Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı “İklim İçin Ses ver” temalı Küresel Etkinlik Günü nedeniyle yaptığı açıklamada “Türkiye, tüm kaynaklarını ve doğasını heba eden ve nüfusun birkaç kente yığılmasıyla sonuçlanan akıl dışı kalkınma politikalarından süratle vaz geçmelidir. İklimin korunması için ülkemizin yapacağı en değerli çalışmalardan biri de budur” dedi
Fosil yakıtların tüketimine dayalı olarak oluşan küresel ısınmanın ortaya çıkardığı iklim değişikliklerine karşı küresel çaplı etkinlikler devam ediyor. Paris İklim Anlaşması hedeflerine ulaşılması için Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya kentinde 12-14 Eylül tarihleri arasında toplanacak Küresel Eylem İklim Zirvesi sırasında, tüm dünyada “İklim İçin Ses Ver” temalı etkinlikler yapılacak. Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, 73 ülkede 600’den fazla etkinliğin yapılacağı kampanya nedeniyle bir açıklama yaptı. Kantarcı açıklamasında, “Bilim insanlarının onlarca yıldır dile getirdiği iklim değişikliği uyarısını dikkate almayan politikalar nedeniyle bir küresel felaketin eşiğindeyiz. Son zamanlarda ani su baskınları, seller, uzun kuraklıklar, kontrol altına alınamayan orman yangınları ve aşırı yağışlarla kendini iyice gösteren iklim değişiklikleri nedeniyle biyolojik çeşitliliğimiz azalıyor, tarımda büyük verim kayıpları oluşuyor. Bununla mücadele gezenimizde yaşamın var olması ya da yok olması mücadelesine dönüşüyor” dedi.
EKOLOJİK BOZULMALAR ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTACAK
Ülkemizin yer aldığı Akdeniz Havzası’nın, küresel iklim değişikliğine karşı yerkürenin en hassas bölgelerinden birisi olduğunu söyleyen Başkan Kantarcı, “Yapılan bilimsel çalışmalar, 2030’lu yılların sonundan itibaren sıcaklık artışında hızlı bir artış olacağını söylüyor. Havzada, 1960-1990 dönemine göre, kışın 4°C, yazın ise 6°C civarında bir artış bekleniyor. Kış yağışlarında Türkiye’nin genelinde yağışların azalacağı hesaplanırken, ülkemizin yakın gelecekte daha sıcak, daha kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklim yapısına sahip olacağı öngörüsünde bulunuluyor. Mevcut politikalar aynı şekilde devam ederse, Türkiye’nin zaten kıt olan su kaynakları azalacak, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme ile bunlara bağlı ekolojik bozulmalar önemli ölçüde artacak. Buna seyirci kalmak ülkemizin geleceğine kast etmekle eş anlamlıdır” dedi.
ÜLKE KAYNAKLARI BİRKAÇ KENTİ BESLEMEK İÇİN SEFERBER EDİLİYOR
Ülkede sanayileşme ve iskan politikalarının çok yanlış olduğunu da söyleyen Kantarcı, “Özellikle enerji sektöründe fosil yakıtları temek alan, doğa düşmanı kirli teknoloji ürünü yatırımlara göz yumulması nedeniyle Türkiye, dünyada, ciddi bir kirlilik kaynağı haline gelirken kendi geleceğini de tehlikeye atıyor. Kaynaklar dengeli dağıtılıp bölgeler arası eşitlik ve yerel kalkınma sağlanamadığı için ülke nüfusu birkaç kentte toplanıyor. Bunun sonucu obez, yaşam kalitesi son derece düşük, çarpık kentler ortaya çıkıyor. Ülkenin tüm kaynakları birkaç kentteki nüfusu beslemek için seferber ediliyor. Doğanın tüm dengeleri altüst ediliyor, akarsu yatakları HES’ler ve çalınan sularla kurutularak doğal yaşam tümden bozuluyor. Obez kentlerde yaşayan insanlar yerel kaynaklardan beslenemediği için en yaşamsal hizmetleri bile çok daha pahalı almak zorunda kalıyor. Bu da özellikle dar kesimli vatandaşlara hayatı daha da çekilmez kılıyor” dedi.
FİLYOS ÇAYI’NIN SUYU ANKARA’YA TAŞINIYOR
Bunun örneklerinin bölgelerinde de yaşandığını söyleyen Başkan Kantarcı açıklamasını, “Her yanından sular akan Çaycuma’da, bugün, susuzluk yaşanıyor. Yaşanan aşırı kuraklık nedeniyle yeraltı su seviyelerinde tarihte görülmemiş bir düşme var. Tüm bunlar yetmezmiş gibi Filyos Çayını besleyen kollardan biri, Gerede’den, 30 kilometrelik bir tünelle Ankara’ya taşınıyor. Tünel tamamlandığında, Filyos Havzasına gelen 226 milyon metreküp su, Çamlıdere Barajı’na akıtılacak. Bu da ırmak yatağından akan suyun önemli oranda azalmasına neden olacak. Sakarya Irmağı ile Kızılırmak Deltası arasındaki en değerli ekosistem, bir de bu nedenle bozulacak. Doğru kalkınma politikalarıyla yerellerin ekonomik gelişimi sağlanmış olsaydı, ne obez kentler ortaya çıkacak, ne buralara kilometrelerce tünel açarak su taşımak gerekecek, ne de yerelde yaşayan insanların yaşam hakları ihlal edilecekti. Türkiye, tüm kaynaklarını ve doğasını heba eden ve nüfusun birkaç kente yığılmasıyla sonuçlanan akıl dışı kalkınma politikalarından süratle vaz geçmelidir. İklimin korunması için ülkemizin yapacağı en değerli çalışmalardan biri de budur” diyerek tamamladı.
Haber Kaynağı, Sinan Çerçioğlu
Güncelleme Tarihi: 10 Eylül 2018, 16:52