Çok şaşırdım!
Bizim Sinan bugün günüz aradı!
Gündem Gazetesinde tek dokunulmazlığı olan kişi, kurumun olmazsa olmazı Sinan Çerçioğlundan söz ediyorum…
Her zaman gece yarısı arayıp beni uykudan uyandıran Sinan bugün nedense günüz aradı!
Benim ikinci adresim olan Balkon Kafede kahvemi yudumlayıp denizi seyrederken aradı!
“Aloooo! Nasılsın ağabey?”
Hayırdır Sinan sen bu saatte aramazdın hiç!
“Ağabey kafama bir mesele takıldı. Arayıp söylemesem akşamı edemez, işlerimi yapamazdım!”
Nedir mesele Sinanım?
“Hani şu Ereğli sahili var ya. 5 yıldır panayır alanına çevrilen sahil!”
Evet!
“Halil başkan inşallah bu yıl aynı hatayı yaptırmaz!”
Ne hatası Sinan?
“Ağabey ne hatası olacak. 5 yıldan beri sahil rant merkezi oldu. Adım başı işportacı, adım başı mısırcı, dondurmacı, oyuncakçı, balıkçı felan. İnsanlar sahilde yürüyemez oldu, çocukları ile sahile inemez oldular. Bu ekonomik şartlarda insanlar çocuklarını sahilde gezdiremez hale gelmişti!”
Haklısın Sinanım. Doğru söze ne denir?
“Ağabey dedim ya; Sahil tam bir rant merkezi haline getirildi. Belediyede çalışan kişiler bile buralardan mısır tezgahı, balık tezgahı yerleri alıp kiraya verdiler. Eski başkana yakın isimlere yerler verilip kira geliri elde etmeleri sağlandı. Gariban vatandaş günde 20 lira kazanabilmek için bu adamlardan yer kiralayıp mısır satmak zorunda kaldılar. Bu yerler gerçekten ihtiyaç sahiplerinin kendilerine verilse olmazmıydı? Ama adım başı değil!”
Sinanım gerçekten çok haklısın! Hatta yöresel ürünler şenliği adı altında bazı dernek ve kişilerde iyi para kazandılar!
Sahilde açılan yöresel ürünler pazarında satılan her ürün Ereğli esnafında da bulunurken, Ereğli dışından gelenler parayı alıp götürdü!
“Ağabey bak ben Halil Başkanı ziyaret edip ona bir öneride bulunmak istiyorum. Başkan ayda bir böyle bir etkinlik düzenleyebilir. Bu bir ay gıda üzerine olur, bir ay giyim, diğer bir ay da hediyelik eşya üzerine olabilir mesela. Ama buradaki standlar sadece ve sadece Ereğli’de ticaret yapıp vergi ödeyen insanlara verilmeli. Böylece bu etkinliklere hem şehir dışından da insanlar gelir, hem de Ereğli’nin parası dışarıya gitmeden esnafa can suyu olur!”
Sinan bazen sende kafa çok çalışıyor ya!
Sen bundan böyle beni gece arama, günüz ara. Sanırım geceleri senin kafa çalışmıyor! Sadece benim uykumu kaçırıyorsun!
“Ağabey sen nerdesin?”
Yalı Caddesindeki adresimdeyim Sinanım, Balkon Kafe’de…
“Bak ağabey Yalı Caddesi dedin de aklıma geldi. Halil Başkan döneminde ne güzeldi oralar. Cıvıl cıvıldı. Ama son 5 yıllık beceriksiz yönetim oraları bitirdi. Yaz boz tahtasına çevirdiler. Ben bile yıllardır oraya gitmez oldum. Oranın keyfi kaçtı, esnafın da. Halil başkanımın eseriydi orası, umarım eski canlılığına kavuşturur yeniden!”
Sinanım ben de senin gibi düşünüyorum. Daha doğrusu sen de benim gibi düşünüyorsun!
Dedim ya sana; Bazen senin kafa iyi çalışıyor!
“Ağabey bırak şakayı da, şu sahil meselesi çok önemli. Bak havalar düzelmeye başladı. Halil başkan sahile bizzat el atmalı, rant merkezi olmaktan kurtarmalı sahili. Vatandaş rahat bir nefes alsın orada!”
Tamam Sinanım, ben sana başkandan randevu alıvereyim git bizzat görüş bu sorunları ve önerilerini kendisine anlat…
“Ağabey ben randevusuz gitsemde görüşürüm Halil başkanımla. Gerek yok. O benim baba dostum. Rahmetli babam çok severdi onu. Valla bu seçimlerde bile elimiz başka biyere gitmedi, rahmetli babamın hatırına ona oy verdik!”
Sinan bugün ben seni sevdim!
“Sadece bugün mü ağabey?”
Evet Sinan. Sadece bugün sevgim. Gece yarısı arayıp uykumu kaçırmadığın ve günüz aradığın için sevdim!
“Olsun ağabey be. Ben seni her gün seviyorum. Sen benim kankamsın!”
bu işe derhal el atılmalıdır halkın malı olan yerler bit pazrına dönüştü sanki babalarını dükkanı var gibi kimsenin oturmasına izin verilmyor bu nedir yahu