TV yayınıyla başladığı ressamlıkta hedefi yurt dışına açılmak

Zonguldak’ta ev hanımıyken televizyon yayınında gördüğü ressamlığa özenen Figen Ramazanoğulları, kendini geliştirerek su altı resimleri yapan ünlü bir ressam oldu.

TV yayınıyla başladığı ressamlıkta hedefi yurt dışına açılmak

Zonguldak’ta ev hanımıyken televizyon yayınında gördüğü ressamlığa özenen Figen Ramazanoğulları, kendini geliştirerek su altı resimleri yapan ünlü bir ressam oldu. Ramazanoğulları, atölyeye çevirdiği evinde öğrencilerine ressamlığı sevdiriyor.

Çaycuma ilçesinde yaşayan 56 yaşındaki ev hanımı Figen Ramazanoğulları, yaklaşık 30 yıl önce televizyon yayınında gördüğü ressamlığa merak saldı. İlk önce oğluna ait sulu boyayla denemeler yapan Ramazanoğulları, daha sonra yağlı boya resimleri yapmaya başladı.

Her geçen gün kendini geliştiren ünlü ressam, Geleneksel El Sanatları Bölümünü de kazanarak üniversite öğrencisi oldu. Bu süreçte ders verdiği atölyesini kapatarak çalışmalarını evde sürdüren Figen Ramazanoğulları, su altı resimleri kategorisinde kendini geliştirerek birbirinden değerli tablolar resmetti.

Yurt dışına açılarak dünyaca ünlü ressamları Çaycuma ilçesine getirmek hedefinde olduğunu aktaran Ramazanoğulları şöyle dedi:

"Resim merakım tam 30 yıl önce bir televizyon yayını ile başladı. Oğlumun sulu boyaları ile başladım. Sonra bir hocadan resim dersleri aldım. Ondan sonra da belli bir süre herkesin yaptığı doğa resimleri yaptım. Bir balık resmi ilgimi çekti. Suyun altında yüzen balıklar vardı. O balıkların resmini yaptıktan sonra su altı resimleri yapmaya başladım. Beni daha çok cezbetti. Gazetelerin su altı resimleriyle ilgili fotoğraf yarışmaları oluyor. Ödül alan resimler gazetelere düşüyordu. Onları yapmaya başladım. Baktım ki zaman içinde diğer kategorilerdeki resimleri yapmaya çalışsam da su altı resimlerinin haricinde yapamamaya başladım. Azerbaycanlı bir beyefendi, SAT komandolarından emekli olan bir beyefendi ve ben yapıyorum. Üç kişi yapıyormuşuz. Şu an geleneksel el sanatları bölümü öğrencisiyim. Kendimi geliştirmek adına okuyorum. Üniversiteyi kazanmadan önce bir atölyem vardı derslerimi orada veriyordum. Üniversiteye başladıktan sonra atölyemi kapattım bu sene itibariyle herhalde ders vermem diye düşünüyordum. Öğrencilerim ev ortamından hiç rahatsızlık duymadılar. Cumartesi günleri evim atölye haline geliyor. Her yer öğrenci doluyor. Evimin duvarları mobilyalarım boya oluyor. Çocuklarım o kadar severek ve isteyerek geliyorlar ki bu olumsuzlukların hiçbiri gözümde değil. Bir kişiye bile bir sanatı veya resmi sevdirebilsem benim için kardır gözüyle bakıyorum. Çocuklarım da resmi severek yapıyorlar. Mutluyum. Sergilerime devam edeceğim. Yurt dışına da açılmayı hedefliyorum. Her şeyden önce galeri işletip dünyaca ünlü sanatçıları Çaycuma’ya getirmeyi amaçlıyorum.”

Güncelleme Tarihi: 20 Mayıs 2019, 15:41
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER