Ereğli'nin kaderi Savarona'da mı yazıldı?

Ereğli'nin kaderi Savarona'da mı yazıldı? Yasin Ören yazdı.

Ereğli'nin kaderi Savarona'da mı yazıldı?

Resmi kayıtlarda Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 26 Ağustos 1931 yılında Zonguldak’a geldiğini biliyoruz. Ama ilçelere gelip gelmediği ile ilgili resmi bir kayıt yok.. Rivayetler var? Bu rivayetlerden biri; 1936 yılının bir bahar gününü bizlere işaret ediyor...
Yer; şimdiler de Kdz. Ereğli İlçesi Gülüç Beldesi Çengelburnu Mevkii olarak anılan alan.
Bugünlerde Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalarının, Ana kapı Büyük Ofisten başlayan ihtişamlı fabrikasının bina ve atölyelerinin birbiri ardına öbekleşerek bittiği sevkiyat kapısı civarı, tersaneler bölgesi diyebiliriz.
O yıllarda dünyanın en büyük, en pahalı yatı Çengelburnu denilen bu alana demir atar.
Günümüzde halen kullanılan meşhur Savarona isimli yatın içindekiler ise; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, tarihe damgasını vuran diğer isimler, İsmet İnönü, Celal Bayar ve Mareşal Fevzi Çakmak Paşa’dır…


ATATÜRK’ÜN ELİNDEKİ DÜRBÜN
Ereğli Kömür İşletmeleri (EKİ) ile kömürle tanışan Türkiye’de, Orhan Veli Kanık’ın Ereğli’nin EKİ’nin çiçekli bahçelerinden bahsedip, 1946 yılında yazdığı meşhur şiiri, “Siyah Akar Zonguldak’ın deresi/Yüz karası değil, kömür karası/ Böyle kazanılır ekmek parası…”mısraları henüz yazılmış değil.
Türkiye’nin ilk sanayi devrimini gerçekleştiren Atatürk, İnönü, Bayar ve Çakmak’ın gelme sebebi bellidir.
Ereğli’de demir çelik fabrikalarını kurma düşüncelerini hayata geçirmek için uygun görülen araziyi inceleyeceklerdir.
Savarona yatının güvertesinde Atatürk dürbünü eline alır, İnönü ve diğer arkadaşlarına dönerek, “Fabrikayı işte bu bölgeye kuracağız, buradan daha iyi bir yer bulamayız. Burası yer altı zenginlikleri açısından da uygun” der.
Atatürk bu konuşmayı yaparken, yemek masasında bugünlerde tanıdık bir lokantanın pideleri vardır. Atatürk bu pidelerden bir kaça lokma aldıktan sonra, pidenin nereden geldiğini sorgular. Aldığı cevap; Ereğli’de Hasan Kuru isimli bir lokantacı olunca, bugünlerde halen o ismi kullanan şu cevabı verir, o lokantanın adı “ Meşhur Hasan Kuru olsun. “der.
Atatürk o gün Ereğli tarihi için önemli bir karar alma aşamasındadır. Savarona’nın kaptanı Gülüç Çengelburnunda saatlerce kalan yatı demirlediği yerden hareket ettirerek, engin denizlere doğru yol alır.
Arkasında iki şey bırakmıştır, bugünlerde halen o isimle anılan Meşhur Hasa Kuru’nun pidesini, bir gün gerçek olacak olan ERDEMİR hayalini…


KARDEMİR’DE KARAR KILINDI
Aradan bir süre geçer, Alman Hitler’in dünya üzerinde tehditleri devam etmektedir. ERDEMİR’e boğazlardan yapılabilecek saldırı olasılığı ve fabrikanın stratejik önemi sebebiyle, temeli güvenlik de göz önüne alınarak bir yıl sonra Karabük iline atılır.
Atatürk’ün Ereğli’ye fabrika yaparak, 1937 yılında yapmak istediği sıçrama hayali, ancak 25-30 yıl sonra 15 Mayıs 1965 yılında, 1936 yılında Ereğli’de demir attıkları yatta birlikte seyahat ettiği başka bir isim olan İnönü’nün vasiyetini yerine getirmesi ile mümkün olabilmiştir. Atatürk’ün bu arzusu yerine gelirken, ilçenin 5 bin olan nüfusu artmaya, katlanmaya başlar.
Bunun anlamı şuydu; Talih kuşu Ereğli’nin üzerine konmuştu.
Ereğli yine unutulmaz siyasetçilerden Süleyman Demirel gibi devlet adamlarının uzun yıllar mühendislik yaptığı cazibe merkezi oluyor, modern bir şehir olma yolunda emin adımlarla ilerliyordu.
Şehir büyüdükçe büyüyor, Türkiye’nin gözbebeği oluyordu.
Keşke Atatürk 76 yıl önce hayalini kurduğu ERDEMİR’in bacasından dumanların tüttüğünü görebilseydi.
Yazının buraya kadar olan kısmını Kdz. Ereğli İlçesi’nde ayaklı tarih olarak adlandırılan ERDEMİR emeklisi 87 yaşındaki Adnan Taşkınkıroğlu ile Ereğli Çınaraltı Kafeteryadan yaptığımız keyif veren söyleşimden derledim.

Güncelleme Tarihi: 28 Şubat 2017, 16:30
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER