Hafta sonuna kadar Ankara’ da kaldık.
Yoğun çalışmalar.
Görüşmeler.
Çok çalıştık.
Çok.
Birinci etap Türk İş, genel kurulu.
Tam üç gün sürdü.
Birinci gün açılış.
İkinci gün Türk İş’e bağlı genel başkanların konuşması.
Tam 35 başkan konuştu.
Bizim açımızdan GMİS genel başkanı Yeşil’in konuşması önemliydi.
Değerliydi.
Verilen mesajlar çok önemliydi.
Yeşil’in konuşmasın da ki satırbaşları aslında önemliydi.
Dikkat çekiciydi.
Geçmişten bugüne madenciliğin geldiği noktada ki, çalışmaları öne çıkartıyordu.
Yeşil’in öne çıkan şu sözü’’ Her şart alında mücadelemiz sürecek’’
Devamla.
1-) MADEN İŞÇİLERİMİZ TEK SES, TEK YÜREK
Sonraki yıllarda da maden ocaklarımızın özelleştirilmesine ve madenlerde, yeraltında taşeron uygulamasına şiddetle karşı çıktık.
Madenciler olarak tek yürek, tek ses olduk, Zonguldak’ta Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda taşeron uygulamasının kaldırılmasını sağladık.
Bu acı deneyimlere rağmen, 2017’de yasal düzenleme yaparak TTK’nın küçük parçalara bölünerek özelleştirilmesini gündeme getirdiler.
Maden işçilerimiz yine tek ses, tek yürek oldu ve sesimiz Ankara’da, TBMM’de duyuldu ve bu yanlış düzeltildi.
Maden işçileri olarak sesimizin duyulmasını sağlayan muhalefet partilerine ve gerekli düzenlemeyi yapan iktidar partisi temsilcilerine teşekkür ediyoruz.
TTK, TAM KAPASİTE İLE ÇALIŞIR HALE GETİRİLMELİDİR
Buradan bir kez daha tekrarlıyorum;
Türkiye’nin taşkömürü ithalatı için yılda 4-5 milyar dolarını dışarıya verecek lüksü yoktur.
Türkiye Taşkömürü Kurumu en kısa sürede tam kapasite ile çalışır hale getirilmeli ve yıllık 5 milyon ton üretim hesabı yapılmalıdır.
Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda yerüstünde çalışan işçi arkadaşlarımız ve Maden Tetkik Arama Kurumu’nda çalışan arkadaşlarımız arasındaki ücret farklılıklarının giderilmesini ve eşit işe eşit verilmesini istiyoruz.
Bölgede bulunan Kardemir ve Erdemir’in ihtiyacı havzamızdan karşılanmalı, olası ambargolara karşı demir-çelik sektörü güvence altına alınmalıdır.
Türkiye Kömür İşletmeleri’ne, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ve
Maden Tetkik Arama Kurumu’na sahip çıkılmalı ve bu kurumlar daha aktif hale getirilmelidir.
Örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalı, sendikalaşmayı teşvik edecek düzenlemeler yapılmalıdır.
Kamuda ve özel sektörde yandaş sendika yaratan uygulamalara son verilmelidir.
Kayıt dışı ekonominin sendikal örgütlenme ile ortadan kaldırılacağı, sendikal örgütlenme arttıkça Sosyal Güvenlik Kurumu’nun daha sağlıklı bir yapıya kavuşacağı ısrarla anlatılmalıdır.
Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı, gelir vergisi dilimleri ücretliler lehine yeniden düzenlenmelidir.
İşçilerin kıdem tazminatına el uzatılmamalıdır.
Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik krizin sorumlusu biz işçiler, emekçiler değiliz.
Ülkemizi yönetenleri buradan bir kez daha uyarıyoruz; Asgari ücreti düşük tutarak ve vergi keserek, Toplu iş sözleşmelerinde kazanımlarımızı sınırlayarak, enflasyonun altında ücret zammını dayatarak, yeni vergiler çıkartarak,
tüketim mallarına zam yaparak, ekonomik krizin faturasını bize kesmenize izin vermeyeceğiz”.
Bu mesajlar o gün kongre salonunda genel başkan Yeşil, tarafından sesli olarak dile getirildi.
Katılımcılar tarafından alkışlarla desteklendi.
Yeşil’in konuşması güzeldi.
Heyecan vericiydi.
Madenciliği anlatıyordu.
Kamu madenciliğinin hakkını veriyordu.
İşçinin hak ve hukukunu korunuyordu.
Bu nedenle konuşma metni Zonguldak’ın sesinin duyurusu görevini ülke geneli yerine getiriyordu.
Türk İş genel kurulu her yönden ülke gerçeklerine hitap ediyordu.
İşçinin sesi oluyordu.
Yarın ki yazımızda TÜRK İŞ seçimleri ve Hakan yeşil, başkanın aldığı 205 oyu değerlendireceğiz.
Çok önemli görüyorum.
205 oy,
Gelecek yılların asil yöneticiliğine giden yol olarak görüyoruz.