UÇAR;"İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN DAYATMALARINI REDDEDİYORUZ"

UÇAR;"İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN DAYATMALARINI REDDEDİYORUZ"

İstanbul Sözleşmesi’nin çözüm uygulamalarının aile içi şiddeti sona erdirmediği, aile yapısını iyileştirici ve onarıcı uygulamalar getirmediğinin net bir şekilde ortaya çıktığını belirten Zonguldak ÖNDER İmam Hatipliler Dernek Başkanı Zekeriyya Uçar, " İstanbul sözleşmesinin dayatmalarını reddediyoruz" dedi.

Zonguldak ÖNDER İmam Hatipliler Dernek Başkanı Zekeriyya Uçar, şunları kaydetti:
 

"İNANÇ, GELENEK VE DEĞERLERİMİZİ YOK SAYAN DAYATMALARDAN DOLAYI REDDEDİYORUZ"
 

"Son günlerin tartışma konularından biri olan Bu nedenle Türkiye’nin bu sözleşmeden çekilmesini talep ederken ailenin korunması, aile içi şiddete karşı taviz verilmeksizin kadın ve erkek, şiddet mağduru tüm bireylerin toplumun beklentilerine uygun iç hukuk mevzuatıyla korunması elzemdir.

Aile; toplumumuzun temeli, geleceğimizin ve nesillerimizin teminatıdır. Toplumu oluşturan aile ile ilgili öğretiler İslam’ın ve diğer semavi dinlerin emir ve buyruklarıyla gelmiştir. Bizim aileye, özünde insana bakışımızı, temel değerlerimizi belirleyen dinimizdir.

Bu ön kabul ve değerlendirmeden sonra aileyi oluşturan kadın ve erkeğin her tür hak ve hukukunun korunması gerektiği açıktır. Aile içi ve aile dışı, ne olursa olsun, şiddetin her türlüsünü reddediyoruz. Her bireyin hakkını ve hukukunu koruma noktasındaki düşüncemiz konu kadın ve çocuklar olduğunda daha da belirginleşiyor.

Şiddete uğrayan bireylerin haklarının korunması amacıyla imzalanan İstanbul Sözleşmesini inanç, gelenek ve değerlerimizi yok sayan dayatmalardan dolayı reddediyoruz. Şiddetin yaşanmaması ve şiddete uğramış bireylerin korunması temel kabulümüzdür ancak bu konunun uluslararası sözleşmelerden ziyade iç hukuk yollarıyla teminat altına alınması gerektiğini düşünüyoruz.

Sözleşmenin temel ahlaki değerlerimizle örtüşmeyen “toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelim” konusundaki dayatmaları kesinlikle kabul edilemez. Toplumsal cinsiyet rollerinin reddini içeren belge geniş anlamda değerlendirildiğinde marjinal grupların propaganda gücünü arttırmış ve bu düşüncelerin toplumda normalleşmesine kapı aralamıştır. Sözleşmenin eşcinselliği yaygınlaştırıcı ve makulleştirici yaklaşımına karşı çıkmak insan neslinin korunması açısından vazgeçilmezdir.

Şüphesiz ki, şiddet ailenin olduğu kadar toplumun da düşmanıdır. Aile yapımızı güçlendirecek sosyal, iktisadi ve hukuki önlemler mutlaka alınmalıdır. Yapılacak yasal düzenlemeler ise geniş bir toplumsal mutabakat üzerinden gerçekleştirilmelidir.

Aile-toplum yapımızla örtüşmeyen cinsiyetsizlik ve bir kısım lobilerin dayatması olan bu sözleşmeden Türkiye imzasını çekmelidir. Bu konuda atılacak adımları destekliyor ve bir an önce harekete geçilmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.

Güncelleme Tarihi: 09 Temmuz 2020, 19:50
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER