Adalet çökerse, Devlet çöker!

Adalet çökerse, Devlet çöker!

Adalet çökerse, Devlet çöker!

CHP Zonguldak Milletvekili, Avukat Ünal Demirtaş, 2019-2020 Adli Yılı açılışı nedeniyle bir mesaj yayınladı. Mesajında adaletin devletin en önemli taşıyıcı kolonu olduğuna vurgu yapan CHP’li Demirtaş, şunları ifade etti:

“Hukuk, bireysel ve toplumsal tüm hak ve özgürlüklerin temelidir. Türkiye Cumhuriyeti, Anayasamızda belirtildiği gibi sosyal bir hukuk devletidir. Ünlü düşünür Kant; “Adalet dünyadan kalkarsa insan hayatına değer verecek hiçbir şey kalmaz” demiştir. Hukukun, adaletin olmadığı yerde, insan da olmaz, devlet de olmaz. Yine adalet, bir devletin en önemli taşıyıcı kolonudur. Eğer bir devlette adalet çökerse, o devlet çökmeye mahkumdur”

SARAYDA DEĞİL YARGITAY’DA YAPILMALI!

Adli Yıl açılışının sarayda yapılmasını sert bir dille eleştiren Ünal Demirtaş, Türkiye’de normalleşmenin ancak tek adamın yargı karşısında ceketini iliklemesi ile mümkün olduğuna vurgu yaptı.

CHP’li Demirtaş; “Adli Yargı Yılı açılışı;  Sarayda tek adamın ayağına gidilip cübbeleri ilikleyerek değil, yargının evinde, tek adam yargının ayağına geldiğinde ve yargının karşısında ceketini iliklediğinde” Türkiye’de bağımsız ve tarafsız yargının oluşmasının ilk adımı atılır ve Türkiye normalleşmeye başlar. Mevki ve makam beklentisiyle sarayda adli yıl açılışına katılarak tek adamın karşısında cübbelerini ilikleyenler, hukuka olan inançları ile mesleklerini onurla ve gururla yapan binlerce hukukçuyu temsil etmemektedir. Gerçek hukukçular, hukukun üstünlüğüne en ufak bir gölge düşürmemek için hiçbir baskıya boyun eğmeden ve hiçbir mevki makam beklentisi olmadan,  bağımsız ve tarafsız şekilde onurla, gerçek adaleti gerçekleştirmeye çalışanlardır” dedi.

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, mesajında şunları da ifade etti:

“17 YILDA EN BÜYÜK TAHRİBAT HUKUKTA!

17 yıllık Ak parti döneminde en büyük tahribatlardan birisi hukuk alanında yaşanmıştır. Adalet sistemi bu dönemde; hiçbir sorunu çözülmeyen, tam tersine yapısal ve zihinsel sorunları derinleşerek devam eden ve sorunlar yumağı haline gelen, tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmiş, siyasallaşmış,  güvenilmeyen bir yapıya dönüşmüştür. Hukukun üstünlüğüne inanan ve mesleğini onurla yapan hakim savcılar iktidarın hedefinde olmuş, liyakatsız atamalarla mahkemeler ele geçirilmek istenmiş, yargının asli unsurlarından olan avukatlar da haksız soruşturma ve tutuklamalarla baskı altına alınmak istenmiş, barolara hakaretler edilmiş ve bu şekilde avukatlar itibarsızlaştırılmaya çalışılmıştır.  Özellikle gayrimeşru anayasa değişikliği sonucu tesis edilen tek adam rejimiyle, kuvvetler ayrılığı ilkesi tamamen bitirilmiştir. Tek adam rejimi ile yargı saraya bağlanmıştır. Bugün bağımsız ve tarafsız olması gereken yargı, adeta sarayın arka bahçesi haline gelmiştir. Yine yargı, Ak Partinin kendileri gibi düşünmeyen, farklı düşünen geniş toplum kesimlerine baskı kurmak, sindirmek amacıyla sopa gibi kullanılmıştır.

KORKU İKLİMİ VAR!

Bugün ülkemizde tek adam rejimin de adaletin kırıntısı dahi kalmadığı için toplumda büyük bir korku iklimi vardır. Bu sebeple vatandaşlarımız kadar hakimlerimiz, savcılarımız, avukatlarımız ve yargı personelimiz de korku içindedir. Yargıçlar ve savcılar özellikle kritik davalar öncesi saraya bakmaktadırlar ve “ Acaba ben bu dava da sarayın istemediği yönde karar verirsem başıma ne iş gelir veya sarayın istediği yönde karar verirsem terfim olur mu?”  diye düşünmektedirler. İşte böyle korku ikliminin olduğu, hakimin, savcının avukatın ve adalet personelinin korktuğu, kendisini güvende hissetmediği adalet sistemimizden ise adalet çıkmamaktadır.

TÜRKİYE 126 ÜLKE ARASINDA 109’UNCU SIRADA!

Yargıda ki bu kötü tablo nedeniyle Türkiye’nin, uluslararası kuruluşlar nezdinde yargı alanında sürekli gerilediği tespit edilmektedir. Dünya Adalet Projesi  (Word Justice Project- WJP) tarafından yayımlanan karşılaştırmalı verilerle ülkelerde hukukun üstünlüğünü ölçen bir endeks olan Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 2019 yılında Türkiye 126 ülke arasında 109’uncu sırada yer almıştır. Nijerya ve Pakistan gibi ülkeler bile maalesef ülkemizin önündedir. Avrupa Birliği Raporlarında da Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ilkesinin, hukuk devleti ilkesinin ağır yara aldığına sürekli vurgu yapılmaktadır. Yargıda ki bu olumsuz tablonun, tek adam rejiminin faturasını ise  tüm Türkiye ağır bir şekilde ödemeye başlamıştır. Ülkemizde bugün derinleşerek devam eden ekonomik krizin en önemli sebeplerinden birisi de,  tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirmiş, siyasallaşmış ve güvenilmeyen yargı sistemidir. Bağımsız ve tarafsız bir yargı sisteminin olmadığı, tek adam rejiminin olduğu bir ülkeye hiç kimse yatırım yapmak istememektedir.

TÜRKİYE ADALETE SUSADI!

Bugün Türkiye adalete susamıştır, bağımsız, tarafsız ve objektif yargıya susamıştır. Bunun için öncelikli olarak tek adam rejiminden vazgeçilerek, Türkiye’de kuvvetler ayrılığını ve hukukun üstünlüğünü tam anlamıyla sağlayacak güçlendirilmiş parlamenter rejimi tesis etmeliyiz. 

İşte böyle bir dönemde sarayda 2019-2020 Adli Yargı Yılı açılışı yapılacaktır. Oysa, Adli Yargı Yılı açılışı; “ Sarayda tek adamın ayağına gidilip cübbeleri ilikleyerek değil, “yargının evinde, tek adam yargının ayağına geldiğinde ve yargının karşısında ceketini iliklediğinde” Türkiye’de bağımsız ve tarafsız yargının oluşmasının ilk adımı atılır ve Türkiye normalleşmeye başlar. Mevki ve makam beklentisiyle sarayda adli yıl açılışına katılarak tek adamın karşısında cübbelerini ilikleyenler, hukuka olan inançları ile mesleklerini onurla ve gururla yapan binlerce hukukçuyu temsil etmemektedir. Gerçek hukukçular, hukukun üstünlüğüne en ufak bir gölge düşürmemek için hiçbir baskıya boyun eğmeden ve hiçbir mevki makam beklentisi olmadan,  bağımsız ve tarafsız şekilde onurla, gerçek adaleti gerçekleştirmeye çalışanlardır.

Bu düşünce ve duygularla, 2019-2020 Adli Yılının, hukukun üstün olduğu, vatandaşlarımızın tamamının güvendiği ve adaletin tam olarak tesis edildiği bir adli yıl olmasını diliyorum”

Gündem

Güncelleme Tarihi: 01 Eylül 2019, 18:54
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER