Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Mali Sekreteri Adnan Tıska, sendikanın yaklaşan seçimlerinin yanı sıra görevde oldukları süre içerisinde hayata geçirdikleri çalışmalar hakkında bilgiler verdi.
‘MART AYINDA GENEL KURULUMUZ YAPACAĞIZ’
Aralık ayında taban delege seçimlerinin başlayacağını ve aday olanlara başarılar dilediğini söyleyen Adnan Tıska: “Bildiğiniz gibi GMİS her 4 yılda bir seçimlerini yapmak zorunda. Şuanda da taban delege seçimlerimiz, seçim kararı alındı, yönetim kurulumuz tarafından. Seçim Komisyonlarımıza Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Satılmış Uludağ, Teşkilatlandırma Sekreteri Karaman Kabasakal seçildi. Seçim tarihleri de belli oldu. Aralık ayı içerisinde taban delege seçimlerimiz gerçekleştireceğiz. 12 Aralık’ta Armutçuk merkez, 13 Aralık’ta Karadon ve Kozlu, 14 Aralık’ta da üzülmez, Amasra MTA gruplarımızın taban delege seçimlerini gerçekleştireceğiz. Taban delege seçimlerinde sonra da şube kongrelerimiz devam edecek. Muhtemelen Mart ayının sonlarına doğru da Genel Kurulumuz yapacağız. Genel bölgelerde bir sürü arkadaşlarımız aday oldu. Ben kazanacak arkadaşlarıma şimdiden hayırlı olsun diyorum ve aday olan arkadaşlarımıza da çalışmalarında başarılar diliyorum” dedi.
‘GEMİYİ YÜRÜTEN KAPTANIN TECRÜBELİ OLMASI ÖNEMLİDİR’
Sendikanın tecrübeli isimlerle yönetilmesi gerektiğini söyleyen Tıska: “Benim bölge için şunu söyleyeyim. Karadon büyük bir bölge. 2400 civarında maden işçisi var. Her zaman orada 3-4 liste olmuştur. Karadon ve Üzülmez bölgemizde 3 liste. Armutçuk bölgemizde de 2 liste, her tarafta 3 listeden aşağı yok. Arkadaşlarımızın içerisinde sendikacılık hevesleri olan, bu geçmişte de olmuştu. Benim dönemimde de 4 liste ile seçime gittik. 2 liste kazandı. Bu işi yapabilecek arkadaşlarımızın kazanması çok önemli. Çünkü kurumla ilgili çok bir neden yok. Bir sıkıntı görülmüyor gibi. Geçtiğimiz 4 yıl içerisinde yaşadıklarımızı sizlerde gördünüz. Şöyle örnek vereyim. Bir denizde yolculuğa çıkarsınız. Deniz durgundur hava güzeldir. O gemiyi tecrübeli olan kaptan da, tecrübesiz olan kaptan da rahat şekilde yürütür. Ama okyanusun ortasında bir fırtınaya ve kasırgaya yakalandığınızda o gemiyi yürüten kaptanın tecrübeli olması önemlidir. Biz 4 yıl boyunca bir yolculuk yaptık. Fırtınalı günlerde yaşadı, kasırgalı günlerde yaşadık. Ama gemiyi sağ salim batmadan karaya çıkartmayı başardık. Önümüzde ki dönemde de böyle olur inşallah. Ben buradan madenci arkadaşlarımıza bu işi sadece hemşerim veya arkadaşım değil, önümüzde tekrar bir yolculuk başlayacak. Bu yolda bu gemiyi sağlıklı bir şekilde karaya kim çıkarabilecekse o arkadaşlarımızı tercih etmeleri önemlidir. Kesinlikle gemi çıksın, fakat karaya sağ salim çıksın. Aksi takdirde o gemi battığında hiç ayrım yapmadan hep beraber batıyoruz. Burada zaten geçtiğimiz dönemde yaşadık. Burada 2-3 tane fırtına geçirdik. O 2-3 fırtınada da biz gemiyi sağ salim karaya çıkarttık. GMİS her 4 senede bir seçimlerini yeniliyor. Aday olan arkadaşlarımız adaylıklarını açıkladılar. Ama tecrübeli arkadaşlarımızın, dürüst arkadaşlarımızın buralara gelmesi lazım diyorum” dedi.
‘BİRBİRİMİZE KÜSMEDİK DARILMADIK’
4 yıllık görev süresinde güzel işler yaptıklarını söyleyen Tıska: “Biz GMİS olarak 4 yıl boyunca güzel çalıştık. İyi bir ekip olduk. Birbirimize küsmedik darılmadık. Burada önemli olan zaten budur. Yöneticilerin kendi aralarında problem olduğu zaman bu maden işçisine de yansıyor, sendikaya da yansıyor. Biz önce bunu başardık. Baktığımız zaman 2006-2009 yılları arasında işe giren arkadaşlarımız gruplu olarak çalışıyorlardı. İl yaptığımız icraatlardan bir tanesi bu gruplu arkadaşları daimiye geçirmek oldu. Verdiğimiz sözlerden bir tanesi buydu. Soma faciasında sonra cumhurbaşkanımızın açıklamasında, yer altında çalışanlar 2 asgari ücretten düşük maaş alamayacağı ile ilgiliydi. Bizim işçilerimiz sosyal haklarla birlikte 2 asgari ücret alıyor diye bu ücreti ödememişti. Olay mahkemelik olmuştu. Biz bunu gerekli bakanlıklara taşıyarak mahkeme bitmeden bu iki asgari ücretin ödenmesini sağladık. Soma faciasından sonra Recep Tayyip Erdoğan bir açıklama yapmıştı, çalışma saatleri kısaltılacak demişti. Yani haftalık toplam 36 saat olacak demişti. O zaman ki yönetimimiz demişti ki biz bunu 3,5 saat çalışalım günlere 1.5 saat daha ekleyelim cumartesi tatil yapalım dedi. Fakat bu gerçekleşmedi. Buda bizim dönemimizde gerçekleşti. Bu yasada hala net olmamasına rağmen toplu sözleşmelerime yazdırmayı başardık. Vergi ücretlerinde belirli kayıplar vardı. Bu kayıpları gidermek için denge ödeneği adı altında Türk-İş ile yaptığımız görüşmeler neticesinde yer altı ve yer üstü ayırmadan işçilerimiz denge ödeneğini aldı. Şuanda 750 TL o para. Her toplu sözleşmede artıyor. Boş grubunda çalışan işçiler aylı k300 kilo kömür hakkını alamıyorlardı. Bunu da biz geldiğimde toplu sözleşme ile çözdük. Bu zaman kadar geldiğimizde bir eksiğimiz vardı. İşçi alımını başaramamıştık. Cumhurbaşkanımız buraya geldiğinde yoğun baskı kurarak, orada istemediğimiz olaylarda gelişti. İşçi alımında bunlarında etkisi oldu. Bu seferki geldiğinde ise hiç baskı kurmadan 1500 işçi sözü verdi. Önümüzde ki günlerde işçi alınacaktır. İş ve işçi bulma kurumumuzun bir yönetmeliği vardı, resmi gazetede bu yayınlandı. Şimdi işçi alımı ile ilgili hazineden bir yazı bekleniyor. Kurumda kendi arasında bir komisyon oluşturulup alınacak işçilerin şartları da konuşulur. Önümüzde ki günlerde başvurular başlar diye düşünüyorum. Bu İşkur’un kendi binasında yapılırsa Zonguldak’ta büyük bir izdiham olur. Bunu bölgelere yaymak lazım diyorum. Çünkü bu 5 günde sınırlanacak. 5 günde başvurular tamamlanacak derse İstanbul’da, köylerden ve şehir dışından gelen kişileri Zonguldak almaz. O yüzden 2009 yılında olduğu gibi hangi bölge hangi müessese de çalışıyorsa bu müesseselere dağıtılması lazım. İzdiham olmaması lazım. İnsanlar burada sıkıntı çekmeden başvurularını yapması lazım. Ben herhangi bir engel olmadığını, önümüzdeki günlerde genel müdürlük, ilgili bakanlık çalışmaları yapar ve bu işçi alımını gerçekleştirirler” dedi.
‘İŞÇİ ALIMININ DEVAM ETMESİ GEREKİYOR’
Aralık ayında emeklilik sayısının fazla olduğunu ve daha gazla işçe alınması gerektiğini söyleyen Tıska: “Biz 2015 yılında göreve geldikten sonra , 2016 yılında özellik Karadon ile ilgili özelleştirilmesi ile ilgili ortaya bir iddia atıldı. Karadon’un envanter listesi istendi. Bu boşu boşuna istenmez. Tabi burada bir çalışma olacaktı. Biz bunu duyduğumuz anda Karadon’da madenci arkadaşlarımızı toplayıp orada bir konuşma yaptık. Ardından yönetim kurulu olarak toplandık. ‘Ne yapabiliriz?’ dedik. 13 Temmuz 2015’te sivil halkın, madencilerin ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile büyük bir miting gerçekleştirdik. Bu mitingi yaptıktan sonrada 15 Temmuz darbe girişimi oldu. Burada, maden işçisinin sansı ne kadar az olursa olsun, bir müessesenin kapatılmasının ne kadar sıkıntılı olacağını gördüler. Geri adım attılar. Geçtiğimiz yıl tekrar TTK’nın sahalarının parsellenerek ruhsatlarının bölünmesi gündeme geldi. Buda bizi rahatsız etti. Bir bütün olarak satamadılar, parselleyip te buraları bölge bölge çeşitli kurumlara verirler diye o dönemde de karşı çıktık. Bizde TTK’nın çalışmadığı sahalarda bun yapabilirsiniz. TTK’nın yüzde 42 si özel sektör tarafından işletiliyor. Bu çalışmayan sahaları verebilirsiniz. Gittik anakarada gerekli görüşmeler yaptık. Anlatamadık. Burada maden işçisi zaten huzursuzdu. Yer altında maden işçileri eyleme başladılar. Bizde GMİS olarak arkadaşlarımızın yanındaydık. Bizim sunmuş olduğumuz öneriyi TTK’nın çalıştığı bölümler hariçtir diye ibare eklendi. Arkadaşlarımızla yeraltında çıktık. TTK’nın çalışmış olduğu sahalar özel sektör tarafından işletilsin. Zonguldak’ta işsiz var. Ama bizim çalışmış olduğumuz sahalarda TTK çalışmaya devam etsin. İşçi sayısı yeterli mi? Değil. Haziran ayında verilen söz, yılbaşında da emekli olacakların sayısı da bini bulur. Verilen bin 500 işçi sözünün bin tanesi gitmiş oldu. Haliyle 500 işçi oldu. Önümüzdeki günlerdeki günlerde işçi alımının devam eder diyorum” dedi.