gundemeregli.com-Kdz. Ereğlideki Hukukçular Derneği İstanbul Çağlayan Adliyesinde yaşanan 50 Avukatın gözaltına alınma olayına tepki gösterdi.
Ereğli Adliyesi önünde toplanan 30u aşkın Avukat, İstanbul Çağlayan Adliyesinde gözaltına alınan meslektaşlarına destek verdi ve yaşanan olayı kınadı.
Kdz. Ereğli Hukukçular Derneği Başkanı ve Zonguldak Barolar Birliği Kdz. Ereğli Temsilcisi Tayyar Kartal, burada yaptığı basın açıklamasında, Yaklaşık 2 haftadır İstanbul Taksim gezi parkında, demokratik söylemlerin demokratik hakların mahiyetine uygun yöntemlerle eylemler yapıldığını belirterek, Öyle ki gezi parkına başlayan bu demokratik eylemin tüm yurda hızla yayıldığına tanıklık ediyoruz. Bilindiği üzere demokrasi kavramı halkın halk tarafından halk için yönetim olarak tanımlanmaktadır. Bu kavram hukuk kavramıyla birlikte toplantı gösteri yürüyüşleri, fikir ve ifade özlüklerin, özlüce kullanabilmesi hakkını da güvence altına almaktadır. Demokrasi 4-5 yılda kullanılacak oy hakkı olarak algılanamaz, demokratik yaşam sandık demokrasine indirgenemeyecek kadar katılımcılığı ve çok sessizliliği içermektedir ve siyasal iktidar tarafından bunun bu şekilde algılanması gerekir, demokrasi din, dil, cinsiyet, ırk, yaş, sınıf gözetmeksizin günün ve yaşamın her anında haklı taleplerin dile getirebilmesini gerektirir, demokratik hak ve taleplerin, özgürlüklerin kısıtlanması, başlıca hak ve özgürlüklerin zarara uğratılması halinde anayasa ve yasalardan belirtilen bir takım zorunlu şartlarda söz konusu olabilir. Bu kısıtlamanın son çare orantılı olması gereklidir. Zor kullanmanın sınır ve şartları polis vazife kanununda belirtilmiştir,bu kanun gereğince kolluk hukuksuz bir direniş ile karşılanması halinde hukuksuz bir direniş ile karşılaşması halinde direnmenin mahiyetini ve dercesine göre ve yalnızca direnleri etkisiz hale getirecek şekilde ve yalnızca direnen kişilere karşı kademeli olarak artan nispette ölçülü ve orantılı olarak ihtarda bulunmak şartıyla zor kullanabilir. Bu açıklama dışında son iki hafta içinde İstanbul taksim gezi parkında başlayıp tüm yurda yayılan protestolara karşı başta kolluk kuvvetleri olan ak üzere yetkili makam ve mercilerin tutum söylem ve davranışlarının anayasanın 2. Maddesinde ifade edilen ve Türkiye cumhuriyeti devletinin demokratik hukuk devleti niteliğine uygun davranılmadığını gözlemlemekteyiz, kolluk kuvvetlerinin kendinse şiddet uygulayan ve demokratik protestoları provoke eden az sayıda eylemciyi taleplerini demokratik yollarla dile getiren yurttaşlardan ayır etmesi ve müdahalenin bu şekilde yerine getirilmesi gerekirken hiç bir ayrım gözetmeksizin kişilerin yüz ve vücutlarına gaz mermileri ile saldırıda bulunması gerek ulusal mevzuatımıza gerek Avrupa insan hakları sözleşmesine aykırı insanlık dışı onur kırıcı muamele kapsamındadır, kolluk kuvvetleri son olarak adalet dağıtılan adaletin tecelli ettiği bir makamda çağlayan Adliyesinde hukuka aykırı zor kullanmasıyla gündeme oturmuştur. Meslektaşlarımıza karşı mesleğimizin onur ve saygınlığı işle bağdaşmayacak şekilde bir kısmını cübbelerinden çekiştirmek, sürüklemek suretiyle hukuksuz ve yoğun şiddet kullanarak müdahale gerçekleştirilmiştir. 11 Haziran günü yerlerde sürünen avukatlar değil adalettir. Görevimizi yaparken kimseye ne müvekkile ne hakime nede iktidara tabiyiz, hiçbir hiyarşi güç tanımıyoruz, bu uygulamaları kınıyoruz