Genelde izlediğim filmlerden ya da dizilerden replikler öyle aklımda kalmaz.
Hatta birileri karşıma geçip izlediği filmlerin repliklerini söylediğinde, ona büyük bir gıptayla bakarım aklında nasıl tutabiliyor diye.
Hoş benim de aklımda kalıyor ama balık hafızası misali, 3 saat değil belki ama en fazla üç gün.
Sonra hatırla hatırlayabilirsen…
Hazır aklımda bir replik varken onu da unutmadan şuracıkta paylaşmak istiyorum.
Anılarını hatırlamaya çalışan bir kadının, üvey annesiyle salonda şöminenin üzerindeki fotoğraflara bakarken, üvey annesine dönüp, “Hiç akraban olmaması ne kötü. En azından onlarla ortak anılarımız olurdu ve anılarımızı konuşabilecek birilerinin olması çok güzel olurdu” demişti.
Bu replik, her hafta yeni bölümlerini merakla beklediğim“Children of Nobody” dizisinden.
Kadın o cümleleri söyledikten sonra, diziyi duraklatıp kendi akrabalarımı düşündüm.
Anılarımızın ne kadarında birlikte olduğumuzu, ne kadarını birbirimizle paylaştığımızı düşündüm.
Anılar yerini günlük, haftalık ya da aylık paylaşımlara bıraktığını görünce de uzun yıllar anılarımı akrabalarımla paylaşmadığım aklıma geldi.
Akrabalarla değil ama benim küçüklüğümden bu güne değin tanıyan insanlarla daha çok anılarımı paylaştığımı fark ettim.
Etrafımdaki insanlara olan mesafemi çocukluk ve gençlik dönemim dahil bu güne değin akrabalarımla da korumuşum.
Mesafeli ilişkilerde, mesafeli anılardan başka anı tek tük anlatılabilecek, anlatırken gülünebilecek ya da ağlanabilecek anı çıkıyormuş, öğrendim.
Akraba akreptir sözünü birebir hayatımda ilk ne zaman yaşadım bilmiyorum.
Dolayısıyla o sözün akrabalarıma karşı koyduğum mesafede bir katkısı var mı emin değilim.
Emin olduğum tek şey, anılarımı akrabalarımla değil, gerçek dostlarımla paylaşmayı sevdiğim gerçeği.
Her ne kadar hayatıma öyle ya da böyle girebilen herkesle ilgili güzel anılar biriktirmeye çabalasam da bazen kötü anılarda akıllarda kalmıyor değil hani.
Kaldı ki, hiç kimsenin dört dörtlük olmadığı bir dünyada dört dörtlük anılarımızın olması, ya da öyle olduğunu düşünmemiz küçük bir aldatmacadan ibaret.
Zira beyin, iz bırakmadan çalışan bir hırsız gibi kötü anıları çalıp, siz dahil kimsenin göremediği bir yere saklıyor.
Ne zaman ki bir şeyler ters gidiyor o zaman o anılar anılarınızdaki yerini alıyor.
Çok ilginç değil mi…
GÜNÜN SÖZÜ:Anı yazmak, ölümün elinden bir şeyler kurtarmaktır.