloji açısından Anadolu’nun geneline göre cılız görünümlü olduğunu ifade eden Gürdal şöyle konuştu:
“Araştırmaların yetersizliği bizi bu bölgeye yönlendirdi. BEÜ’de arkeoloji bölümünün kurulmasının nedenlerinden biri de Batı Karadeniz arkeolojisini anlamaya yönelikti. Bölgede araştırmalar var. İngiliz Arkeoloji Enstitüsü’nün gerçekleştirdiği Paflagonya projesi var. Güngör Karaoğuz’un Devrek civarında bir yüzey araştırması var. Bizden önce altmışlı yıllarda Hoffner’in Herakleia Pontika için gerçekleştirdiği bir yüzey araştırması, Cide’de bir arkeolojik yüzey araştırması var, Turan Efe’nin Yassıkaya’da gerçekleştirdiği kazı çalışmaları var.
Herakleia Pontika çevresinde kentin yayılım alanı, etki alanı ve kırsalında gerçekleştirmeyi düşündüğümüz bu yüzey araştırmasının başlama nedenlerimizden biri, kentin coğrafi konumu. Herakleia Pontika kurulduğu günden beri bir liman kenti. Karadeniz’de doğal liman oluşumları fazla değil. Burası bir liman olarak kurulmuş. Bu özelliğini koruyor. Karadeniz bölgesinin antik ticaret bölgelerinde en önemli liman kentlerinden biri.
Sadece liman kenti özelliği değildi bizi çeken. Gülüç ırmağının varlığıyla sulanabilir tarım alanlarına da sahip bir yerleşim alanı. Zaten klasik çağlar için önemli olduğunu bildiğimiz bu kentte, tarihöncesi ve prehistorik dönem için de önemli olduğunu biz daha önceden de biliyorduk. Bunun için çalışma alanının, kenti besleyen ve kentten beslenen hinterlandı olarak seçtik.
Herakleia Pontika modern kentin altında kalmış bir kent. Karadeniz’deki bütün antik kentlerin kaderi böyle. Modern yerleşimlerin altındalar. Liman özelliğinden dolayı sürekli kullanılıyorlar. Yüzey araştırmamızda bölgenin bu karanlığını aydınlatma dışında, karadeniz arkeolojisinde modern kentin altında kalan kentte arkeolojiye, daha sonra da turizme yönelik olarak neler yapılabileceğinin kurallarını, yöntemlerini oluşturabilmek.
Batı Karadeniz Bölgesi’nin arkeolojik potansiyeli yüksek. Ancak yeni yöntemler geliştirebilecek disiplinli, çok yönlü, donanımlı uzman bir ekiple ve ekipmanla, prehistorik, protohistorik ve klasik çağlar için bütüncül bir çalışma yürüterek arkeolojik tüm verileri ortaya koyabilmek bizim bu projeye başlamaktaki temel amacımız.”
PREHİSTORİK ÇAĞDAN YAKIN DÖNEME…
Panel kapsamında Yrd. Doç. Dr Gökhan Mustafaoğlu Herakleia Pontika’nın prehistorik çağ çalışmalarını, Yrd. Doç. Dr. Gülden Ekmen Protohistorik dönem çalışmaları konusunda bilgi verdi. Araştırma Görevlisi Mesut Eroğlu ve Ceyda Eroğlu ise Herakleia Pontika ile ilgili çalışmaları anlattı. Panelin kapanış konuşmasında Araştırma Görevlisi Ali Güney çalışmalara yönelik önerileri paylaştı.
Güncelleme Tarihi: 22 Mart 2017, 13:25