CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Milletvekili Turpcunun açıklamaları şöyle:
AKP ÜLKEYİ ÇOK YORDU
AKP İktidarı, kendi siyasi tutarsızlıklarının bedelini ülkemize ve halkımıza ödetmiş, 14 yılda ülkemizi çok hırpalamış, çok fazla yormuştur. Ülkeyi yönettiği zaman diliminin ne kadar tahribat verdiği her geçen gün daha fazla ortaya çıkmaktadır.
TOPLUMDA YENİ FAY HATLARI YARATILDI
Sahte bir ekonomik istikrar algısıyla bu günlere geldik. AKP, iktidara gelirken kullanıp ekmeğini yediği temel sorunlara kalıcı hiçbir çözüm bulmadığı gibi, yeni sorunlara ve kaygılara yol açmıştır. Toplum hiç olmadığı kadar kutuplaştırılmış ve ayrıştırılmıştır. AKP toplumda yeni fay hatları yaratmak, yeni kırılma noktaları oluşturmak için var gücüyle çalışmıştır, bu durum Türkiyenin şuan karşı karşıya bulunduğu en temel siyasi ve toplumsal sorun haline gelmiştir. Bu çok tehlikeli bir durumdur.
Ancak çoğulculuğa inanan bir iktidar toplumdaki tüm sorunlara çözüm olabilir. Bu da her şeyden önce geniş tabanlı bir diyalog ve hoşgörü anlayışını gerektirir. Bugün ihtiyacımız olan en önemli şey, farklı düşünen herkesi sahiplenen, ayrıştırıcı değil birleştirici olan ve herkesi kucaklayan bir siyasi anlayıştır. Ayrışmadan ve kavgadan beslenen AKPnin artık bu anlayışına son vermesi gerekir, hiçbir şey bu ülkeden, bu ülkenin halkından değerli değildir.
AKP HALKA YABANCILAŞTI
AKP halka yabancılaşmış, halkın ve ülkenin gündemi yerine kendi siyasi istikbalinin derdine düşmüştür. Bütün kurumlar bu yönde dönüştürülmüştür. Bu durum, yaşanan sorunları katlamaktadır. Ülkece çok derin siyasi, toplumsal ve ekonomik sorunların içindeyiz. İllerin, bölgelerin çok ağır sorunları var. İnsanlarımız işsiz, AKPnin söylediği ekonomi rakamlarının halk için herhangi bir önemi yok, çünkü cüzdanlar boş. Esnafa, iş adamına, dar gelirli vatandaşa, çiftçiye, asgari ücretliye, emekçiye, yaşlılık maaşı ile geçinmeye çalışana, ev hanımına sorun, hepsi bugününden de yarından da kaygılı. Toplumun farklı kesimlerinin sorunları var. Mevcut sorunlar çözülmediği gibi iktidarın görmezden gelme politikaları nedeniyle sorunlara yenileri eklenmektedir. Nüfus İstanbul, İzmir ve Ankarada yoğunlaşmıştır, illere yapılacak yatırım kararları ihtiyaçlardan ziyade siyasi hedefler doğrultusunda belirlenmektedir.
Bütün bu sorunlara baktığımızda, AKPnin çözüm için bir çabası olduğunu görmüyoruz. Şuan gündemleri ne ülkede patlayan bombalar, ne işsizlik, ne toplumsal sorunlar, ne ekonomik buhran, ne dış politikanın iflasıdır. Tek gündem başkanlık sistemi adı altında getirilmeye çalışılan tek adam yönetimidir. Bu böyle devam edemez.
DIŞ POLİTİKA FİYASKOYA DÖNÜŞMÜŞTÜR
Dış politikayı, iç politikadan ayrı düşünmek mümkün değildir, ikisi birbirine bağlıdır. Yeni Osmanlıcılık fikri, Türkiyeyi dış politikanın hemen her alanında çıkmaz içine sokmuştur. AKP İktidarı, Orta Doğu Politikasından, komşularla ilişkilere kadar dış politikanın hemen her alanında başarısız olmuştur. Ülkemizin bölgedeki ve dünyadaki itibarının yerle bir edilmiştir.
Bununla birlikte, AKP, IŞİD başta olmak üzere çok sayıda radikal örgütün Suriyede konuşlanmasına buradan diğer ülkelere geçerek o ülkeler için istikrarsızlık unsuru olmasına ve bu örgütlerin buluşma yeri haline gelmesine yol açmıştır. Ülkemize giriş yapan radikal unsurlar ülkemizin dört bir yanına dağılmıştır, bu tehdit ülkemize yönelmiştir. Dinci ve mezhepçi bakış açısının dış politikaya uygulanma çabası ve dini siyasete alet etme alışkanlığı ülkemiz için her gün daha tehlikeli sonuçlar doğurmuştur. Ülke olarak bunun bedelini ödüyoruz.
En başından beri söylüyoruz, bir kez daha hatırlatalım, Büyük Atatürkün yurtta sulh cihanda sulh anlayışına sonuna kadar bağlı kalarak, mezhepçi ve hayalci bir dış politika yerine ayakları yere basan bir politika ile ülkemizin jeopolitik öneminin tekrar ortaya konulması zorunludur. Türk dış politikasının daha çoğulcu ve çok yönlü bir rotaya oturtulması gerekmektedir. Şimdi kaybedilen prestiji ve diplomatik manevra derinliğini tekrar kurmaya çabalıyorlar. Yapılan hatalar o kadar ciddi ki, bunları açıklamakta, anlamlı bir zemine oturtmakta güçlük çekiyorlar.
Bunun en yakın örneğine dün Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğanın açıklamalarında şahit olduk. 2010 yılından bugüne kadar Türkiye ile İsrail arasında çok ciddi kriz yaşanmasına neden olan Mavi Marmara Olayı bugün Marmara gemisi giderken içindekiler bize mi sordu? noktasına gelmiştir.
GELİN KENDİ HALKINIZLA DA BARIŞIN
İktidar komşularla sıfır sorun diye çıktığı yolda en son değerli yalnızlık politikasına sığınmıştı. Bölgede ve dünyada o kadar yalnızlaştılar ki şimdi köprüleri yeniden kurma çabasına giriştiler. Gerçi bırakalım komşuları kendi halkıyla kavgalı olan bir iktidardan bahsediyoruz. Bu tutum ülkeye her anlamda zarar vermiştir.
Buradan bir çağrı yapmak istiyorum;Zonguldakı çok yordunuz, Türkiyeyi çok yordunuz, gelin bu politikalarınızdan acilen vazgeçin. Ülkenin geleceğini ve halkın hayallerini daha fazla çalmayın. İzlenen dış politikanın hatalı olduğunun ilanı olan son gelişmelerle, komşularla yeniden ilişki kurulma çabasına girişildi. Rusya ve İsraille başlayan sürecin Mısır ve diğer ülkelerle devam etmesi muhtemeldir.Gelin Türkiye halkıyla da barışın, Zonguldak halkıyla da barışın, halkın sorunlarını çözün, bu millete daha fazla zulmetmeyin.
Güncelleme Tarihi: 30 Haziran 2016, 11:30