Demir konu ile ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü(UNESCO) tarafından,1994 yılından beri kutlanan 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü, Türkiyede 12 Eylül 1980den beri 24 Kasımlarda kutlanmaktadır. Oysa,12 Eylülü yargılamakta olan bugünkü iktidarın 24 Kasımlarda Öğretmenler Gününü kutlamaya devam etmesi düşündürücüdür.Kaldı ki,5 Ekim 1966 tarihinde İLO ve UNESCO tarafından Öğretmenlerin statüsüne ilişkin tavsiye kararı alınmıştır.Böylece,öğretmenlerin sadece okul içinde değil toplum içinde de yerine getirdikleri görevin önemi uluslar arası düzeyde belgelenmiştir.Bu belge, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından da kabul edildiği halde,öğretmenlerimiz toplumda hak ettikleri değere kavuşamamışlardır.Son 11 yıldır ülkeyi yöneten mevcut iktidarın 4 Milli Eğitim Bakanının yaptığı çalışmalara bakarsak, her birinin yaptığı farklı uygulamalar çağdaş eğitimden uzaklaşma adımları olarak karşımıza çıkmaktadır.Yine yapılmaya çalışılan beceriksiz uygulamalar,zikzaklar veli,öğretmen idareci üçlüsünde de karamsarlığa yol açmaktadır.
Öğretmenlerin eş durumu tayinleri bir başka kanayan yara olmuştur.4+4+4 ile yaşananlar , başta öğretmenler ve veliler olmak üzere toplumun büyük kesimini çileden çıkarmıştır.Öğretmen yetiştiren kurumlardan mezun olduğu halde binlerce öğretmen hala atamayı beklemektedir.Her bakan değişikliğinde Milli Eğitimdeki kadroların da değişmesi olayın bir başka olumsuz boyutudur.Şu anda havuz sistemiyle görevden alınan bakanlık bürokratları,şahsa ait kadroyani hiçbir özlük hak kaybına uğramadan ve hiç bir iş de yapmadan oturarak emekliliklerini beklemektedirler.Yine onlarca il milli eğitim müdürü merkeze çekilmiştir.Söz konusu müdürler de oturdukları yerde ballı maaşlarını almaya devam etmektedirler.Eğitimin gerçek emekçileri olan öğretmenlerin maaşlarına ya da ek ders ücretlerine zam söz konusu olduğunda bütçenin yetersizliği öne sürülüyor oysa.Tam da bu sırada dershanelerin kapatılması ile ilgili uygulamalar,Türk Milli Eğitiminin seviyesini ortaya koymaktadır.Eğitim bir toplumun geleceğidir.Ulu Önder Atatürkün dediği gibi,eğitimden nasibini alamayan toplumlar başkalarının kulu kölesi olmaktadırlar.Milli Eğitimimize yön verenlerin,bugün gelinen noktadan rahasızlık duymamaları ve her geçen gün sorunları çözmek yerine yeni sorunlarla toplumun karşısına çıkmaları bir başka yaradır..
Türkiyede binlerce dershanenin var olması,okullarımızda verilmesi gereken eğitim ve öğretimin yetersizliğinin en büyük kanıtıdır.Kısacası,dershaneleri var eden sistem,halen uygulanmakta olan yetersiz eğitim sistemimizdir.Eşitlikçi bir eğitimi hedeflemeyen Milli Eğitim Bakanlığının,en seçkin okullara giriş bileti verdiğini iddia eden dershane sistemini kızdımdiyerek kapatmak istemesi,öğrencilerimiz alması gereken akademik eğitimin önemine inanmadığını ortaya koymaktadır.
Eğitimimizin Türkiye genelindeki durumunu ortaya koymuşken,Alaplıdaki sorunlara değinmemek olmaz.Eğitim ve öğretim çalışmalarının ilçemizdeki durumu da pek parlak değil.Okullarımızın fiziki yetersizliği,öğretmen normnun 500 civarında olduğu halde ücretli öğretmenlerin çalıştırılıyor olması hemen göze çarpmaktadır.Ücretli çalışan eğitim emekçisi kardeşlerimizi küçümsemiyoruz asla.Ancak,ücretli çalışan kardeşimiz yaptığı işi ne kadar benimser,aynı şekilde yetiştirmeye çalıştıkları öğrenciler ve veliler kendilerini ne kadar ciddiye alırlar.Olaya bu açıdan bakmalıyız.
Yine,ülkemizin pek çok il ve ilçesinde yıllardır öğretmenlerimize hizmet veren öğretmenevleri bulunmaktadır. Alaplıda öğretmenlerimizi bir araya toplayacak,kaynaşma ve dayanışmayı sağlayacak öğretmen evi bulunmamaktadır.Bir zamanlar,esnafın da katkılarıyla dayanıp döşenen öğretmen evinin eşyalarının da nerede olduğunu bilmiyoruz.
Tüm olumsuzluklara rağmen,bu anlamlı günde, kutsal görevlerini aşkla, şevkle yerine getiren değerli eğitim emekçisi öğretmenlerimizi sevgiyle saygıyla selamlıyor, 24 Kasım Öğretmenler Günü´nü yürekten kutluyorum. Bu vesileyle, başta Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete intikal etmiş öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, hepinize saygılarımı sunuyorum.