CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, Suriyeden gelen 3 milyon Suriyeli´nin de Türkiyenin en büyük potansiyel tehlikelerden birisi olduğunu söyledi.
CHP Parti Meclis Üyesi ve Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlunun Sorun Doğuda, Çözüm Batıda sloganıyla başlattığı çalışma kapsamında Zonguldaka geldi. Partililer tarafından karşılanan Erol, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki silahlı çatışmalara değindi. 8 ay boyunca yaşanan çatışmalarda şehit olanların ve öldürülen terör örgütü üyelerinin sayıları konusunda kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini öne süren Erol, Tam 8 aydır bölgede çatışma var. Devletin ve kamunun açıkladığı, hükumetin açıkladığı şehit sayılarımız da yalan, ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensuplarının sayısı da yalan. Bu tamamen toplumda farklı bir algı oluşturmak için yanlış bir bilgi aktarılmasıdır. Çünkü terör örgütleri asla ve asla bir yerde ölü verdikleri zaman cesedi orada bırakmazlar. Kimliği tespit edilmesin, devlet aileye baskı yapmasın diye o cenazeyi ya imha ederler ya da alırlar. Bunların hepsi tamamen yanlış bilgi aktarılması ile ilgili kamuoyunda farklı bir bilgi oluşturulması ile ilgili verilen yanlış bilgiler diye konuştu.
KÖTÜ GÜNLER BİZLERİ BEKLİYOR
CHP Parti Meclis Üyesi ve Tunceli Milletvekili Gürsel Erol, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlunun Sorun Doğuda, Çözüm Batıda sloganıyla başlattığı çalışma kapsamında Zonguldaka geldi. Partililer tarafından karşılanan Erol, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki silahlı çatışmalara değindi. 8 ay boyunca yaşanan çatışmalarda şehit olanların ve öldürülen terör örgütü üyelerinin sayıları konusunda kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini öne süren Erol, Tam 8 aydır bölgede çatışma var. Devletin ve kamunun açıkladığı, hükumetin açıkladığı şehit sayılarımız da yalan, ölü olarak ele geçirilen terör örgütü mensuplarının sayısı da yalan. Bu tamamen toplumda farklı bir algı oluşturmak için yanlış bir bilgi aktarılmasıdır. Çünkü terör örgütleri asla ve asla bir yerde ölü verdikleri zaman cesedi orada bırakmazlar. Kimliği tespit edilmesin, devlet aileye baskı yapmasın diye o cenazeyi ya imha ederler ya da alırlar. Bunların hepsi tamamen yanlış bilgi aktarılması ile ilgili kamuoyunda farklı bir bilgi oluşturulması ile ilgili verilen yanlış bilgiler diye konuştu.
KÖTÜ GÜNLER BİZLERİ BEKLİYOR
Türkiyede etkinlik gösteren terör örgütü üyelerinin şehir kadrosu üyesi olduğuna dikkat çeken Erol, dağ kadrolarının harekete geçmesi halinde büyük sıkıntılar yaşanacağını söyledi. Erol, Şimdi daha kötü günler bizleri bekliyor. Şu anda bölgede etkinlik gösteren terör örgütlerinin şehir kadroları var. Daha dağ kadroları çıkmadı. Dağ kadroları iklim koşulları nedeniyle sığınaktalar, barınaktalar. Saklanamadıkları için rahat hareket edemedikleri için şu anda kırsal kesimde eylem yapabilir durumda değil. Nisan ayı sonu itibariyle eğer dağ kadroları da harekete geçerse ülkemiz facia ile karşı karşıya kalabilir dedi.
SURİYELİLER ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK TÜRKİYEYE GİRİYOR
SURİYELİLER ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK TÜRKİYEYE GİRİYOR
Türkiyede PKK da dahil olmak üzere hiçbir terör örgütünün insan kaynak sorunu kalmadığını iddia eden Erol, Suriye vatandaşlarının potansiyel tehlike olduğunu öne sürdü. Erol, şöyle devam etti:
Bir terör örgütü mensubunun yaşam süresi 5 yıldır. Ya bir çatışmada imha edilir ya da yaşadığı koşullardan dolayı hastalık nedeniyle ölür. Ama şu anda Türkiyede PKK dahil hiçbir terör örgütünün insan kaynak sorunu kalmadı. Çünkü artık Suriye vatandaşları var. Suriye sınırından geçen 3 milyon Suriyeli, Türkiyenin 81 iline dağılmış durumdadır. Bunların ne bir güvenlik soruşturması, ne bir kimlik soruşturması, ne yerleştikleri bölge ile ilgili araştırma, belgelendirmeye dair hiçbir şey yok. Geçmişte o bölgede terör örgütünün içerisinde paralı asker olarak kullanılan Suriyeliler vardı. Ama sınırdan geçişleri sorun olduğu için çok yoğun bir şekilde değildi. Şimdi elini kolunu sallayarak her Suriyeli sınırdan rahat bir şekilde geçebiliyor. İstediği yere gidebiliyor. Ve Suriyeliler ülkemiz için potansiyel en büyük tehlikelerden birisidir. Yalnızca terör örgütlerinin desteklenmesi ile ilgili değil. Aynı zamanda gayri resmi bütün örgütlenmelerin içerisinde olacaklardır. Mafya, uyuşturucu kaçakçılığı, kadın ticareti, aklınıza gelebilecek tüm gayri resmi örgütlenmelerin içinde aktif olacaklar. Bununla ilgili de önümüzdeki süreçte ülkemiz daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacak.
SURİYELİLERİ VATANDAŞ YAPIP BÖLGEYE YERLEŞTİREBİLİRLER
Bir terör örgütü mensubunun yaşam süresi 5 yıldır. Ya bir çatışmada imha edilir ya da yaşadığı koşullardan dolayı hastalık nedeniyle ölür. Ama şu anda Türkiyede PKK dahil hiçbir terör örgütünün insan kaynak sorunu kalmadı. Çünkü artık Suriye vatandaşları var. Suriye sınırından geçen 3 milyon Suriyeli, Türkiyenin 81 iline dağılmış durumdadır. Bunların ne bir güvenlik soruşturması, ne bir kimlik soruşturması, ne yerleştikleri bölge ile ilgili araştırma, belgelendirmeye dair hiçbir şey yok. Geçmişte o bölgede terör örgütünün içerisinde paralı asker olarak kullanılan Suriyeliler vardı. Ama sınırdan geçişleri sorun olduğu için çok yoğun bir şekilde değildi. Şimdi elini kolunu sallayarak her Suriyeli sınırdan rahat bir şekilde geçebiliyor. İstediği yere gidebiliyor. Ve Suriyeliler ülkemiz için potansiyel en büyük tehlikelerden birisidir. Yalnızca terör örgütlerinin desteklenmesi ile ilgili değil. Aynı zamanda gayri resmi bütün örgütlenmelerin içerisinde olacaklardır. Mafya, uyuşturucu kaçakçılığı, kadın ticareti, aklınıza gelebilecek tüm gayri resmi örgütlenmelerin içinde aktif olacaklar. Bununla ilgili de önümüzdeki süreçte ülkemiz daha büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacak.
SURİYELİLERİ VATANDAŞ YAPIP BÖLGEYE YERLEŞTİREBİLİRLER
İçişleri Bakanlığı bütçesinin görüşmeleri sırasındaki konuşmasını da hatırlatan Gürsel Erol, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi´nin terörle mücadele kapsamında boşaltılıp Suriye vatandaşlarının bölgeye yerleştirilebileceği iddiasında bulundu. Erol, şöyle devam etti:
Devletin yanlış bir politikası var. Devlet burada müthiş bir hata yapabilir. Benim en büyük kaygılarımdan birisi de odur. Bunu İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken parlamentoda da konuşmamda ifade ettim. Bölgeyi insansızlaştırıp, yani Doğu ve Güneydoğu Anadoluda terörle mücadele adı altında bölgeyi insansızlaştırabilirler. Zorunlu göçlere tabi tutabilirler. Suriyelileri vatandaş yapıp, o bölgeye yerleştirebilirler. Vatandaş yapınca ne olacak? Yeni 3 milyon seçmenimiz olacak. Bütün dengeler altüst edilecek. Şu anda Suriyeliler bizden eğitim olarak da, kültür olarak da 70-80 yıl gerimizdeler. Bir de böyle bir tehlike ile karşı karşıyayız.
POLİSLER TERÖRLE MÜCADELE İÇİN EĞİTİM ALMAMIŞLAR
Devletin yanlış bir politikası var. Devlet burada müthiş bir hata yapabilir. Benim en büyük kaygılarımdan birisi de odur. Bunu İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken parlamentoda da konuşmamda ifade ettim. Bölgeyi insansızlaştırıp, yani Doğu ve Güneydoğu Anadoluda terörle mücadele adı altında bölgeyi insansızlaştırabilirler. Zorunlu göçlere tabi tutabilirler. Suriyelileri vatandaş yapıp, o bölgeye yerleştirebilirler. Vatandaş yapınca ne olacak? Yeni 3 milyon seçmenimiz olacak. Bütün dengeler altüst edilecek. Şu anda Suriyeliler bizden eğitim olarak da, kültür olarak da 70-80 yıl gerimizdeler. Bir de böyle bir tehlike ile karşı karşıyayız.
POLİSLER TERÖRLE MÜCADELE İÇİN EĞİTİM ALMAMIŞLAR
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde görev yapan polislerin psikolojik destek ve terörle mücadele eğitimi almadığını da öne süren Erol, O bölgede görev alan güvenlik güçleri, daha doğrusu polisler, hiçbirisi polis akademisi mezunu değil. Bu çocukların çoğu polis mensuplarının çoğu ya mühendislik, ya eğitim fakültesini bitirmişler. Bir şekilde üniversiteyi bitirmişler. Ama kendi meslekleri ile ilgili iş bulamadıkları için polis olmayı en son çare olarak görmüşler ve polis olmuşlar. Şark görevini yapmak için Doğuya tayin edilmişler. Bunlar terörle mücadele ile ilgili hiçbir eğitim almamışlar. Hiçbir silahlı eğitim almamışlar. Bunlar tesadüfen o bölgeye atanmışlar. O bölgede görev yapmaktadırlar. Her an ölüm riskini, ölüm korkusunu yaşıyorlar. Allah korusun ben de bir babayım. Allah hiç kimsenin evine ateş düşürmesin. Çünkü acının ne dini, ne dili, ne ırkı, ne uyruğu olmaz. Batıdaki aile, çocuğu son umut olarak polis olarak işe girmiş, onun cenazesini şehit cenazesi olarak ağlıyorlar. Tabii ki batıdaki ananın yüreğine düşen ateşi, doğudaki ana anlayabilmeli, doğudaki ananın kaygısını batıdaki anne algılayabilmeli şeklinde konuştu.
EN BÜYÜK HATAYI RUS JETİNİ DÜŞÜREREK YAPTILAR
EN BÜYÜK HATAYI RUS JETİNİ DÜŞÜREREK YAPTILAR
Hükümetin terörle mücadele en büyük hatayı Rus jetini düşürerek yaptığı iddiasında bulunan Gürsel Erol, yaşanan sürecin Türkiyenin ulusal sorunu olduğunu ifade etti. Uluslararası istihbarat birimleri, uyuşturucu baronları ve mafyaların sürecin içerisine dahil olduğunu öne süren Erol, sözlerini şöyle sürdürdü:
En büyük hatayı nerede yaptılar. Terörle mücadelede en büyük hatayı Rus jetini düşürerek yaptılar. Rus jeti düşmeden önce terörle mücadele ile ilgili tüm hamleler hükümetin kontrolündeydi. Rus jetini düşürdükten sonra bu sefer işin içine uluslararası istihbarat birimleri girdi. Ve uyuşturucu baronları girdi. Silah tüccarları girdi. İş kontrol edilemez noktaya geldi. Avrupa ülkelerinin kullandığı uyuşturucunun yüzde 72sinin üretim yeri Afganistan ve Pakistandır. Bunların Avrupaya geçiş noktası Türkiyedir. Resmi olarak yıllık uyuşturucu miktarı 100 milyar dolardır. Siz yedi aydır Türkiyede bir tek uyuşturucu operasyonu haberi seyrettiniz mi? Buradan oraya uyuşturucu gidiyor, oradan da Ortadoğuya silah tüccarları devreye giriyor. Bu sefer oradan bu tarafa silahlar geliyor. Yani bu artık yalnızca Türkiyenin iç meselesi değil. Bu işte uluslararası boyutu olan, gizli servislerin, silah tüccarlarının, uyuşturucu baronlarının olduğu bir süreç yaşıyoruz. Hükümet bu işin içerisinden çıkabilecek bir formül bulamamıştır. Tam tersine işi çözülmez bir hale getirmiştir. Bu işin çözümü ulusal bir değer yargısı içerisinde ama parlamentoda tartışılarak, konuşularak çözüm bulunması ilgili, bu sorunun adı ulusal bir sorundur. Parlamentoda her şey konuşulmalı ama biz iki şeyi asla tartışmaya açmamalıyız. Birincisi üniter devlet yapımız, ikincisi kurucu değerlerimizdir.
AMERİKA İŞİ BİTTİKTEN SONRA TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN EDİYOR
En büyük hatayı nerede yaptılar. Terörle mücadelede en büyük hatayı Rus jetini düşürerek yaptılar. Rus jeti düşmeden önce terörle mücadele ile ilgili tüm hamleler hükümetin kontrolündeydi. Rus jetini düşürdükten sonra bu sefer işin içine uluslararası istihbarat birimleri girdi. Ve uyuşturucu baronları girdi. Silah tüccarları girdi. İş kontrol edilemez noktaya geldi. Avrupa ülkelerinin kullandığı uyuşturucunun yüzde 72sinin üretim yeri Afganistan ve Pakistandır. Bunların Avrupaya geçiş noktası Türkiyedir. Resmi olarak yıllık uyuşturucu miktarı 100 milyar dolardır. Siz yedi aydır Türkiyede bir tek uyuşturucu operasyonu haberi seyrettiniz mi? Buradan oraya uyuşturucu gidiyor, oradan da Ortadoğuya silah tüccarları devreye giriyor. Bu sefer oradan bu tarafa silahlar geliyor. Yani bu artık yalnızca Türkiyenin iç meselesi değil. Bu işte uluslararası boyutu olan, gizli servislerin, silah tüccarlarının, uyuşturucu baronlarının olduğu bir süreç yaşıyoruz. Hükümet bu işin içerisinden çıkabilecek bir formül bulamamıştır. Tam tersine işi çözülmez bir hale getirmiştir. Bu işin çözümü ulusal bir değer yargısı içerisinde ama parlamentoda tartışılarak, konuşularak çözüm bulunması ilgili, bu sorunun adı ulusal bir sorundur. Parlamentoda her şey konuşulmalı ama biz iki şeyi asla tartışmaya açmamalıyız. Birincisi üniter devlet yapımız, ikincisi kurucu değerlerimizdir.
AMERİKA İŞİ BİTTİKTEN SONRA TERÖR ÖRGÜTÜ İLAN EDİYOR
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Gürsel Erol, YPG ve PKKnın terör örgütü olduğunu söyledi. Gazetecilerin Amerika Birleşik Devletlerinin YPGyi terör örgütü olarak görmediği sorusu üzerine Erol şunları söyledi:
Bugün Amerika kimi kullanıyorsa kendine göre kullanıyor. İşi bittikten sonra da terör örgütü olarak ilan ediyor. Ama ne yazık ki YPGnin başkanı da Türkiye Cumhuriyetinin AK Parti hükümeti resmi törenlerle karşıladı. Ceplerine pasaport koydular. Ama bunları hiç kimse konuşmuyor. Aslında YPGyi dünya kamuoyuna sokan ve kamuoyuna getiren bugünkü AK Parti hükümetidir. Sorumlusu da AK Parti hükümetidir. YPG bir terör örgütüdür. Bunu dünya kamuoyuna sokan da AK Parti hükümetidir.
Programın sonunda İl Başkanvekili Volkan Alkaç tarafından Milletvekili Gürsel Erol´a Madenci Heykeli takdim edildi.
Güncelleme Tarihi: 24 Mart 2016, 12:13
Bugün Amerika kimi kullanıyorsa kendine göre kullanıyor. İşi bittikten sonra da terör örgütü olarak ilan ediyor. Ama ne yazık ki YPGnin başkanı da Türkiye Cumhuriyetinin AK Parti hükümeti resmi törenlerle karşıladı. Ceplerine pasaport koydular. Ama bunları hiç kimse konuşmuyor. Aslında YPGyi dünya kamuoyuna sokan ve kamuoyuna getiren bugünkü AK Parti hükümetidir. Sorumlusu da AK Parti hükümetidir. YPG bir terör örgütüdür. Bunu dünya kamuoyuna sokan da AK Parti hükümetidir.
Programın sonunda İl Başkanvekili Volkan Alkaç tarafından Milletvekili Gürsel Erol´a Madenci Heykeli takdim edildi.