Zonguldak Belediyesi personeline yönelik Bülent Ecevit Üniversitesi işbirliğinde insan hakları semineri gerçekleşti. Eski Zonguldak Baro Başkanı ve Bülent Ecevit Üniversite Öğretim Üyesi Avukat İbrahim Kerem Ertem tarafından Belediye Meclis toplantı salonunda personeli insan hakları anlatıldı.
Zonguldak Belediye Başkan Yardımcısı Erol Yılmaz ve birimlerde bulunan personeller insan hakları konulu semineri pür dikkat dinlediler.
BEÜ Öğretim Üyesi Av. İbrahim Kerem Ertem, "İnsan olmaktan kaynaklanan temel bazı haklarımız var"dedi. Zonguldak Belediyesi personeline yönelik olarak Bülent Ecevit Üniversitesi işbirliğinde insan hakları semineri düzenlendi. Eski Zonguldak Barosu Başkanı ve Bülent Ecevit Üniversite Öğretim Üyesi Avukat İbrahim Kerem Ertem tarafından Meclis Salonu'nda personeli insan hakları anlatıldı. Zonguldak Belediye Başkan Yardımcısı Erol Yılmaz ve çeşidi birimlerden personeller insan hakları konulu semineri pür dikkat dinlediller BEÜ öğretim üyesi Av. İbrahim Kerem Ertem, "insan olmaktan kaynaklanan temel bazı haklarımız var doğarken yaşayacağımız ümidiyle bulunuyoruz insan yaşayacağı ümidiyle doğduğu andan itibaren hak sahibi oluyor zaten. Küçük bir bebeğin bile miras hakkı olabiliyor duruma göre ve bu bebek doğduğu andan itibaren ölümüne kadar geçen süre içerisinde aklımıza gelen gelmeyen her türlü insan hakkı kapsamındaki haklarla ve yetkilerle donatılmış vaziyette oluyor. Biz farkında olalım veya olmayalım mevzuattaki haklarımız bir kenarda yazıyor. Zamanı gelince buna başvuru yapmamız lazın dedi. İnsan taleplerinin çok çeşitli olduğunu insan ihtiyaçlarının çok çeşitli olduğunu belirten Kerem Ertem, nasıl ki kıt ekonomik kaynaklar da insan ihtiyaçları dengelere karşılanmaya çalışılıyorsa, bunun hukukta da böyle olduğunu, insan haklarının çok çeşitli ama kaynakların bütçe imkânlarının ve mevzuatların çok dar olduğunu ifade etti. İnsanların hakları konusunda bilgilenmeleri gerektiğini ifade eden Bülent Ecevit Üniversitesi Öğretim Görevlisi Av.Kerem Ertem, seminerde şunları ifade etti:
"Cevaplandırmak zorunda kaldığımız genel haklarının çerçevesini çizelim.Hepimizin bildiği gibi insan olmaktan kaynaklanan temel bazı haklarımız var. Doğarken yaşayacağımız ümidiyle bulunuyoruz insan yaşayacağı ümidiyle doğduğu andan itibaren hak sahibi oluyor. Küçük bir bebeğin bile miras hakkı olabiliyor ve bu bebek doğduğu andan itibaren ölümüne kadar geçen süre içerisinde aklımıza gelen gelmeyen her türlü insan hakkı kapsamındaki haklarla ve yetkilerle donatılmış vaziyette oluyor. Biz farkında olalım veya olmayalım biz bilmeyelim mevzuattaki haklarımız bir kenarda yazıyor. 2006 yılında doktor seçim hakkı geldi bugün hangi yıldayız 2020, 14 yıldan beri biz farkında olmadan istediğimiz doktoru seçebiliyoruz, 2010 yılında Türkiye'de açılan davaların neticeye ulaşmaması halinde anayasa mahkemesine başvuru hakkımız geldi. 10 sene geçmiş bireysel başvuru hakkımız var 10 sene içerisinde binlerce yüzbinlerce anayasa mahkemesi önüne dosya gelmiş vaziyette hak sahibi olma talebiyle ve inanın bana resmi gazeteyi merak eden arkadaşlarımız resmi gazeteye girdiğinizde anayasa mahkemesi kararları yazıyor ve o kadar ilginç başvuruları var ki benim davam 10 sene sürdü bana tazminat verilsin benim davam 5 yıl sürdü bana tazminat verilsin. İnsanların talepleri her geçen gün artıyor ve ve bunları karşılamak için mevzuatlarda yazılı olan metinler yeterli olmuyor. Biz bunları çoğu zaman yorum yaparak yorumlayarak genişletme yoluna gidiyoruz ama idarelerin böyle bir yetkisi yok. İnsan hakları bu kadar geniş imkanlar verirken idareler devlet kurumlarının veya bizler bunu nasıl dar yorumlayacağız, burada bir çelişme olabiliyor mu ister istemez oluyor. Ekonomide kıt kaynaklarla insan ihtiyaçlarını karşılamayı dengelemeye çalışıyoruz Bu hukukta da böyledir insan hakları çok çeşitli ama kaynaklar bütçe imkanları mevzuatlar çok dar.''dedi.
Haber Merkezi
Güncelleme Tarihi: 26 Şubat 2020, 13:52