Midem bulandı.
Köşenin sahibi Ali Rıza Tığ…
Uzun Yıllardır bu meslek içinde olan biri…
Gündem Gazetesi’ni alan Yasin Hamzaçebi’ nin peşinde. Gün geçmiyor yazıyor.
Ne istiyor sa!
Yazdıkları biraz özel giriyor.
İlk olarak Özbakır’la çok uğraştı.
İşte bir örnek:
TIĞ’DAN:
“Daha ilk gördüğümde sevmedim onu. Bunu yüzüne de söyledim.
Hakkında tek kelime iyi bir şey duymadım.
Duyduklarımı da tek tek söyledim yüzüne… Dedesinin cinayeti dahil!
Hüseyin Özbakır, kimseyi dinlemedi.
Bora Pulat için “Namusum” dedi.
Eeeee… Ne olacak şimdi?
Bora gitti... Hüseyin Özbakır’ın namusu gitti mi?
Hüseyin Özbakır, siyasetin “S”sinden anlamıyor.
“Saf”lığından mı böyle davranıyor? Yoksa “Kurnaz”lığından mı?
Hala bir kanaate varabilmiş değilim.
Hüseyin Özbakır ile Bora Pulat arasındaki ilişkiyi, “Baba-oğul ilişkisinden öte” şeklinde yorumlayanlar var.”
Bu yazının namusla ne ilgisi varda,” Özbakır’ın Namusu gitti” dersin be hey Ali…
Yasin Hamzaçebi bana göre çok sabırlı biri.
Yahu Bu ülkede Basın Savcıları ne iş yapar?
Aşağıdaki köşe yazından kim ne anlar?
Siz ey Zonguldak halkı, bu yazıdan sonra gazetecilere hangi gözle bakarsınız?.
Yukarıda seçilmiş bir Milletvekiline yazdığı o fütursuz yazıdan sonra Şu köşe yazısı ardından “Gazeteciye olan güvenin sarsılması bir yana, Alim Allah adam ne yapar??? “ Bilemiyorum.
Ali Rıza Yazıyor:
”Bizi kim şikayet etmiş, biliyor musunuz?
Tabi ki, Yasin Hamzaçebi!
Ve yanında çalışan bir kadın... Sonradan onunla evlendi!”
Sorarım size siz Yasin Hamzaçebi yerinde olsanız ne yaparsınız?
Bence eşi derhal Mahkemeye vermeli.
İşte Bardağı taşıran o yazı:
Değil kuru fasulye yemek,
sizinle tuvalete gitmem!
AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır’a yakınlığıyla bilinen Yasin Hamzaçebi, iki de bir, “Bana gazetesini, televizyonunu satmak istiyor. Almadığım için beni yazıyor” diyor ya!
O konuya bir açıklık getireyim.
Bir gün büroya Vergi Dairesinden arkadaşlar geldi.
“Şikayet var, bir aboneye ve bir reklam verene fatura kesmemişsiniz” dediler.
Abone defterine baktılar, öyle bir abone yok!
Reklamlara baktık, öyle biri yok!
“Bizi kim şikayet etmiş, biliyor musunuz?
Tabi ki, Yasin Hamzaçebi!
Ve yanında çalışan bir kadın... Sonradan onunla evlendi!”
Vergiciler gidince, Yasin Hamzazçebi, kardeşi Levent’i de almış, koşa koşa büroya geldi!
Yeminler ediyor, “Ben şikâyet etmedim” diye! Özür diliyor.
Bizimle diyalog kurabilmek için Vergi Dairesine şikayet ediyor!
Ve sonra… Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık ile aramızda, “Yasin yazılarından çok rahatsız. Gazete alacak” muhabbeti geçiyor. Ben de, “İstiyorsa televizyonu satayım” diyorum. Televizyonun fiyatını yüksek buluyor. Gazeteyi istiyor.
Hatta, “Gazeteyi sat bana…” diye iki kez söyledi.
Kendisine, “Satılık gazetem yok. İstersen televizyonu satayım” dedim.
Aramızdaki tüm diyalog bu!
Ama dostlarımın Yasin konusunda uyarıları olduğu için, “Parayı peşin isterim” dedim.
Anlayın yani! Şimdi ne zaman sıkışsalar, “Bana gazetesini, televizyonunu satmak istedi. Almadım, o yüzden yazıyor” diyor ya! Oysa ben Yasin’i bu işlerden çok önce yazmaya başladım!
Üç milletvekili ile bir araya gelme arzum filan da yok.
Ben istediğim milletvekili ile bir araya gelirim, istemediğimle gelmem.
Sizinle değil kuru fasulye yemek, tuvalete bile gitmem!” diye yazılan yazı.
İşte bu yazıdan sonra Bu işi Layığı ile yapanla, yapmayanı ayrıt edemeyen Basın Savcılarını göreve davet ediyorum.
Bu yazı adamı deli eder mi etmez mi?
Namus hassasiyetini yok etmek gazetecilik mi?
Valla artık böyle bir gazeteciyi döverlerse kınamayın.
Eğer ben de bir aileyi parçalayacak yazı yazarsam, kimse de geçmiş olsun demesin!
Aile hayatını sarsacak bir yazıdan sonra, yaşanması muhtemel olumsuzluğun bir sebebi de basını kontrol edecek makamlardır!
Yok, öyle eline kalem alan ulu orta sallayacak. İnsanların ailesine dil uzatacak. Sonra da “basına saldırıyı kınıyoruz!”
Birisi satamadığı Gazetesi,Televizyonu için pislik yaparken buna da gazeteci denirse, ben değilim…
Kardeşim Zonguldak’ta iki tane Gazeteciler Derneği var.
Siz ; “ Beyler ne iş yaparsınız?”
Güncelleme Tarihi: 19 Şubat 2017, 15:42
Ben böyle bir şey görmedim. Kendi patronunu kendi gazetesinde rezil etmiş. Ali rıza tığın yazdıklarının daha çok okunmasına yardımcı olmuş bir yazar. Sayın Çebi bu yazının yayınlanmasına nasıl izin verir hayret. Bu yazar patronunu rezil etmek için elinden geleni yapmış adeta... Ali Rıza Tığ para verse bunu yaptıramaz: