Çocukluğumdan beri seyahat etmeyi çok severim…
1980’li yıllardı…
Bugün Kdz. Ereğli Müftülüğü görevlilerinden Bahattin Özmen o yıllarda İzmit’te okuyordu…
Bahattin bir gün köyden İzmit’e giderken bana, “Gebedoğan köyüne kadar bana arkadaşlık edermisin” dedi…
O yıllarda bizim Ruşanlar Köyünden yolcu arabası yok, sadece Gebe Köyünden geçiyor…
Elbette olur dedim…
Gebe Köyüne geldik Bahattin’e dedim ki, “Buraya kadar gelmişken Ereğli’ye gidip seni terminalden yolcu edeyim bari…”
Bahattin gülerek, “Sevinirim” dedi!
Ereğli terminale geldik. Bahattin demez mi; “Buraya kadar gelmişken hadi İzmit’e beraber gidelim!”
Benim gibi uçuk birine bu söylenir mi?
Gittim bende bir bilet aldım doooğru İzmit’e!
Yani seyahat etmeyi çocukluğumdan beri halen çok severim…
Ne zaman nereye gideceğim belli olmaz…
Bir gün hiç unutmuyorum…
Rahmetli babam arayarak köye gelirken bir kilo 6’lık çivi almamı söylemişti…
“Baba 3 gün gelemem. Ben Ereğli’de değilim” dedim…
Nerede olduğumu sordu…
Ukrayna’da!
Evet evet!
Şaka yapmıyorum…
Ne zaman nerede olduğum, ne zaman nereye gideceğim belli olmuyor…
Halen öyleyimdir…
Gezmeyi, yeni yerler görmeyi, seyahat etmeyi çok severim…
Türkiye’de gittiğim bir çok kent var…
Ama inanın Ereğli gibi enteresan bir kent görmedim…
En son Manisa Şehzadeler ve İzmir’e gitmiştim.
Ben çay ve kahveyi çok severim. Özellikle İzmir Kemeraltı ve Kızlarağası civarına gittiğimde mutlaka midye dolma yer, sonrasında bir türk kahvesi içerim…
Kahvemi yudumlarken sokakta yürüyen insanları izlerim…
Herkes mutlu…
Hiç kimse dedikodu yapmıyor…
İşyerleri hareketli…
Oralardan Ereğli’ye bakarım…
Hani gözümüzde çok büyüttüğümüz Ereğli var ya!
Ülkenin siyasetinden tutun da ekonomisine kadar ilçemizden yürütüldüğünü sandığımız Ereğli’ye!
Yok bee!
Gerçekten biz Ereğli’yi gözümüzde büyütüyoruz!
Ereğli 100 bin nüfuslu bir mahalle!
Evet yanlış duymadınız!
Hatta köy bile diyebilirim…
Ama bize sorarsanız eğer; Ülke de çok çok önemli bir ilçe Ereğli!
Cumhurbaşkanının bile işi gücü yok akşama kadar Ereğli siyaseti ile uğraşıyor!
Ereğli’deki adayları konuşuyor!
Yani biz öyle sanıyoruz!
İzmir Kemeraltında kahvemi yudumlarken sokağa baktığım gözle bakıyorum Ereğli’ye…
Sokakta yürüyen insanlar mutsuz!
Yürürken kendi kendine konuşanları bile görebiliyorum!
Bu da insanların yavaş yavaş kafayı sıyırdıklarını gösteriyor!
Çay ocaklarında, işyerlerinde oturan insanlar akşama kadar dedikodu yapıyor!
Oysa bunu başka bir kentte göremezsiniz…
Kim ne yapmış, kim kime ne demiş, kim kimle nerde oturup kalkmış…
Bunlar hiç kimsenin umurunda değil oralarda…
Yani diyeceğim o ki; Ereğli bildiğimiz bir köy işte!
Bu hale getirenler utansın!
Utanacak yüz varsa tabi!
Tebrik ederim güzel bir durum tesbiti olmuş