TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi tarafından bu yıl 20ncisi düzenlenen ve 4-6 Mayıs 2016 tarihlerini kapsayan Türkiye Kömür Kongresinin açılışında bir konuşma yapan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, Türkiyenin kendi kaynaklarına dönmeye mecbur olduğunu belirtti.
Çok sayıda yerli ve yabancı maden sektörü temsilcisinin katıldığı 20. Kömür Kongresinin açılışına siyasetçiler, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, meslek odalarının temsilcileri katıldı.
GMİSin Genel Merkez ve Şubeler yöneticilerinin de katıldığı Türkiye 20. Kömür Kongresinin açılışında konuşan GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, Son yıllarda dünyada ve bölgemizde yaşadığımız savaşların ve kargaşanın temel nedeni enerjidir. Enerji kaynaklarını elinde bulunduran ülkeler dünya ekonomisinde de o derece yönlendirici olmaktadır.Enerji üretiminde öncelikle dışa bağımlılığı azaltacak, yerli kaynaklara önem verecek politikalar izlenmelidir. Petrol. Doğalgaz ve kömür ithalatıyla enerji ithalatı kadar cari açığı olan Türkiye, kendi kaynaklarına dönmeye mecburdur dedi.
Demirci şöyle konuştu;
Bölgemizde düzenlenen Türkiye 20. Kömür Kongresi ve Maden Makinaları ve DonanımıSergisinin madencilik sektörümüze ve ülkemize ışık tutacağına yürekten inanıyor, kongreyi düzenleyen ve katkı veren herkese teşekkür ediyorum.
ŞEHİTLERİMİZE ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM
Ülkemizde son yıllarda katliam gibi iş cinayetlerini yaşadık. İş kazalarında hayatını kaybeden tüm maden şehitlerimize Allahtan rahmet diliyor, ailelerine, yakınlarına, tüm maden camiamıza ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yaralı kardeşlerimize de acil şifalar temenni ediyorum.
Ülkemizde, içeriden ve dışarıdan karanlık odakların yeniden tetiklediği terör olaylarında hayatını kaybeden güvenlik güçlerimize ve yurttaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Terörü bir kez daha şiddetle lanetliyorum.
TÜRKİYE KENDİ KAYNAKLARINA DÖNME MECBURİYETİNDE
Son yıllarda dünyada ve bölgemizde yaşadığımız savaşların ve kargaşanın temel nedeni enerjidir. Enerji kaynaklarını elinde bulunduran ülkeler dünya ekonomisinde de o derece yönlendirici olmaktadır.
Ülkemizde elektrik enerjisinin; yüzde 25,4ü kömürden, yüzde 44ü doğalgazdan, yüzde 25,4ü hidrolikten ve yüzde 5,2si diğer kaynaklardan sağlanmaktadır. Enerji üretiminde öncelikle dışa bağımlılığı azaltacak, yerli kaynaklara önem verecek politikalar izlenmelidir.
Petrol, doğalgaz ve kömür ithalatıyla enerji ithalatı kadar cari açığı olan Türkiye, kendi kaynaklarına dönmeye mecburdur.
TAŞKÖMÜRÜ İHTİYACININ 10 MİLYON TONLUK BÖLÜMÜNÜ HAVZADAN KARŞILAMAK MÜMKÜN
Ülkemizin yıllık taşkömürü talebi 25 milyon tonun üzerindedir.Türkiyede taşkömürünün bulunduğu tek bölge olan Zonguldak Havzasında,2015 yılında kamu ve özel sektörün birlikte ürettiği ise 1,4 milyon tondur.
Ülkemizin taşkömürüne olan talebi her geçen yıl artıyor.
2020 yılında 81 milyon tona çıkacağı öngörülüyor. Bu ihtiyacının 10 milyon tonunu Zonguldak kömür havzasından karşılamak, özellikle Demir çeliklerin ihtiyacını azami ölçüde bu bölgeden karşılamak mümkündür.
TTKNIN ACİLEN İŞÇİYE İHTİYACI VAR
TTK 2015 yılında tarihinin en düşük işçisiyle en düşük üretimini gerçekleştirmiştir. Kurumun işçilik norm kadrosu 14 bin olmasına rağmen Mart 2016 sonu itibarıyla işçi sıyası 8 bin 799a inmiştir.
Kurumda yaşanan işçi eksikliği, işçi sağlığını ve iş güvenliğini tehdit eder noktaya gelmiştir.
Kurumun acilen 3 bin 200 işçiye ihtiyacı vardır.
TTK Genel Müdürlüğünün 2010 yılından buyana her yıl tekrarladığı işçi talebi halen karşılanmamıştır. Kurum göz göre göre zarara sürüklenmektedir.
Bilindiği üzere TTK Amasra Müessesesinde mekanize kazı sistemi başarıyla uygulanmaktadır. Havza genelinde uygun damarlarda Mekanize/Yarı Mekanize Kazı Sistemine yönelik hazırlık çalışmaları da devam etmektedir. Mekanize/Yarı Mekanize Kazı sistemleri devreye girdiğinde üretim ve verimlilikte artış sağlanacaktır ve bunun maliyetlere de olumlu katkısı olacaktır.
ÖZELLEŞTİRME VE TAŞERONLAŞMANIN ACI SONUÇLARINI YAŞADIK
Ülkemizde uygulanan özelleştirme, daraltma, küçültme ve taşeronlaştırma politikalarından madencilik sektörü de fazlasıyla payını aldı. Bunun acı sonuçlarını hep birlikte görmekteyiz.
Türkiye kendi kaynaklarını kullanmalıdır.
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), Maden Tetkik Arama (MTA) gibi madencilik sektörünün hafızası olan kurumlar devlet ciddiyetiyle yeniden sahiplenilmeli ve geliştirilmelidir.
TÜRKİYE, TAŞERON UYGULAMASINDAN KÖKTEN VAZGEÇMELİDİR
Taşeron uygulamasının kimseye fayda sağlamayacağını tüm ikazlara rağmen maalesef yaşayarak öğrendik. Türkiye, modern kölelik anlamına gelen taşeron uygulamasından kökten vazgeçmelidir.
Çalışma hayatında 4857 sayılı İş Kanununda yer alan kuralsız çalışma koşulları,6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununda yer alan örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmadıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol almak zordur.
KİRALIK İŞÇİLİK YASA TASARISI GERİ ÇEKİLMELİDİR
Kamuoyunda kiralık işçi yasası olarak bilinen, İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı geri çekilmelidir.
Bu düşüncelerle Türkiye 20. Kömür Kongresi ve Maden Makinaları ve DonanımıSergisinin bölgemize ve sektörümüze katkı sağlamasını diliyor, saygılarımı sunuyorum.
Konuşmaların ardından Maden Makinaları ve Ekipmanları Sergisinin açılışı yapıldı.
Güncelleme Tarihi: 04 Mayıs 2016, 11:21