Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Hasan Mandal, “VLP, Dünya Sağlık Örgütü’nün listesinde yer alan bir aşımız” dedi.
TÜBİTAK Covid-19 Türkiye Platformu çatısı altında geliştirilen VLP aşısının Faz 2 aşamasının gönüllülere uygulanmasına bugün başlandı. Ankara Onkoloji Hastanesi’nde gerçekleştirilen gönüllülere aşı uygulamasında, Başkan Mandal’ın yanı sıra Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mayda Gürsel ve Bilkent Üniversitesi’nden İhsan Gürsel de eşlik etti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) aşı adayı listesinde yer alan VLP temelli aşının faz-2 aşamasında gönüllülere uygulanmasında konuşan Mandal, “Sizlerle burada daha önce 17 nisan ve 7 mayıs tarihlerinde bir araya gelmiştik. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank ve ben VLP aşımızın Covid-19 Türkiye Platformu kapsamında geliştirilen VLP aşımızın birinci fazı için gönüllü olmuştuk. Bu çalışma tamamlandı 10 mayıs tarihinden itibaren ve takibinde tüm gerekli faz-1 çalışması güvenlik odaklı bir çalışmaydı. Bunların tüm tetkikleri yapıldı. Sağlık Bakanlığımızın ilgili kuruluşu ‘Titck’ tarafından faz-2 çalışmasına başlatılması için onay verildi 2 gün önce. Bugün de ilk gönüllülerimiz aşılanma sürecine başladılar. Ben öncelikle faz-1 aşamasında gönüllü olan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Yine bugün gerçekten çok güzel bir mutluluk var. Buraya gelmeden evvel gönüllü olan vatandaşlarımızla görüştüm. İzmir’den, Burdur’dan, Aydın’dan ve Ankara’dan tabi doğal olarak gelen gönüllülerimiz var. Ülkemizde yerli ve milli aşının geliştirilmesi için inanmışlar. Kendilerinin aşı hakkı varken yerli aşıya gönüllü olmuşlar. Ben bundan dolayı hem duygulandım hem heyecanlandım hem de sorumluluğumuzun daha fazla olduğunu hissediyorum. Bundan dolayı kendilerine tekrar teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“436 ARAŞTIRMACININ 213’Ü GENÇ ARAŞTIRMACI”
Bioteknolojik aşı grubunda en yenilikçi aşı gruplarından birinin VLP aşısının olduğunu belirten Mandal, ”Covid-19 Türkiye Platformu olarak biz Mart 2020’den itibaren Mustafa Varank’la birlikte başlamış olduğumuz, Türkiye’de bu sürecin en etkin ve en hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesi için bir platform oluşturduk. Bu platformda 436 araştırmacımız ki bunun 213 tanesi genç araştırmacılarımız çok kıymetli. 49 tane farklı kurumdan bir araya gelerek birlikte geliştirme ve başarma yaklaşımıyla 17 projeyi gerçekleştiriyoruz. Bunlardan 7’si aşı projesi, 3’ü ise daha klinik aşamaya daha erken ulaştılar. Bunlardan en önde gideni de bugün sizlerle birlikte faz-2’ye başlatıyor olduğumuz VLP aşımız. VLP’yi daha önce de ifade etmiştik, virüsü taklit eden aşı olarak diye. Dolayısıyla yenilikçi bir aşı bu. Dünyada bilinen aşı gruplarında inaktif aşılar var bir de bioteknolojik aşılar var. Bioteknolojik aşı grubunda en yenilikçi aşı gruplarından olan VLP aşısı, yani virüs benzeri parçacık virüsü taklit eden bir bileşen olarak bu çalışmamız başladı. Bu çalışmanın en büyük özelliği bir kez daha yenilikçilik boyutunun nereden geldiğini ifade etmek istersek dünyada geliştirilen aşıların önemli bir kısmı yüzeyindeki spike diye tanç diye ifade edilen bölgeye yönelik, hocalarımızın geliştirmiş olduğu burada büyük bir memnuniyetle ifade ettiğim hem Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Mayda hocamızın hem de Bilkent Üniversitesi’nden İhsan Gürsel hocamızın geliştirdikleri, diğer üniversitelerimizden Hacettepe Üniversite’siyle birlikte, tabi ki bunun üretici şuan için çalışmaların gerçekleştirildiği Nobel firmasıyla birlikte üretici noktasında bunun özelliği ise diğer aşılarla karşılaştırıldığında sadece yüzeyindeki ‘spike’ bölgesine yönelik değil, virüsün 4 protein bölgesine yönelik olarak geliştirilen bir aşı. Dolayısıyla bu kapsamda hem güvenlik noktasını faz-1’de kanıtlamış olduk. Faz-2’de ise bunun daha fazla etkisini görmüş olacağız. Ama tasarım noktası bilimsel bir bakışla 4 bölgesine birden hitap ettiği için çok daha etkin olmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Geliştirilen VLP aşısının üzerindeki taç (spike) proteinin hem orijinal Wuhan hem de alfa İngiliz varyantlarına göre tasarlandığını aktaran İhsan Gürsel, “Yaptığımız bu aşı adayının diğer varyantlara olan etkinliğini zaman içerisinde elde edilecek olan serumlarda test etmeyi planlıyoruz” dedi.
"YERLİ VLP AŞISININ DELTA VARYANTINA KARŞI ETKİNLİĞİ TEST EDİLMEDİ"
Türkiye’de delta ya da delta plus suşunun izole edilebilir ve organizasyon çalışmalarını yapabilirlerse aşılı olan gönüllülerinde serumlarında bu duruma karşı kapsayıcılığın ne olduğunu öğreneceklerini söyleyen İhsan Gürel, şunları kaydetti:
“Ancak şu an itibariyle özellikle İngiliz varyantı ile Faz-2’ye girmemizin en büyük gerekçesi var olan aşılar Wuhan suşuna göre hazırlandı. Bunların delta gibi, Afrika gibi Brezilya gibi suşlara karşı olan koruyuculukları ve kapsayıcılıkları daha sınırlı. Buna belki de Biontech’in aşısı bile dahil delta açısından. Bu nedenle, İngiliz varyantının spike’ı ile yapılan VLP’nin kapsayıcılığının ne olacağını bu Faz çalışmasında öğreneceğiz. Hayvan deneylerimiz de sürüyor ancak virüs izole edilebilirse bu tip çalışmalar ülkemizde gerçekleştirilebilirse yurt dışına bu örnekleri göndermeden yapabilme şansımız olur. Şu anda bizim aşımızın delta varyantına karşı etkinliğini test etmedik.”
Yerli VLP aşısının inaktif aşılar gibi dört yapısal protein içerdiğini hatırlatan İhsan Gürsel, “Bizim aşımızın inaktif aşıdan ya da diğer tek ‘spike’a yönelik oluşturulan aşılardan farkı ise herhangi bir enfeksiyona yol açma imkanı yok. Etkinliği de biyoteknolojik bir metot ile hazırladığımız için bütün proteinleri olması gereken konformasyonda ‘immune’ hücrelerine sunuyoruz” dedi.
Ek hatırlatma dozları açısından Sinovac ya da başka tek antijenli aşılar ile aşılananların hatırlatma dozu yapılmasının kendileri açısından bir sorun teşkil etmediğini dile getiren Gürsel, bunun tam tersine daha iyi olacağını belirtti.
Yerli VLP aşısının Faz-2 aşamasında bir grubun, hatırlatma dozlarının gerekip gerekmeyeceği sorusunu cevaplandırmak üzere tasarlandığı bilgisini veren Gürsel, şunları söyledi:
“Önce Wuhan suşu ile sonra İngiliz suşu ile gönüllüler aşılanacaktır. Bu performanslar Wuhan-Wuhan ya da İngiliz-İngiliz aşılarıyla aşılananlarla karşılaştırılarak nasıl bir ‘immune’ tepki oluşturacağımızı o zaman daha iyi anlayacağız. O açıdan bu önemli. Bizim hayvan deneylerindeki verilerimiz eğer biz aşı sonra altı ay beklerseniz, ki farelerde altı yaklaşık herhalde altı yıla denk gelebilir. Hatırlatma dozunda da aşımızın çok daha üst düzeyde bir antikor yanıtına yol açtığını belirledik. O nedenle hatırlatma dozlarında etkin olacağını düşünüyoruz. Tek doz aşının antikor pozitif insanlara çok etkili bir yanıt kazandırdığını gördük.”