İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği, maden kenti Zonguldak'ta, kömür madenciliğinin şehir hayatına etkilerini araştırdı.
Başkan Yardımcısı Alkan Üstün, çalışmada Zonguldak'ın seçilme nedenlerinin, Avrupa ülkelerinin kömür madenlerini çevresel kaygılarla kapatma sürecinde olduklarını, Zonguldak'ın ise madencilik faaliyetleri ile kentin ekonomik, sosyal ve kültürel hayatı arasında sıkı bir ilişki bulunduğunu söyledi.
"KÖMÜR MADENCİLİĞİNİN 150 YILLIK BİR GEÇMİŞİ VAR"
Üstün, araştırma sonucunda öncelikle Zonguldak'ın geçmişi ile ilgili katılımcıların görüşlerini aktararak; "Biz mülakatlarımızda 3 ana soru sormuştuk.Bunların değerlendirmesi sonucunda da 3 ana başlık oluşturduk. Bu üç başlık da zamansal bağlamda Zonguldak'ın bir nevi bugününe ve yarınına işaret ediyor. Dünden başlamak gerekirse öngördüğümüz şey geçmişe özlem idi. Zonguldak'a dair söylenen ilk şey şu idi,kentin kömür ile birlikte var olduğu. 150 yıllık bir geçmişi var burada kömür madenciliğinin.Kentin önce altının sonra üstünün inşa olduğu tabiri caizse ve devletin buraya uyguladığı sosyal politika ile birlikte ülkedeki kimi sosyal-kültürel ilklerin bu şehirde ortaya çıktığını görüyoruz. İlk tenis kortu gibi, ilk özel lise gibi ya da ilk sosyal güvenlik numarasına sahip işçi gibi.Çeşitli ilkler şehrimizde ortaya çıkıyor." dedi.
"KENTTE HEM UMUT HEM KAYGI VAR"
Ardından,kentin bugün ve yarını ile ilgili görüşler de kamuoyu ile paylaşıldı. Üstün; "Bugüne dair bizim öngördüğümüz tema ismi dramtik yaklaşımdı.Katılımcıların ifadeleri şöyle; 'Burası kaderine terk edilmiş bir kenttir.Emekli şehridir, eski o güzel refah dolu zamanlarına uzaktadır' Onun dışında artan işsizlik maalesef gözlemleniyor ve dış göç dalgası da bir realite olarak karşımıza çıkıyor kentte. Bunun dışında iş ve işçi kazaları ölümlü dahi görülse de yine ekonomik küçülme ile birlikte 'yeraltında ölüm yerüstüna açlık' diyerek insanlar yine de madene meyil edebiliyorlar.Çünkü ekonomik çeşitliliğin ya da kültürel çeşitliliğin yaratılamadığı durumlarda insanların tek çıkar yolu olarak yine madene girmesi öngörülüyor. Yarına bakacak olursak, burada da biz iki ana tema gördük.Birincisi umut diğeri ise kaygı. Katılımcıların şehre baktıklarında burada bir umut var evet, ya da hayır eski güzel günlere özlem duyulduğu yönünde vurgu yapanlar vardı.Ortak nokta ise şudur; burada madencilik kültürünün çok farklı olduğu,şehirde adeta yaşayan bir müze olduğu, dolayısıyla kömür olmazsa buranın bir hayalet şehre evrileceği konusunda ortak bir görüş var diyebiliriz.Alternatif sektör olarak dile getirilen birinci seçenek ise sanayi olanakları.Taş,toprak, seramik sektörü, Filyos Vadisi Projesi ve Çaycuma Lojistik Üssü Projeleri dile getirildi." ifadesini kullandı.
"ZONGULDAK GERÇEKLER İLE YÜZLEŞMELİ"
Son olarak araştırma görevlileri, kendi görüş ve önerilerini dile getirdi. Üstün; "Bizim temel kaygımız bir realite olarak fosil yakıttan çıkışın bir gerçeklikten ortaya çıktığı ve artık bu realitenin de kömür ile birlikte ekomisi ve sanayisi gelişmiş Zonguldak şehrinde bu realite ile yüzleşilmesi,bunu görmesi ve gelecek için de planların yapılması gerektiği noktadır.Bu duruma hazırlıksız yakalanmak şehrin ekonomik faaliyetleri için büyük bir probleme yol açabilir diye düşünüyoruz." diyerek konuşmasını sonlandırdı.