Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Hakkı Arslan, Genel Mali Sekreteri Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Satılmış Uludağ, 29 Şubat 2016 tarihinde Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti (ZGC) tarafından, düzenlenen bir yemekte ağırlandı.
ZGCnin davetine Gazeteciler Derneklerinin başkanları ile çok sayıda gazeteci katıldı.
ZGC Başkanı Derya Akbıyık, bölgenin ve ülkemizin en önemli kurumlarından biri olan Genel Maden İşçileri Sendikasının yönetim kurulunu ağırlamış olmaktan dolayı mutluluk duyduklarını belirtti.
GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ise gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye Taşkömürü Kurumunun (TTK) tarihinin en düşük sayıda işçisiyle en az üretimini gerçekleştirebildiğine dikkat çeken Demirci, Birinci önceliğimiz TTKnın işçi açıklarının giderilmesidir dedi.
Demirci şunları söyledi;
Bu nazik davetleri için Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Derya Akbıyık ve Yönetim Kuruluna teşekkür ediyorum. Öncelikle terör şehitlerimize ve maden şehitlerimize Allahtan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyorum.
ÜLKE OLARAK SIKINTILI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ
Sizin de yakından takip ettiğiniz gibi göreve geldiğimiz günden bu yana yaklaşık bir yıldır yoğun bir gündem var. Bizim TTK, MTA ve özel sektördeki toplu iş sözleşmesi süreçlerimiz devam ediyordu.
Aynı dönemde üst üste genel seçimler yapıldı. Ardından terör olayları başladı. Komşu ülkelerde yaşanan ve ülkemizi doğrudan etkileyen istikrarsızlıklar her şeyi etkiledi.
Seçim süreçleri, seçim hükümetleri, yeni hükümetin kurulma süreci ve yeni bakanların göreve başlaması gibi olaylar bürokrasiyi tıkayan, devlet çarkını ağırlaştıran gelişmelerdir.
Böyle dönemlerde muhatap bulsanız da sonuç almanız zordur.
TTK, TARİHİNİN EN AZ SAYIDA İŞÇİSİYLE EN AZ ÜRETİMİNİ YAPIYOR
Bizim örgütlü olduğumuz madencilik sektöründe Soma Faciası ile başlayan yasal düzenlemelerin bitirilememiş olması bu süreçte büyük sorunlara neden oldu. Zonguldak, kamu ve özel sektörüyle ciddi bir bedel ödedi. Adeta üretim yapamaz hale geldik.
TTK, tarihinin en az sayıda işçisiyle çalışıyor ve 2015 yılında satılabilir üretim 1 milyon tonun altına indi.
Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı Müfettişlerinin, Soma sonrasında iş sağlığı ve güvenliği konusunda yapılan düzenlemeleri abartılı uygulamaları da üretimin düşmesine neden oldu.
168 yıllık havza tarihinde kayda geçen hiçbir kazanın yaşanmadığı hidrojen sülfür gazı sensörleri yok diye üretim yapamadık.
Diğer taraftan özel sektör madenciliği de durma noktasına geldi. Soma sonrası yapılan yasal düzenlemelerle artan maliyeti karşılayacak olan Hükümet, ne yazık ki hala bu düzenlemeyi hayata geçiremedi. Özel sektörde sıkıntılar devam ediyor.
Bizim örgütlü olduğumuz özel sektör işyerlerinde de yani HEMA ve DENFAda da iki asgari ücretin uygulanmamasından kaynaklanan sorunlar devam ediyor.
Türkiye Taşkömürü Kurumu, iki asgari ücret uygulamasını hemen hayata geçirdi ama en düşük taban ücretin 2 asgari ücret olması konusu yaklaşık 1 yıl uzadı ve 1 Kasım seçimleri öncesinde hayata geçirildi. Bu arada 2006 ve 2009 yıllarında işbaşı yapan ve gruplu çalışan arkadaşlarımız da daimiye geçirildi. Başta milletvekillerimiz olmak üzere katkı veren herkese bir kez daha teşekkür ediyoruz.
BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ TTKNIN İŞÇİ AÇIKLARININ GİDERİLMESİDİR
Bugün itibariyle sendika olarak birinci önceliğimiz TTK Genel Müdürlüğünün talep ettiği
3 bin 200 işçinin alınması ve işçi açıklarının giderilmesidir.
Sonrasında, çalışan sayısının 14 bin kişilik norm kadroya çıkarılması ve kurumun istikrarlı bir şekilde çalışır hale getirilmesidir.
Özellikle yer altı madenciliğinin devlet eliyle yapılmasının gerekliliği son dönemde özelleştirilen maden ocaklarında yaşanan facialarla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Madencilik, salt kâr mantığıyla yapılabilecek bir iş değildir. Özel sektörün devlet ciddiyetiyle çalıştırılması ve denetlenmesi şarttır.
TTK, TÜRKİYENİN MADENCİLİK OKULUDUR
168 yıllık üretim kültürüne sahip olan TTK, aynı zamanda Türkiyenin madencilik okuludur.
TTKdan vazgeçilebilmesi bu nedenle dahi mümkün değildir.
Taşkömürü, demir-çelik sektörünün, enerji sektörünün ve ağır sanayinin vazgeçilmez ana hammaddelerinden biridir. Stratejik bir üründür. Diğer yandan TTK, halen Zonguldakın ve bölgenin bel kemiğidir. Bu nedenledir ki TTKya işçi aldırmak için çaba harcamak sadece Genel Maden İşçileri Sendikasının değil Zonguldaktaki tüm kurumların ve tüm kesimlerin görevidir.
Ve elbetteki bu görev, başta bölge milletvekillerimizin ve siyasi kadroların omuzlarındadır.
İşçi alımının sağlanması için vekillerimizle görüştük. Sağolsunlar iktidarı ve muhalefeti ile hep birlikte çalışıyoruz. Zonguldakta siyaset yapan herkesi bilgilendiriyoruz. Herkes meselenin farkında.
Demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve işçi-memur tüm sendikalarla daha yakın ilişkiler kuracağız. Başta maden işçisi arkadaşlarımız, emekli madencilerimiz olmak üzere
Zonguldak halkına ve Karabükü, Bartınıyla bölge insanına her fırsatta bilgi vermeye, onları da bu mücadeleye dahil etmeye çalışıyoruz. Birlikte başaracağımıza yürekten inanıyoruz.
Aynı şekilde MTAda da işçi açıklarının giderilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
ZONGULDAKIN SORUNU İŞSİZLİK
Zonguldakın ciddi sorunları var. Bunun en açık göstergesi göç ve azalan nüfusumuzdur.
2009 yılından bu yana Zonguldak eksiliyor. 2009 yılında nüfusumuz yerinde saymış,
çünkü o yıl TTKya 3 bin işçi alındı. 2009dan 2016ya kadar yaklaşık 50 bin kişi göç etmiş.
Sorun işsizlik.
Zonguldakta istihdam yaratacak yatırım yapılmıyor. Zonguldaka yatırımcı gelmiyor.
Çünkü Zonguldakın ciddi ulaşım sorunları var. Karayolları bitirilemedi. Demiryolu açılışı sık sık erteleniyor. Ticaretin arttığı dönemlerde limanımızın yetersiz kaldığını gördük.
Havaalanımız normal standartlarda çalışır hale getirilemedi. Ulaşım sorunu çözülmeden teşviklerle bile sonuç almamız mümkün değildir.
Şehir içi ulaşım, yeni konut alanları, sosyal yaşam alanları, kent meydanı gibi şehirleşme sorunlarımız da var. Ve önemli sorunlarımızdan birisi de çevre sorunları. Çatalağzı-Muslu bölgesindeki enerji santralleri bölgeyi yaşanılmaz hale getirdi.
Mevcutların sıkı denetlenmesi ve teknolojik olarak geliştirilmesi gerekiyor.
O bölgede yeni santral projelerini doğru bulmuyoruz.
Mevcut santrallere bölgeden kömür alma mecburiyeti getirilmelidir.
Kömür ithalatına belirli miktarda fon konularak ülke madenciliğine destek olunmalıdır.
Zonguldak ilimizin madenden tarıma, turizme tüm kaynaklarını değerlendirmek mecburiyetindeyiz.
İSTİHDAM BÜROLARI İLE İLGİLİ YASA TASARISI GERİ ÇEKİLMELİ
Hep Zonguldak üzerine odaklandık. Tabii ki çalışanlar olarak başka sorunlarımız da var.
İstihdam Büroları konusunda yapılan yasa çalışmalarına şiddetle karşı çıkıyoruz.
Türk-İş Başkanlar Kurulu olarak 24 Şubatta Bursada toplandık ve eylem kararları aldık. Bu tasarının Meclisten geri çekilmesini istiyoruz.
Kıdem tazminatının her fırsatta dile getirilmesini de istemiyoruz.
Örgütlenme önündeki engellerin kaldırılmasını, taşeron uygulamasına son verilmesini istiyoruz.
Konuşmanın ardından gazetecilerin çeşitli konulardaki sorularını da yanıtlayan GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ile GMİS Yöneticileri, bir süre gazetecilerle sohbet ettiler.
Güncelleme Tarihi: 01 Mart 2016, 08:13