SAYI OLARAK AZ OLABİLİRİZ AMA MANGAL GİBİ YÜREĞİMİZ VAR!..

Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ-SEN) Genel Başkanı Ümit Demirel, Sayı olarak az olabiliriz ama mangal gibi yüreğimiz var!..

SAYI OLARAK AZ OLABİLİRİZ AMA MANGAL GİBİ YÜREĞİMİZ VAR!..

Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (TEÇ-SEN) Genel Başkanı Ümit Demirel, Zonguldak’ta eğitim emekçileriyle bir araya geldi. Alaborina’da düzenlenen toplantıya Genel Merkez Yöneticileri ile birlikte Zonguldak merkez ve ilçelerde milli eğitim müdürlüklerinde görev yapan eğitim görevlileri katıldı.

TEÇ-SEN Zonguldak İl Temsilcisi Muhammet Esim yaptığı konuşmada eğitim emekçilerin hakları için mücadele ettiklerini belirtti. Haklı  mücadeleinde emek veren tek sendikanın Teç Sen olduğunu belirten Muhammet Esim, şunları söyledi:"Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası TEÇ-SEN 2006 yılında Bakanlığımız bünyesinde faaliyet göstermek amacı ile Ordu İlinde siyasetin ve eğitim öğretim hizmetleri sınıfının olmadığı bir sendikacılık anlayışını benimseyerek kurulmuştur.  

Ağustos 2007 tarihinden itibaren Zonguldak İl temsilciliği de kurularak üyelerimize ve eğitim çalışanı arkadaşlarımıza hizmet etmeye başlamıştır.  Bu noktada İl Başkanlığı görevini yürüten Sayın Halil SEZER abimizin emekli olması nedeni ile 09.03.2018 tarihinde Genel Merkezimizce TEÇ-SEN Zonguldak İl yönetimi yeni yönetim olarak atanmış bulunmaktayız.

Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası TEÇ-SEN kurulduğu tarihten itibaren öz veri ile çalışmış  4 b li,  genel idare hizmetler,  teknik hizmetler,  sağlık hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfında faaliyet gösteren personellerimizin tek bir çatı altında toplanması için mücadele etmektedir, bu noktada saydığımız hizmet sınıfında bulunan arkadaşların sorunlarını dinleyerek yerinde tespitlerle elimizden geldiği kadar yanlarında olmaya özen göstermekteyiz. Tüm Eğitim çalışanı arkadaşlarımızdan bizlere ‘Bizde Varız’ mücadelesine destek vermenizi bekliyoruz eğitim çalışanı arkadaşlarımızdan alacağımız güç ile daha güçlü bir sendika anlayışını benimsemek, çalışmalarımızı her konuda yoğunlaştırma gayreti içerisinde herhangi bir siyasi amaç gütmeden gerçekleştirme çabası içinde olacağımızı, ekonomik ve kültürel anlamda da sosyal etkinlere önem vereceğimizi belirtmek isterim. Bizim yetki alma gibi bir derdimiz yok, amacımız, hedefimiz; üye sayımızı artırarak Zonguldak’ta TEÇ-SEN şubesi oluşması için mücadele etmektir. Göreve geldiğimiz günden bu güne yaptığımız faaliyetler ile ilgili üyelerimize daha etkin ve verimli bir şekilde ulaşmak için sosyal medyayı kullanarak hizmet etmeyi kendimize görev saydık, bu bağlamda üyelerimize yılbaşı takvimleri, ajanda bastırarak ulaştırdık, üyelerimize ekonomik olarak katkı sağlamak amacı ile belirli özel tıp merkezleri, mağaza, pastane ve benzeri alış veriş merkezleri ile anlaşarak protokoller imzaladık, ve yine Genel Merkezimizin aldığı kararlar doğrultusunda Türkiye genelinde ve ilimizde 6 Haziran 2018 ile 2 Şubat 2019 tarihlerinde uygulanan ‘Bizde Varız’ mücadelesi kapsamında ekonomik, sosyal haklarımız ile ilgili istek ve taleplerimizi üyelerimiz ve eğitim çalışanı arkadaşlarımızın katılımları ile coşkulu bir basın açıklaması gerçekleştirdik, basın açıklamalarımıza  destek veren değerli basın mensupları ve eğitim çalışanı arkadaşlarıma da ayrı ayrı teşekkür ederim.

9 Aralık 2019 tarihinde yapılan görevde yükselme sınavı ile ilgili Genel Merkezimizden aldığımız bilgileri sınava giren üyelerimize ivedilikle aktarmaya çalıştık, il olarak  da her türlü desteği vermiş bulunmaktayız. Sözlerime burada son vermeden önce TEÇ-SEN Tüm Eğitim Çalışanı Sendikası neden ve niçin kuruldu, TEÇ-SEN doğmadan önce çalışan arkadaşlarım çok iyi bilir geçmişteki o dönemleri diyeceğim odur ki TEÇ-SEN ihtiyaca binaen kurulmuştur, aramızda olan Kurucu Genel Başkanım ve Başkanlarım TEÇ-SEN Sendikamızın kuruluşundan bu güne kadar göstermiş olduğunuz cesaret ve elde ettiğiniz kazanım mücadelesinde verdiğiniz emekler için size çok teşekkür ediyorum ve sizinle gurur duyuyorum. Ben, kendi adıma altını çizerek belirtmek istiyorum TEÇ-SEN Tüm Eğitim Çalışanı Sendikasına vefa borcum var, yanlış anlaşılmasın bizim haklı  mücadelemizde emek veren tek sendika olduğu içindir. Rabbim sağlık verdiği müddetçe de emekli olana kadar ‘Biz de Varız’ sloganıyla mücadeleye etmeye devam edeceğim İnşallah. Varoluşta en büyük cesaret, kalabalıkta bir koyun olmak yerine, bir aslan gibi tek başına kalabilmektir.  Geçmişi bilen, Geleceği Görenin Adıdır TEÇ-SEN.  Değerli eğitim çalışanı TEÇ-SEN üyesi arkadaşlarım ve eğitim çalışanı “kadrolar kucaklaşıyor” toplantısına vermiş olduğunuz destek için, Zonguldak TEÇ-SEN Yönetim Kurulu adına teşekkür eder saygılar sunarım. Sağ olun var olun."

ÜMİT DEMİREL: BİZLERİ DEVAMLI ÖTEKİLEŞTİRDİLER

Toplantıda konuşan TEÇ-SEN Genel Başkan Ümit Demirel, Zonguldak’ta görev yapan sendika üyeleri ve eğitim çalışanlarıyla bir araya gelmenin mutluğu içinde olduklarını söyledi. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Merkez ve Taşra teşkilatlarında Genel İdari Hizmetler, Yardımcı Hizmetler, Teknik Hizmetler, Sağlık Hizmetleri Sınıfında görev yapan eğitim çalışanlarının kurum içindeki mali ve özlük hak gasplarının ve üvey evlat muamelesinin ve ayrımcılık hissinin ortadan kaldırılması hakkında mücadele örneği gösterilememesi ve yıllarca var olan sorunların üzerine kararlılıkla gidilememesi ve eğitim çalışanlarının siyasi ve ideolojik bazda ayrıştırılarak birlik ve beraberlik meşalesinin söndürülmeye çalışılması nedenleriyle 16 Haziran 2006 tarihinde Ordu’da TEÇ-SEN’in (Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası) kurulduğunu belirten Genel Başkan Ümit Demirel, eğitim çalışanları arasındaki birlik ve beraberliği artırmak ve eğitim çalışanlarının ihtiyaçlarını istişare etmek amacıyla bu toplantıyı düzenlediklerini ifade etti.  Ümit Demirel konuşmasında şunları ifade etti;

EĞİTİM CAMİASINDA SÜREKLİ BAŞKALARIN HAKLARINI ARADIK, ARTIK KENDİ HAKKIMIZI ARIYORUZ

“Zonguldak’ta sizlerle birlikte olmaktan dolayı son derece mutluyum. Üyesi olduğu halde iftar sofralarında masalarda kaldırılan cenazesine gitmek bir yere bırakın duyurusu dahi yapılmayan, düğününe gidilmeyen hastalandığında geçmiş olsun denilmeyen ve ötelenip ikinci sınıf insan olarak görülmesinden ötürü artık yeter diyelim. Hepimiz önce dün sonra yarın ve daha sonra da ileriyi görebilmeliyiz. Yine daha önce hepimiz ideolojik sendikalara üye idik. Bu siyasi sendikaların toplantılarına gittiğimizde bizler sürekli en arka sıralarda oturuyorduk. Protokol konuşmasında bizlere hiçbir şekilde esamesi okunmazdı. Bizleri alanlara davet ederlerdi. Bizlerin çoğunluğundan faydalandılar. En ön saflarda duranlar bizlerdik. Yeri geldi gaz yedik!.. Jopları biz yedik. Lakin, haklar söz konusu olduğunda bizim haklarımıza alakalı hiç bir eylem olmaması bizleri sürekli ötelemiş oldu. Biz onlar için slogan atarken onlar hiç bir zaman bizi görmedi. Meydanlarda bizler ek ders ücreti artsın şeklinde sloganlar atardık. Peki, hiç birimiz bu ücretleri aldık mı? Hayır!.. Hiç birimizin almadığı bu ücretler için bizler meydanlarda gaz yiyip dayak yedik. Bunlar sürekli dünde oldu. Yıllarca bizlere rakamsal bir sayı olarak bakan bunlar kazanırken bizler neler kazandık. Bizler bu sendikalara üye isek neden üye olduk. Bizler hiç bir faydası olmayan ve bizlerin hiç bir şekilde olmayan bu sendikalara bizler neden üye olduk. Akla ve mantığa sığmayan ve tamamen ideolojik bir siyasi yaklaşımla üye olmaya bizler dur dedik!..

 MEYDANLARDA EZAYI BİZ ÇEKTİK AMA SEFAYI BUNLAR ÇEKTİ!..

Eğitim camiasını bırakın bunlar kamu çalışanları için dahi hiç bir şekilde eylemde bulunmazken, geçmişten günümüze kadar sürekli çileyi bizler çektik ama sefayı bunlar çekiyor. Madem dertler ortak işte çözüm sendikası burası. Eğitim ve kamu çalışanlarının dertleriyle dertlenmeyenler bugün çıkıp bizlere maval okuyabilirler. Senin derdinde dertlenmeyenler senin derdini anlamadığı gibi dünden bugüne bizlere tamamen rakamsal şekilde bakan eline yetki almak için her yıl aynı taktiği yapanlar bu sefer karşılarında bizleri buluyor. Bizler, bunlara her yıl 1 ay yetki verdik. Bunlar ellerine aldıkları yetkileri kamu çalışanları- memurlar adına oturuyorlar. Yetki verdiğimiz başkanlar ellerindeki dövizlerle toplu sözleşme masasına oturdular. Lakin, zam oranı ise yüzde 3… Bu teklif eski Türkiye’nin alışkanlığıdır. Yeni Türkiye’nin teklifi bu olmamalıdır. Olumlu bir teklif gelmezse bizlerde onurlu duruş sergileyeceğiz dediler. Peki, noldu? Yangından mal kaçırırcasına yüzde 0,5 artış teklifini kabul ettiler. 1 milyon üyesi olan sendika çalışanlarını tamamen kendi siyasi emelleri uğruna kullandılar.  

3600 EK GÖSTERGE AYRIMCILIĞINA SON VERİLMELİDİR!..

Tamamen basiretsiz ve hiç bir yetkisi olmayan bu şahsiyetlere artık bir dur demeliyiz. Sadece bizim uyanmamız değil etrafımızdaki arkadaşlarımızı da uyarmamız gerekiyor. Bunlar dünden bugüne hiçbir kamu çalışanının sorununu çözmediler. 3600 ek göstergesi kamu çalışanlarının hepsine verilmelidir. Çalışırken hiçbir şekilde anlamı olmayan ama emekli olduğunuz da faydası ortaya çıkan bu gösterge tüm kamu çalışanlarına verilmelidir. Yüzde 75’e verdiğiniz bir hakkın yüzde 25’lik bir orana vermemek adaletsizlikten başka bir şey değildir. Kadrosal bir ayrımcılık yapılmadan bir sonuç istiyoruz.  

DÜŞÜNÜYORMUŞ VE VERİYORMUŞ ROLLERİNİ BIRAKIN ARTIK!..

Masalarda veriyormuş, düşünüyormuş ve anlıyormuş gibi yine o masalarda bizleri görmezlikten gelecekler. Bayramların kamu çalışanlarına da bayram olmasın mı? 10 yıldır yardımcı hizmetler kaldırılsın ve lava edilsin diye bas bas bağırırken bunlar seyrediyorlardı. Ama şimdi gelinen noktada bunlar sanki kendileri söylüyormuş gibi bizim söylemlerimize bizden daha çok sarılmaya başladılar.  

AYNI İŞİ YAPAN ARKADAŞLAR İÇİN SUSMAYACAĞIZ VE DİRENECEĞİZ!..

Erkek kamu çalışanı 30 yılı doldurduğunda emeklerini alabilmelidir. Kadınlar ie 25 yıl çalıştıklarında emekli olabilirler. Yok şöyle de yok böylede gibi söylemlerle haklarımızı gasp edemeyecekler. Çözüm aslında bir araya gelmekten geçiyor. Çözüm aynı safta aynı hedefe koşmaktan ve aynı cephede savaşmaktan geçiyor. Ayrık gayrı biz kendi sorunlarımızı çözemeyiz. Bu savaşı kazanabilmemiz için hep birlikte olmamız şart. Sözleşmeli kadroları kabul etmiyoruz. Benimle aynı işi yapan sözleşmeli arkadaşlarla aynı hakkı almak için direneceğiz. Onun içindir ki, aynı iş yerinde aynı işi yapan arkadaşlar için susmayacağız ve direneceğiz, direneceğiz!..

 ENGELLİ BİR İNSANDAN HİZMETLİ OLMAZ!..

Milli Eğitim Bakanlığı’nda çok engelli arkadaşımız var. Engelli insandan hizmetli olmaz. Bu yasal bir durum değildir. Mecliste engelli olan arkadaşlarımızın mezuniyetlerine hak ettikleri kadrolara yerleştireceğiz. Bizlerin ne kadar samimi olduğumuzu göreceksiniz. Yine görevde yükselme sınavların sorunlarını da çözen bizler değil miyiz? Haksızlığı ve adaletsizliği baştacı yapıp insanların kalplerini prangaladılar. Sözlü sınav demek torpil demektir. Bunların en iyi yaptıkları ne biliyor musunuz? Kamu çalışanlarını kutuplaştırarak nerde boş koltuk varsa oraya kendi adamlarını atamakta bunların üzerine yok!..  

BİZLERE RAKAMSAL OLARAK BAKANLAR BİLMELİDİR Kİ, BİZLER SATILIK DEĞİLİZ!..

Senin adamın müdür olmasın benim adamım müdür olsun. Toplu sözleşme masasına sen değil ben oturayım derdinde olanlar bu siyasi ve ideolojik tavırları ile yakamıza yapışanları yakamızdan atma zamanı gelmiştir. Bizler ne rakamsal bir oranız nede satılık birer üyeyiz. İdeolojik sendikalar eğitim camiasını yukarı çıkarmayı geçtik bizleri en alt sıralara kadar indirdiler. Okuduğunu anlamayan bir nesil oluşturma çabasına girdiler.  

TORPİLİ BAŞ TACI EDENLER BU VATANA İHANET EDER!..

Sen üyelerini müdür, müdür yardımcısı yapmak için çabalarsan torpilli ödüllendirmiş olursun. Eğer, sen torpili baş tacı yaparsan sen bu vatana ihanet etmiş olursun. Sen kendi atadığın müdür ve müdür yardımcılarını sendika üyesi kullanmaya devam eder ve bu torpilin önünü açarsan eğitim seviyesini de aşağılara çekmiş olursun!..  

SAYI OLARAK AZ OLABİLİRİZ AMA MANGAL GİBİ YÜREĞİMİZ VAR!..

Bizlere rakamsal olarak az gözüyle bakanlara şunun altını çizerek söylüyoruz. Bizde olan yürek sizlerde yok!.. Bizlerde mangal gibi yürek var!.. Kamu çalışanlarının haklarını soruna kadar alacağımızdan da şüpheniz olmasın!..  Bir kişinin tüm mertebeleri geçin bir sendika üyesi olmadan ne atanabiliyor yada yer tercihi yapabiliyordunuz. Ama gelinen noktada bu sorunun çözümü noktasında önemli kazanımlar elde ettik.

 ARKADAŞ BİZLER ARTIKÇI MIYIZ!..

Benim çocuğum ile bir öğretmen çocuğuna aynı eşitliği göstermeyen ve tamamen ayrımcı bir zihniyetle gelecekleri ipotek altına alınan ve ailelerinin çalışma kadrolarından ötürü ötekileştirmesini de asla doğru bulmuyoruz!.. Bizlere artıkçı gözüyle bakanlar şunu bilmelidir ki, bizleri ötekileştiren, bizleri tamamen dışlayan ve sanki bizler beyazlar arasında dolaşan zencilermişiz gibi davrananlar duvara toslayacaklardır. Siz bu sendikalara üye olmaya devam ettiğiniz sürece de hak kayıplarınız devam edecek!.. İş işten geçmeden kamu çalışanları kararlarını vermelidir.” dedi. Konuşmanın ardından elektrikli elekli tersaneler plaket verildi.

Gündem

Güncelleme Tarihi: 12 Haziran 2019, 14:58
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER