Halet-i ruhuye içindeki aile!

Gündem Gazetesi 31. yayın yılına girdi…

Bir an maziye daldım…

Gündem’in ilk kurulduğu yıllarda matbaada nasıl sabahladığımızı…

Tipo makineler arasında, mürekkep bulaşmış gazete kağıtları üzerinde uyuyakaldığımız günleri…

Merhum Ali Osman amcanın (Eser) bizimle birlikte nasıl mücadele ettiğini…

Merhum Ali Suat ağabeyin (Eser) o yorucu çalışmaya rağmen gözlerindeki parıltı ve heyecanı anımsadım…

Akşama kadar haber yazıp, gece baskıya ve sabahın erken saatlerinde de gazete katlayan dağıtıcımıza büyük bir heyecan ile destek verdiğimiz günleri hatırladım…

Ali Osman amcanın zaman zaman bizlere köfte-ekmek kıyağı yaparak motive ettiği geceler geldi gözümün önüne…

Yücel ve Çetin kardeşlerin zaman zaman yanımıza gelip yaptıkları espriler ile yorgunluğumuzu unutturmaya verdikleri katkıları hatırladım…

Hey gidi günler hey…

Gündem Gazetesi’nin kuruluşundan bugüne kadar olan sürece en iyi bilenlerden ve yaşayanlardan biriyim…

Benim 30 yıllık meslek hayatımda önemli tecrübeler edindiğim iki gazeteden biridir Gündem…

Bugün Çebi Grup bünyesinde ilk günkü heyecanla yayın hayatını sürdürüyor…

Ali Suat ağabeyin hayali olan resmi ilan alan gazeteler statüsünde sürdürüyor yayın hayatını…

Mekanınız cennet olsun Ali Osman amca ve Ali Suat ağabey…

Gözünüz arkada kalmasın…

Gündem güçlü bir şekilde yayınını sürdürüyor…

HALET-İ RUHUYİ İÇİNDEKİ AİLE!

Kdz. Ereğli tarihine ‘En beceriksiz belediye başkanı’ olarak adını yazdıran Hüseyin Uysal’ın sosyal medyada katıldığı Vedat Kılıç ile Yeşim Özdoğan’ın canlı yayın programını izledim…

Hep masal anlatıyordu…

Dayanamayıp bir iki eleştiri yaptım…

Oğul Serkan Uysal cevap verdi!

Kızım belediyede işe alınmadığı için halet/i ruhiye içerisinde olduğumu söyledi!

Doktor; Sanırım kendini tarif ettin!

Kolay değil; Annen makam arabası ve makam şoförü ile yanına gelemiyor artık!

Artık otobüs kullanmak zorunda!

Belediye nimetlerinden faydalanamıyorsunuz!

Annene sor bakalım. De ki; Hüseyin Orhan’ın kızını defalarca aradınmı, gel seni belediyede işe alacam dedin mi ana de!

Annenin doğruyu söyleyip evet diyeceğine inanıyorum…

Alacağın cevap üzerine, “Ana sen ne hakla belediyeye işçi alabiliyorsun da arıyorsun?” diyebilecekmisin bilmiyorum!

Babana da sor!

De ki; Hüseyin Orhan’ı makamına davet edip, kızın yarın sabah işe başlasın dedin mi baba de!

Kız kardeşinin dediği gibi baban her şeyi çabuk unutur!

Hatırlamayabilir belki ama benim yanımda şahit vardı…

Baban hatırlamazsa şahidime sor; Babamın bu teklifini Hüseyin Orhan nasıl reddetti de!

Doktor; Sen babanın siyasi işlerine karışma bence!

Sen işine, yani para kazanmana bak!

Çünkü karıştıkça batırıyorsunuz!

Sizin siyasetten anladığınız yok, konuştukça batıyorsunuz!

Hayal bile edemediğiniz bir makama gelince ‘Ne oldum’ delisi oldunuz!

Bu imkanlar elinizden gidince de ne yazık ki sudan çıkmış balık misali şaşkın bir hale büründünüz!

Doktor; Bence babana da söyle de, sussun!

Konuştukça batıyor!

Konuştukça işi de sıkıntıya girebilir!

Bu uyarıda benim dostluk görevim olsun!

YORUM EKLE