Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık zaman zaman yaptığı açıklamalarında, Belediyenin batırıldığını, bütçenin çarçur edildiğini ve özetle hırsızlık yapıldığını resmen ifade ediyor…
Posbıyık, işçi maaşlarını bile ödemekte güçlük çektiklerini söylüyor…
Başkanın bu açıklamalarından sonra 2017 yılına gitmek istiyorum!
Eylül ayı idi…
Dönemin Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Ereğli’ye cami yaptırmak için belediyeyi tam 80 milyon lira borca sokmak istiyordu…
Konu gizlice AK Parti Meclis Grubunda tartışılmış ve grup bunu oy çokluğu ile kabul etmişti…
Fakat kamuoyunun gelişmelerden bilgisi yoktu…
Ereğli’nin Sesi olarak meseleyi öğrendiğimde, bu maddenin meclisten geçmesi halinde Ereğli Belediyesinin iflasa sürükleneceğini, maaş bile ödeyemeyecek duruma gelebileceğini ve belediyenin görevinin cami yapmak olmadığını yazarak meclis üyelerine çağrıda bulunup Uysal’a bu yetkinin verilmemesini istemiştim…
Ben bunları yazarken, bugün Uysal düşmanı olan bir çok meslektaşım ne yazık ki seslerini çıkarmadıkları gibi, Uysal’ın yanında yer alıyorlardı!
Ereğli Belediyesinin iflasa sürüklenmek istendiğini ısrarla gündemde tuttum…
Hem de tek başına…
Uysal hemen karşı atağa geçti!
Belediyede taşeronda çalışan damadımı işten atmakla tehdit etmişti…
Geri adım atmadım…
Çünkü mesele Ereğli’nin ve belediyenin geleceğini ilgilendiriyordu…
Hepimiz bu gemide yolculuk yapıyorduk. Belediyenin batmasına göz yumamazdım…
Dedim ya; Tek başına oluşturduğum gündem sonucu Uysal başta olmak üzere İlçe Başkanı Fatih Çakır ve Milletvekili Faruk Çaturoğlu Genel Merkeze çağrıldı…
Uysal ısrarla Cami diyor ve belediyeyi 80 milyon lira borçlandırmakta kararlı görünüyordu…
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı bu borçlandırma ile ilgili olarak kamuoyunun ne dediğini soruyor kendilerine…
Üç gün içerisinde Ereğli’nin Sesinden meseleyi öğrenen kamuoyu büyük bir tepki göstermişti. Bu nedenle İlçe Başkanı Çakır da kamuoyunda tepki oluştuğunu söylüyor Genel Başkan Yardımcısına…
Ve Uysal şu talimatı alıyor: “Kamuoyu istemiyorsa yapmayacaksın., Senin görevin cami yapmak değil!”
Sonuç olarak 80 milyon borçlandırma yetkisi alamıyor Hüseyin Uysal meclisten…
Meclis toplantısının ardından makamına geçen Uysal’ın ilk işi bana bedel ödettirmek oluyor!
Ne mi yapıyor?
Belediyede işe başladıktan sonra damadım olan taşeron işçisi, çay ocağındaki garsonu işten atıyor…
Daha önce beni susturmak için tehdit eden Uysal, belediyeyi batağa sürükleyemeyince, henüz 3-5 aylık baba olan damadımı işten atıyor…
Yani belediyeyi batağa sokamayan baş başkan bunun faturasını bana kesiyor!
Ne mutlu ki bana, damadımın işsiz kalma pahasına belediyeyi ciddi bir bataktan kurtarmış oluyorum…
Bugün Posbıyık personel maaşını bile ödemekte zorluk çektiğini söylüyor. Düşünsenize o gün belediye 80 milyon lira borçlandırılmış olsaydı durum ne olurdu?
Ama ben ağır bedel ödedim…
İşin ilginç yanı ne biliyormusunuz?
Bugün belediyenin batakta olduğunu yazan birçok meslektaşım o gün Uysal’ın bu yaptıklarını yere göğe sığdıramıyorlardı!
Bugün ise Halil Posbıyık’ı yere göğe sığdıramıyorlar!
Ben yıllarca belediyeden 5 kuruş para kazanamadığım gibi damadım da ekmeğinden oldu!
Pişmanmıyım?
Hayır, vicdanen rahatım. Çünkü toplumsal sorumluluğumu yerine getirip belediyeyi iflastan kurtardım…
“Damadı işten atıldı diye yazıyor” diyen alçaklara, satılmışlara, döneklere, menfaatçilere sesleniyorum; Damadım işten atıldığı için yazmadım bunları, Ereğli belediyesini bataktan kurtarmak için yazdığım yazılar üzerine damadım işten atıldı…
Bugün belediyenin ekonomik sıkıntıda olduğunu yazan, ancak o günü ise ben bedel öderken üç kuruşluk ilan için Uysal’ın yanında yer alıp adeta göbek atan bazı meslektaşlarımı da Allah’a havale ettim!
Dik durdum…
Tehditlere boyun eğmedim…
Rüzgara göre yönümü belirlemedim…
Belediyenin teklif ettiği ilanları bile kabul etmedim…
Belediye bütçesinin hovardaca harcandığını her fırsatta dile getirdim…
Ve belediyeyi iflastan kurtardım…
Ağır bedel ödedim…
Dün Uysal’ı yere göğe sığdıramayanları, ancak bugün yerden yere vuranları gördükçe gülüyorum…
İşte Ereğli bunun için kalkınamıyor!
Döneği çok!
Menfaatçisi çok!