Araştırmacı-Yazar İbrahim Kekeç, Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde denizin ortasındaki Filyos İskelesi’nin bir döneme ışık tutacak bilgilerine ulaştıklarını açıkladı.
Araştırmacı-Yazar İbrahim Kekeç Filyos İskelesi üzerinde yaptıkları araştırmanın detaylarını anlattı. Kekeç, “Son yıllarda herkes haklı olarak dikkatlerini Türkiye’nin en büyük limanlarından birisi olacak Filyos Limanı’na çevirmiş durumda. Oysa yakın zamana kadar bölgenin liman hizmetlerini vererek bir döneme tanıklık etmiş, şimdilerde ise denizin ortasında inzivaya çekilmiş bir eser daha var: Filyos İskelesi. Bugüne kadar yıllardır var olan ve halen de yerinde duran Filyos İskelesi hakkında herkes çok şey bildiğini, ancak konuyu irdelediğimizde hiçbir şeyin bilinmediği gerçeğiyle karşılaştık. Öteden beri farklı konularda araştırmalar yapan birisi ve uzun yıllar Filyos’ta ikamet edip neredeyse her gün yanından geçtiğim Filyos İskelesini araştıracağımı hiç düşünmemiştim. Akarsularda ve denizlerde suyun sizi nereye sürükleyeceğini önceden kestiremezsiniz. Böyle durumlarda ‘Kendinizi suyun akışına bırakmak en doğru yoldur’ denir. Türkiye’deki demir çelik sektörüyle ilgili araştırmalarımın akışı da beni Filyos İskelesi’ne kadar sürükledi. Araştırmalarım sırasında Filyos’taki iskelenin, Karabük Demir Çelik Fabrikalarıyla ilgili olarak kurulduğu bilgisi dikkatimi çekti. Gayri ihtiyari olarak araştırmalarımı buraya yoğunlaştırdım. Araştırmamda öncelikle şunu gördüm: Filyos’ta gerek karayolu, gerekse demiryoluyla yanından geçildiği, üzerinde oltayla balıkların avlandığı, şimdilerde atıl vaziyette bekleyen iskelenin ne zaman, niçin ve kim tarafından yapıldığına dair ortada ne bir bilgi, ne de bir belge vardı. Bunun üzerine, iskelenin inşa edildiği rivayet edilen muhtemel tarihlere gerçekleştirdiğim seyahat sonunda iskelenin gizemli dünyasını aydınlatacak bilgilere ulaştım. Bu kapsamda ilk bilgiyi Ünlü Edebiyatçı, Eğitimci, Tarihçi ve Yazar İsmail Habib Sevük'ün şehir gezilerini kaleme aldığı makalesinden ediniyoruz” diye konuştu.
“ZONGULDAK’A DA HİZMET VERDİ”
Kekeç, Sümerbank tarafından inşa edilen 300 metre boyunda ve 5 bin tonluk müteaddit gemilerin yanaşabileceği büyüklükteki iskeleye ilişkin şu detaylara yer verdi:
“Sevük, 1 Aralık 1947 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan ve İÜ’den Zeki Gezer’in yüksek lisans tezine de konu olan “Filyostaki iskele ve devletçiliğin cünbüşleri” başlıklı makalesinde Filyos’la ilgili izlenimlerini anlatırken iskeleye de değinir. 1947 yılında gittiği Filyos’ta iskeleyi inşa halinde gördüğünü anlatan Sevük, İskele ve Ateş Tuğla Fabrikası hakkındaki düşüncelerini aktarır. İller ve Belediyeler dergisinin 1948 yılı Kasım-Aralık sayısında Niyazi Akyörük tarafından kaleme alınan “Son 10 senelik çimento sanayiimiz” başlıklı makalede ise Filyos’a, Ateş Tuğla Fabrikası’nın yanı sıra çimento fabrikasının da kurulması önerilmiş. Filyos’ta yaptığı incelemenin ardından Filyos’a çimento fabrikası kurulma gerekçelerini maddeler halinde sıralayan Yörük 4. Maddede, “Filyos’ta Sümerbank tarafından inşa edilmiş 300 metre boyunda ve 5.000 bin tonluk müteaddit gemilerin yanaşabileceği vus’atta mükemmel ve sağlam bir iskele mevcuttur. Bu iskeleden senede 200 gün istifade etmek mümkündür.” diyerek, iskelenin önemini ve teknik özellikleri hakkında bilgiler vermiş. Karabük Demir Çelik Fabrikaları adına iskelede görev yaptıktan sonra emekli olmasının ardından önemli bir kamu görevi de yapan (ismi bizde mahfuz) bir büyüğümüz de iskele hakkında son bilgi kaynağımız oldu. İskelenin 1945 yılında Sümerbak tarafından inşasına başlandığını ve 1947 yılında tamamlanarak Karabük Demir Çelik Fabrikasına devredildiğini belirten büyüğümüz; Amasra Tarlaağzı İskelesi’nden yüklenen Şiferton hammaddesi başta olmak üzere Ateş Tuğla ve Karabük Demir Çelik fabrikalarına ait yüklerin Filyos İskelesi’ne gelip buradan trenlerle taşındığını, Zonguldak’a yeni liman (1953) yapılana kadar Zonguldak’a da hizmet verdiği ifadesinde bulundu. Sonuç olarak; Filyos beldesinin batı ucunda inşa edilen ve araştırmamıza konu olan iskele, 1947 yılında Sümerbank tarafından inşa edilerek, Karabük Demir Çelik Fabrikalarına devredilmiştir. Açıldığı 1947 yılından itibaren Karabük Demir Çelik ve Filyos Ateş Tuğla fabrikalarının yanı sıra Zonguldak’a da hizmet vermesi nedeniyle bölgenin endüstri, demiryolu ve deniz yolu ulaşım tarihinin en önemli tanıklarından biri olmuştur. Prenses Süreyya ve Filyos İskelesi; 1950’li yıllardan söz edilirken önemli bir olayı da hatırlatmakta fayda var. O yıllarda dünyaca ünlü Prenses Süreyya, eşi İran Şahı Rıza Pehlevi ile birlikte 1956 yılı Mayıs ayında Beyaz Trenle Zonguldak seyahati gerçekleştirmişti. Tren Yenice’den Filyos’a doğru yol alırken zümrüt yeşili manzarayı gördüğünde Çamlaraltı denilen yerde treni durdurup bir süre piknik yapmıştı. Gördüğü güzel manzaralardan çabuk etkilenen Prenses Süreyya, Zonguldak’a giderken akşam saatlerinde güneşin en güzel battığı Filyos İskelesi yakınından geçmişti. Seyahati boyunca ayyıldızlı Beyaz Trenin penceresinden dışarıyı izleyen Prenses’in, Filyos’taki bu büyüleyici deniz ve iskele manzarası karşısında ne düşündüğünü tahmin etmek hiç de zor değil. Filyos İskelesi, denizin ortasında mahzun şekilde inzivaya çekilse de, fotoğraf karelerini süsleyen bir dekor olarak yaşamını sürdürüyor.”