17 Mayıs 2013 tarihinde 24-08 vardiyasında işten çıkan ve 08-16 vardiyasında çalışmak üzere işe giden işçilere konuşan Tutkun, TİS görüşmeleri yanı sıra,
Tutkun burada yaptığı konuşmada şunları söyledi.
galeri açma çalışması sırasında meydana gelen grizu kazasında yaşamını yitiren 30 madenci şehidimizin yıldönümü için düzenlenen anma törenine katılacak.
Ben bu 30 madenci şehidimizle birlikte tüm şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Ruhları şad olsun.
YOĞUNBİR DÖNEMDEYİZ
Sendika Genel Merkez Yöneticileri olarak sık sık aranızda olamıyoruz.
Ama Şubeci arkadaşlarımız sürekli aranızdalar.
Sendika olarak yoğun bir dönemden geçiyoruz.
25. Dönem TİS görüşmelerimiz devam ediyor. Bu güne kadar yaptığımız 4 oturumda 65 madde geçti. Bu maddeler idari maddeler. Çoğunluğunu ücretler ve sosyal hakların oluşturduğu 18 maddemiz üzerinde ise henüz uzlaşma sağlanamadı. Süreç devam ediyor. Hükümet ile diyalog henüz Türk-İş bünyesinde yeni başladı. Basından da takip etmişsinizdir.
Bizim önceliğimiz 2006 ve 2009 girişli arkadaşlarımız ile KPS ile gelen arkadaşlarımızın ücret farklılıklarının ortadan kaldırılması var.
İşçi Açıkları artıyor
Biz artık böyle bir bahaneleri kabul etmiyoruz.
Hepiniz bizzat yaşayarak tanık oluyorsunuz.
Aşımız, işimiz, ekmek teknemiz, çocuklarımızın geleceği olan Türkiye Taşkömürü Kurumu, tarihinin en kötü dönemini yaşıyor.
Artık dayanılmaz safhadaki işçi açıkları nedeniyle kurum gittikçe daha fazla çöküyor.
Nezaretçi arkadaşlarımız tertip yapamaz duruma geldi.
Zaten bunu hepiniz bizzat kendiniz yaşıyorsunuz.
2 yıldır Yöremiz iktidar vekilleri ve bizzat Enerji Bakanlığı bugün, yarın, yılsonu diyerek işçi alımı yalanlarıyla bizleri oyaladılar, yalanlar söylediler.
Ve geçtiğimiz günlerde iktidarın Kızılcahamam kampı nedeniyle öğrendik ki.
Tüm bu olanlardan Sayın Başbakanın haberi bile yokmuş.
Ve kendisine burada sunulan Zonguldak raporu ile haberdar olmuş.
Ve kimine göre işçi alabiliriz demiş,
Kimine göre ise oraya bir iş adamının daha önce talip olduğunu söylemiş.
Bildiğiniz gibi burada ayrıca bir SOMA Grubu olayı var.
Ve bu bile bizim geçmişte yaptığımız eleştirilerde ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koyuyor.
Moral ve Motivasyonu Bozuyorlar
Bu kurumdan çoluk çocuğuna aş getiren, geleceğini garantiye alan ve buna karşılık kurumu en verimli şekilde yönetmekle yükümlü olanlar ne yapıyor?
Onlar bu Kurumda bir kürek fazla üretmenin hesabını yapacaklarına, sizlerin moral ve motivasyonunuzu bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bir buçuk yıldır Müessese yönetiminin yaptığı despot ve çağ dışı uygulamalardan bıktık usandık.
İşyerlerimize takılan mobese kameralar inanın Emniyet müdürlüğünde yok.
İş sağlığı, İş güvenliği çerçevesinde çalışma koşullarını düzeltmek olan müdür efendiler, bir yıl önce kapılara asma kilit vuran zihniyet şimdi başka despotluklar peşinde.
Bu şu demektir arkadaşlar,
Bunların derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek
Müessesemize bir işletme müdürü dahi atamadılar.
Sizlerden ricam, işinize, aşınıza sahip çıkın. Saatlerce çalıştıktan sonra 10 dakika erken çıktınız diye ceza yemek zorunda kalmayın.
Biz burada istediğimiz gibi at oynatırız sananlara tavsiyemiz şöyle bir geriye dönüp madencinin geçmiş tarihine bir göz atsınlar. Çok fazla da uzaklara gitmelerine gerek yok. Geçmişin çöplükleri madencinin gerekli dersi verdikleri ile doludur.
Onun için bizler buradan bir kez daha uyarıyoruz.
Ey bu ülkeyi yönetmek için bu ülkenin oyunu alanlar,
Aldığınız oyun hakkını verin. Bu kurumun acilen işçiye ihtiyacı var, yatırıma ihtiyacı var.
Bugün dünya enerji savaşlarıyla şekilleniyor. Burada ülkemizin 150 yıllık ihtiyacını karşılayacak enerji kaynağımız var.
Hal böyleyken, ithal kömür ile çalışan santral kurmak ve yeni santral hesapları yapmak bölgeye ihanettir.
Bugün emekçiler üzerine ağır baskılar var.
Bugün ülkeyi yönetenlerin zihniyeti biz emekçileri ortaçağ köleliğine yani boğaz tokluğuna çalıştırmaya geri döndürmek.
Bizler, her şeye rağmen tüm gücümüzle, birliğimizi, bütünlüğümüzü bozmadan dayanışma içinde üretmeye devam edeceğiz.
Üretmeye ve böylelikle kurumu yaşatmaya, buralara sahip çıkmaya devam edeceğiz ki, buralardan çocuklarımız, torunlarımızda üretmeye, evine aş getirmeye devam etsinler.
Bunları yapmak bizlerin boynumuzun borcu.
Hiçbir gücün, maden işçilerinin birlik ve beraberliğini bozmaya yetmeyeceği tüm kesimlerce bilinmelidir.