Kurtuluş Savaşı Gazisi Çaycumalı Süleyman Bilincinin torunu Sezai Bilici 110 yıllık o saatin sırrını Sosyal Medya hesabında anlattı. Dedesi Kuvayyi Milliye Gazisi olan Sezai Bilici 19 Eylül Gaziler Gününde dedesinin cepheden cepheye koşarak nasıl gazi olduğunu ve Atatürkten hediye aldığı duvar saatini anlattı.
İşte Bilicinin kendi Facebook hesabında takipçileri ile paylaştığı o duygu yüklü yazı....
Salih oğlu Süleyman Bilici…
Bir başka ismiyle İstiklal Savaşı Gazisi Süleyman Çavuş… Benim büyükbabam… Bir Kurutuluş Savaşı kahramanı. Önce Çanakkale’de savaşmış. Sonra da, Kuvvay-ı Milliye saflarında Sakarya Savaşı’nda yer almış. Başkomutan Mustafa Kemal’in emriyle Ahır Dağlarında başlayan Büyük Taarruza katılmış. İlk hedefi Akdeniz olan yeni ülke kurucuları arasında büyükbabam da varmış. Yedi düvelle savaşılan o ateşten günlerde, cepheden cepheye koşup, bağımsızlığımızın kazanılmasına sunduğu katkılar nedeniyle de İstiklal Madalyası almaya hak kazanmış.
Onu hayal meyal hatırlıyorum. O yıllara dair anlattıkları bölük pörçük de olsa hâlâ aklımda ama. İzmir’de düşmanın denize dökülmesiyle sona eren savaş sonrasında pek çok kahramanla birlikte Atatürk’ün huzuruna çıkmış. Atatürk ona ahşap bir duvar saati hediye etmiş. Henüz yolun, izin bulunmadığı o yıllarda, terhis olduktan sonra, Çaycuma’ya, kutsal emanet saydığı hediyeyi sırtına bağlayarak yürüye yürüye geldiğini anlatırdı. Bu saat büyük bir onur anıtı olarak evimizin başköşesinde duruyor hâlâ. Anlattıkları arasında bacağından yaralandığı ve çizmesinin içi kanla dolduğu halde savaş meydanını terk etmediği de vardı. Dinlerken nasıl da coşardı içim, büyükbabamla nasıl gurur duyardım.
Büyükbabamın ülkeye olan hizmetleri Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlıklarıyla sınırlı değildi yalnızca. Daha Cumhuriyet bile kurulmadan Çay Mahallesinin ilk muhtarı olarak hizmet vermiş Çaycuma’ya. Savaştan sonra da ilçenin en iyi marangozlarından biri olarak, insanların yaşamına renk katan mobilyalar üretmiş. Çocukluk yıllarımda artık iyice yaşlanmış olan Süleyman Çavuş’u tanımayan yoktu. Herkes ona büyük sevgi gösterir, saygıda kusur etmezdi. Biz de, yanında, onun torunu olmanın haklı gururuyla dolaşırdık… O yok artık. Duvardaki o saat ve tertemiz ismiyse, çocuklarımıza bırakacağımız en değerli miras olarak duruyor. Onu bir Gaziler Günü’nde rahmetle anarken, hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.