Cumhuriyet Halk Partisinin (CHP) Emek Örgütlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya ile Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, İl Başkanı Halil Furat ile belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve partililer, 23 Eylül 2014 tarihinde Genel Maden İşçileri Sendikasını (GMİS) ziyaret ettiler.
Genel Başkan Eyüp Alabaş ile görüşen CHP Heyetinin ziyaretinde GMİS Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç, Genel Mali Sekreteri Muharrem Sarıçam, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Osman Tutkun, GMİS e bağlı şube başkan ve yöneticileri ile eylemlerini sürdüren Hattat A.Ş. Kandilli İşletmesi çalışanı bir grup maden işçisi de hazır bulundu.
GMİS GENEL BAŞKANI ALABAŞ;
İŞSİZLİK KORKUSU, ÖLÜM KORKUSUNUN ÖNÜNE GEÇTİ
GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Bildiğiniz gibi Zonguldakta sıkıntılı günler geçiriyoruz. Örgütlü olduğumuz Hattat A.Ş. (HEMA) Kandilli İşletmesinde 3 aydır devam eden ve TTK ile şirketin aralarında yaşanan bir problemden kaynaklanan işçi çıkarma sorunu var.
TTK, şirkete yüksek ve büyük damarlarda ilerletimli çalışmanın iş güvenliğini riske edeceği yönünde bir yazısı vardı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise çalışmada iş güvenliği kurallarına aykırılık yok yönünde bir yazısı olmasına rağmen şirketin teçhizatı ilk yazının ardından sökmesini gerekçe göstererek süre uzatımı istemişti. Süre uzatımı talebine hukuksal bir gerekçe bulamadıkları için sorun bugüne kadar çözülemedi.
Diğer yandan torba yasanın ardından iki asgari ücretin maliyetleri artırdığı gerekçesiyle de 22 redevanslı sahada çalışan 30 şirketten 21 redevanslı sahada 28i üretimi durdurmuş durumda. Bir kısmı işçilerine kıdem tazminatlarını ödeyerek çıkış verdiler, bir kısmı da işçilerine 10 günlük ücretsiz izin vermişti. Bugün itibariyle bazı şirketler ocakları çalışır tutabilmek amacıyla çalışanlarının bir kısmını geri çağırdığı yönünde bilgimiz var.
Torba yasa çıkarken alt komisyon, komisyon ve Meclis çalışmalarının büyük bir kısmını doğrudan takip ettik. Sayın vekillerimizin de bu süreçte desteklerini gördük.
Soma kazasının ardından 30 Mayısta Meclise sunulan torba yasa tasarısı 2008 yılında maden işçilerinin elinden alınan bazı hakların geri verilmesi ve maden şehitlerinin ailelerine bir kısım haklar verilmesi şeklinde düzenlendi.
Gönlümüz isterdi ki 301 madencinin hayatını kaybettiği bir faciadan sonra madencilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve iş güvenliği kurallarına öncelik tanıyan bir yasal düzenleme yapılsın.
Ancak öyle olmadı. Sektör temsilcileriyle, işçilerle, işverenlerle, sendikalarla, maden mühendisleri odalarıyla, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile geniş katılımlı bir çalıştay düzenlerenek herkesin çekincelerini ortaya koyduğu, herkesin ortak bir noktada bulaşabildiği bir yasal düzenleme yapılaması dileğimizdi.
Türkiyede maden işçileri hak ettikleri ücret olmasa bile hayatlarını idame ettirebilecek bir ücrete yakın bir ücret alma umudu doğmuşken, işsizlikle karşı karşı kalmış durumdalar.
Türkiyede işsizlik korkusu ölüm korkusunun önüne geçmiş durumda. Öyle olmasa Somada düşük ücretlerle yerin yüzlerce metre altında iş güvenliği kurullarının yeterince uygulanmadığı, yeraltında kullanılmaması gereken makine ve teçhizatla çalışılan bir ocakta insanlar bu kadar rahat ölüme gönderilemezdi diye düşünüyorum.
Hassasiyet göstererek böylesine zor bir süreçte yanımızda olduğunuz için teşekkür ediyorum. Bundan sonraki süreçte de destek vereceğinize inanıyorum dedi.
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI AKKAYA;
İŞVERENLER, İŞÇİLERİ İŞSİZLİKLE TERBİYE ETMEYE KALKIŞMASIN
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya da, 13 Mayısta Somadaki iş cinayetiyle ağır ve çok tehlikeli işlerle ilgili eksikliklerin gün yüzüne çıktığını, bu konuda sendikaların ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını belirterek şöyle konuştu;
Türkiyede işsizliğin had safhada olduğu bir süreçte işçiler, işsizlikle terbiye edilmeye çalışılıyor. Özellikle torba kanun çıktıktan sonra Zonguldakta ve Türkiyenin çeşitli bölgelerinde maden sektöründe yaşadıklarımız bundan kaynaklanıyor.
İşverenler, işsizliği bir silah olarak kullanıyorlar ve kendi sorunlarının çözümü için de işçileri ön plana atıyorlar. Bu tip örneği burada da gördük.
Torba kanunda iyileştirmeler var ama istediğimiz herşeyin olduğunu söylememiz çok doğru bir tespit olmaz. CHP olarak 100e yakın düzenleme teklifi verdik ancak ellerinin tersiyle ittiler. Çünkü karşımızda çoğunluğuna güvenen bir iktidar var. Dün Enerji Bakanının 77 milyonun gözünün içine baka baka Biz böyle bir düzenleme getiriyorduk ama muhalefet bunu geri çekti demesini anlayabilmiş değiliz. Oysa 18 Temmuzda AKP Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli ve çok sayıda AKPli milletvekilinin imzasıyla teklifi geri çekiyorlar.
Biz CHP olarak madencilerin sorunlarıyla ilgili düzenlemelerin sadece Somadaki madenciler için değil Türkiyedeki tüm madenciler için olması gerektiğini söyledik.
Burada 1992 yılında 263 maden şehidimiz var. Onların da çoluk-çocukları var. Onlar için de verilen ve tutulmayan sözler var. Afşin-Elbistanda halen toprağın altında 9 madenci var. Bunların hepsinin bir ayrım yapılmaksızın hepsinin sorunlarının düzeltilmesi için tekliflerde bulunduk ama kabul edilmedi.
Bugün geldiğimiz noktada maden işverenlerinin bir fırsatçı yaklaşım içinde olduklarını görüyoruz. Elbetteki bu torba kanun sonucunda sözleşmelerinin dışında bir takım şeyler gelmiş olabilir. Bunların düzeltilmesini talep etmek işverenlerin tabii hakkıdır. Kanun çıkalı 10 gün oluyor. Düzeltilmesini talep edeceklerine en kestirme ve en kolay yol olan işçinin ekmek parasıyla oynuyorlar. Bu da çok ahlaki değil.
Bugün Valiliğin önünde Hemadaki örgütlü olduğunuz işçi arkadaşlarımızı ziyaret ettik. Onlara Sendikanıza güvenin. Sendikanız çok deneyimli bir sendikadır. Bu konuda taviz vermeyen, mücadeleci bir sendikadır. Bu örgütlülüğünüz sürdüğü müddetçe haklı ve meşru taleplerinizin yerine getirilmesi için sendikanız elbetteki mücadele edecektir. Yetmez, biz siyasi bir parti olarak sorunların Mecliste çözüleceğini biliyoruz. Sorunların Mecliste çözümü için elimizden geleni yapacağız dedik.
İşverenler açısından madenler için imtiyaz sözleşmeleri var. Eğer siz madeni kapatıp işçiyi işten çıkarıyorsanız imtiyaz sözleşmelerini neden elinizde tutuyorsunuz dedik. O zaman imtiyaz sözleşmelerini kamuya devredin. Biz hem işçiyi işten çıkarıyorsunuz hem de imtiyaz sözleşmelerini elinizde tutuyorsunuz. Bu da doğru bir yaklaşım değil. İşverenlerimiz, işsizlik üzerinden işçiyi terbiye etmesinler. Biz CHP olarak torba kanunla sözleşmelerindeki farklılıkların ortadan kaldırılması, hem işletmenin zarar görmemesi hem de işçi arkadaşlarımızın mağdur olmaları için her türlü katkıyı sağlarız. Ama okulların açıldığı, mübarek Kurban Bayramının yaklaştığı bir dönemde işçileri çok mağdur bir duruma getirmek de doğru değil. Bu nedenle destek olmak için buradayız.
Zonguldak önemli bir şehrimiz. Türkiye Taşkömürü Kurumunda norm kadro 14 bin 500 ama 9 bin 500 işçi çalışıyor. Hem en az 5 bin işçinin alınması ve üretimin artırılması, hem de Zonguldakın bir emekli şehrinden, eskiden olduğu gibi üreten bir emekçi şehrine dönüşmesi gerektiğini söylüyoruz. Dünyada enerji savaşları yaşanıyor. Burada bizim yeraltı zenginliklerimiz varken onları yeryüzüne çıkartmak maliyet hesabı yapılmayacak kadar önemlidir. Dışa bağımlı olmaktansa değerlerimizi üreterek hem ekonomiye katkı sağlarız hem de Zonguldaka katkı sağlamış oluruz. Madencilik işverenlerin iki dudağı arasına olabilecek bir sektör değildir.
Aklı önplana koyarak bu sorunların Mecliste çözülmesi için çabalarımızı sürdüreceğiz.
Güncelleme Tarihi: 23 Eylül 2014, 15:37