Sel felaketinde 6 dükkanı da zarar gören Almanya doğumlu esnaf, Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yapılan hizmeti başka bir yerde görmediğini belirterek, “Devletimizin şefkatli elini öyle hissettik ki, babamdan dahi böyle el görmedim” dedi.
Batı Karadeniz bölgesinde 11 Ağustos tarihinde yaşanan sel felaketi Kastamonu’nun Azdavay, Küre, İnebolu, Abana, Bozkurt, Çatalzeytin, Şenpazar ve Pınarbaşı ilçelerinde büyük hasara yol açtı. Bu ilçelerde birçok bina ve iş yeri zarar gördü, onlarca araçta sel sularıyla birlikte denize Ezine Çayı üzerinden denize sürüklendi. Sel felaketi ile zarar gören Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde esnaflık yapan Cemal Çaylak, Almanya’dan Bozkurt ilçesine gelerek esnaflığa başladığını söyledi. Almanya’dan Bozkurt'ta ticarete başladığını ifade ederek Çaylak, “Eğitim dalında ilk olarak dershane kurdum. 2-3 tane dershanem olduktan sonra memleketime hizmet etmek için buralara geldim. En son köfteci dükkanı açtım. Çok güzel Kastamonu’ya layık, hatta Kastamonu’dan da öte çıkabilecek çok lezzetli ürünler çıkarmaya başladım. Kendim aşçılıkta usta üreticiyim ayriyeten. Çok güzel bir dükkanımız vardı, ilçelerden insanlar buraya akın ederdi, memnunduk” dedi.
“Devletimizin sayesinde yeniden ayağa kalkacağız” Sel bölgesine verilen devlet desteklerinden övgü ile bahseden Cemal Çaylak, “Liseye gittim, Sayın Süleyman Soylu ile karşılıklı oturdum. Sayın Süleyman Soylu ile helalleştik, istediğimiz rakamı sağ olsun devletimiz bizlere verdi. Bizde bu memnuniyetle oradan çıktıktan sonra o sevinçle yolda gezerken bir baktım Sayın Bakanımız Murat Kurum geliyor. Kendisine bazı şeyleri ifade etmeye çalıştım. Burada hiçbir zaman kırıcı olmadan farklı yönlere çekmeden sadece bir vatandaş olarak o sevgimi o an o mutluluğumu paylaşmak istedim. Çünkü şu anda burada gördüğünüz üzere 6 tane dükkanımız gitti. Bunun içinde köfte imalatı olan 375 metrekare yerden bir tane çatal dahi kurtaramadık. Yani tamamıyla sıfırdayız. İnanın öyle şefkatli bir el oldu ki bu devlet eli, ben şüpheye düşmüştüm böyle bir durum olacak mı ya da olmayacak mı diye. Öyle bir el geldi ki ben kendi babamdan dahi böyle bir el görmedim. Öyle bir şefkat, yani çağrılıp oğlum ‘sen ne beyanda bulundun’ demesi, ‘senen beyanda bulunduğun rakama göre biz sana şunu versek, sen yeniden ayağa kalkabilir misin?’ diye sorulan bu soru inanın ‘yetmezse oğlum şunu da versek, bununla ayağa kalkabilir misin?’ demesi bir devlet erkanının vatandaşına bunu demesi ne demek, parayı falan artık ben geçtim. İnanın duygusal olarak sadece bunları ifade ediyorum. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim” diye konuştu.
“Dünyada böyle bir anlayış, böyle bir yaklaşık yok” Almanya’da doğduğunu ve 20 yıl boyunca Almanya’da yaşadığını söyleyen Çaylak, “Halen daha annem, babam, kardeşlerim orada. Hepsi ile diyalog halindeyim. Bırakın Türkiye’de, bırakın Bozkurt’ta ben Sayın Süleyman Soylu’ya da aynısı söyledim. Dünyada böyle bir şey yok. Bir vatandaşın mağduriyetini hiçbir şey gözetmeden sigortası olmuş olmamış, beyanı olmuş olmamış, sadece etrafta esnaflarla beraber gezilip hakikatleri doğru bir şekilde insanlara ulaştırmak için böyle bir yardımı hayatta beklemiyordum. Hele bu kadar olacağını hiç tahmin bile etmiyordum. Ama inanın şaşkınlıkla oradan çıktım, gözümü kapatıp açıyorum, diyorum ki yahu bu bir hayal mi? Gerçek mi? Bir devlet bu kadar mı olur bir vatandaşına yakın, vallahi billahi ben inanın Allah’ıma şükrediyorum, böyle bir devlet, böyle bir anlayış, böyle bir yaklaşımı dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız. Allah’a şükürler olsun” şeklinde konuştu.
“Dükkanlarımızı onarıp anahtar teslimi yapacaklar” Paralarını aldıklarını belirten Çaylak, “Yeniden ayağa kalkmamız için. Şu anda köfteci dükkanımız yıkılacak. Yerine daha güzel bir yerde daha güzel bir iş yeri yapılacak. Karşı tarafta yine 3 tane dükkanım var. Çerçevesine, mermerine kadar, boyasına kadar, fayans, boya, alçı, hepsi yapılıp anahtar teslim edilecek. Devletimiz, bizim gibi esnaflara parasını da veriyor, ‘al oğlum borcunu öde dedi, al oğlum dedi dükkanını yenile, al oğlum dedi esnaflığa devam et’, böyle bir şefkat yok. Anlatılamaz. Ben kendi babamı bugün gördüm. Nasılsın baba dedim, iyiyim oğlum dedi. İşte şurası yıkılacak, burası yıkılacak dedi, bende tamam dedim. Onları yaptık, bunları yaptık, koşturduk, bu kadar. Ama iş devlete gelince gel oğlum, derdin ne, borcun ne, var mı paran, şu kadar versek yeter mi? Yeniden ayağa kalkabilir misin? Ben böyle bir şey beklemiyordum. Allah bin kere razı olsun” ifadelerini kullandı.