Yapılan açıklamada, son zamanlarda Alevilikle ilgili yapılan çalışmalar ile basında çıkan haber ve haber anlayışlarının kendilerini rahatsız eder duruma geldiğine işaret edildi.
Kansu ve Arıkan yaptıkları açıklamada, devletten demokratik hak talebinde bulunduklarını anlatarak, şunları söylediler:
Cemevi ibadet yeri olarak yasal statüye alınmasını istedik. Çalıştaylar yapıldı. Sonuç olarak Alevilik tanınma değil tanımlanmaya çalışıldı. Yani hiçbir hak verilmedi. Aynı konuyu devletin istediği Alevilik anlayışına yakın olanların desteği ile Ankara Mamak Tuzluçayırdaki Cami- Cemevi yan yana projesinin temelini atarak kardeşlik vurgusu yapıldı.
Kardeşçe yaşamak, yan yana olmak, karşılıklı sevgi saygı her vatandaşın arzu edeceği ve görmek istediği bir anlayıştır. Fakat Sn. Bakan 7 çalıştay yaptığı halde tanımadığı cemevini yanına Cami koyunca tanımış görünüyor. Hem imarı olmayan yerde, hem de resmiyette tanımadığınız bir ibadethanenin temelinde niye güvercin uçuruluyor.
Burada yapılmak istenenin Cemevini Cami gölgesinde tutarak kontrol ve şekillendirme ( asimilasyon) çabası ve çalışmasıdır. Bu tutum ve anlayıştan biran önce vazgeçilmesini temenni ediyoruz. Herkes inancını inandığı gibi yerine getirsin istiyoruz. Hiçbir inancı ve toplumu bir başka inancın ya da toplumun lokomotifi veya vagonu durumuna düşürmekten vazgeçilmelidir.
Bu haberlerin arkasına takılan bazı haber kaynakları da Alevi köylerinde ne kadar namaz kılınıyor. Camide ne yapılıyor, Cemevinde ne yapılıyor. Aleviler de namaz kılıyor gibi Allah ile kuldan başkasını ilgilendirmeyen konuları, yukarıdaki söz konusu projeyi destekleme amacıyla toplumun her yaptığını ortaya dökerek, sergileyerek çok hoş olmayan bir durum ortaya konulmaktadır. Bunun diğer adı karalamalar bitti istatistikler ve şekillendirmeler başladı anlamına gelir. Artık bırakalım kimin neyi nasıl yaptığını, hakları hukukları konuşalım.
Bu konuları da yetkili ağızlarla konuşup, paylaşmanın iyi niyet çerçevesinde daha fazla katkısı olacağını düşünüyoruz.
Demokrasi ve Çağdaşlıktan söz edilen toplumlarda inanç dizaynı yapılmaz, inançlara eşit mesafede eşit hizmet verilir. Devlet de bunun güvencesini sağlar.