CHP Zonguldak Milletvekili Avukat Ünal Demirtaş, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2021 yılı bütçesi ile ilgili olarak bir konuşma yaptı. Konuşmasında yargıda yaşanan sorunlara dikkat çeken CHP’li Demirtaş, yargı sisteminin geldiği kötü tablo nedeniyle üzüntü duyduğunu belirterek; “Yargıdaki bu kötü tablonun en temel sebeplerinden biri ise sizin “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi” dediğiniz, bizimse “tek adam sistemi” dediğimiz ucube sistemdir. Bu sistem devam ettiği sürece Türkiye’de yargının hiçbir sorunu çözülmez. Bakın, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi gömleğin ilk düğmesidir ve ilk düğme yanlış iliklenmiştir, bu sebeple de yargının iki yakası bir araya gelmemektedir. Türkiye’de adalet olmasını istiyorsanız önce tek adam rejimi değişmeli ve Türkiye’de güçlendirilmiş parlamenter rejim geri getirilmelidir” dedi.CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş konuşmasında şunları söyledi;
2021 YILI VATANDAŞLARIMIZA ADALET GETİRSİN!
Çok önemli bir Bakanlığın 2021 yılı bütçesini konuşuyoruz. Öncelikle, Bakanlığınızın 2021 yılı bütçesinin ülkemize ve yargı camiasına hayırlı olmasını ve tüm vatandaşlarımıza adalet getirmesini diliyorum. Sayın Bakanın yaptığı sunuş konuşmasında “Yargı hiçbir kişi, kurum veya merciden emir, talimat, telkin alamaz, hiç kimse ve Adalet Bakanlığı da dâhil olmak üzere, hiçbir kurum yargı yetkisini kullanan mahkemelere vekâleten konuşamaz.” dediniz. Gayet güzel sözler, kulağa çok hoş gelen kelimeler bunlar ancak gerçek böyle mi, maalesef aynı fikirde değilim. Bu sözler kâğıt üzerinde kalan sözler diye düşünüyorum.
100 KİŞİDEN 80’İ YARGIYA GÜVENMİYOR!
İlk çağlardan bugüne kadar özellikle demokrasinin olmadığı ülkelerde bütün iktidarlar yargıyı kontrol etmek ve vesayet altına almak istemişlerdir. Siz de AK PARTİ olarak bugüne kadar yargıyı kontrol etmek ve vesayet altına almak istediniz. Bugün ise maalesef yargımız tek adam vesayeti altına girmiştir. Ülkemizde Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar her zaman yargının sorunları olmuştur. Yargı hiçbir zaman için dikensiz gül bahçesi olmamıştır. Ancak hiçbir zaman da yargının sorunları on sekiz yıldır yaşadığımız kadar büyük ve derin sorunlar olmamıştır. Ülkemizdeki yargı sistemi on sekiz yılda yapısal ve zihinsel ağır sorunları olan ve bu sorunları da çözüleceğine, her geçen gün derinleşerek devam eden, tarafsızlığını ve bağımsızlığını tamamen yitirmiş, hâkimlerin ve savcıların korktuğu, siyasallaşmış ve sarayın âdeta arka bahçesi hâline gelmiş, her geçen gün kalitesi gerileyen ve etkinliğini yitiren ve bu sebeplerle de vatandaşlarımızın en az yüzde 80’i tarafından güvenilmeyen ve uluslararası kurumlar nezdinde de itibarını yitirmiş ve maalesef adalet sağlamayan bir yargı sistemi olmuştur. Uluslararası raporlarda da bu durum açıkça görülmektedir.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNDE 128 ÜLKE ARASINDA 107’İNCİ SIRADAYIZ!
Dünya Ekonomik Forumu’nun Yargı Bağımsızlığı Raporu’na göre Türkiye 140 ülke arasında 111’inci sırada yer almaktadır. Hukukun Üstünlüğü Endeksi’n de ise 128 ülke arasında 107’nci sıradayız. Yani hukukun üstünlüğü liginde Türkiye, Nijerya, İran, Angola gibi üçüncü dünya ülkeleriyle aynı gruptadır. Ülkemizdeki adalet sisteminin içine düşürüldüğü açmaz, Avrupa Birliği ilerleme raporlarına da yansımış durumdadır.
YARGIDAKİ OLUMSUZ DURUM AB İLERLEME RAPORLARINDA
2018 İlerleme Raporu “Yargının bağımsızlığını temin eden yasal güvencelerin yeniden tesis edilmesine yönelik herhangi bir tedbir alınmamıştır; tam aksine, Hâkimler ve Savcılar Kuruluyla ilgili yapılan Anayasa değişiklikleri Kurulun yürütme erkinden bağımsızlığına daha çok gölge düşürmüştür.” 2019 İlerleme Raporu, bakın: “Gerileme devam etmiştir ve önceki raporlarda yer alan tavsiyeler kabul edilmemiş ve uygulanmamıştır.” 2020 Yılı İlerleme Raporu’nda, yeni hazırlanan raporda “Türkiye, Avrupa Birliği’nin hukukun üstünlüğü, temel haklar ve yargı alanlarında devam eden olumsuz gelişmelere ilişkin ciddi endişelerini ikna edici bir biçimde gidermemiştir. Türkiye'nin siyasi sistemdeki etkili denge ve denetleme mekanizmalarındaki zafiyet öncelikli olarak ele alınmak suretiyle bu olumsuz gidişatın tersine çevrilmesi gerekmektedir.” denilmiştir.