Yirmi altı yıldır mağaracı ve doğa kaşifi olan Engin Zaman, Karabük-Yenice Bölgesi’nde mağara keşfi için gittiğinde, daha önce çalışma yaptığı bir mağaranın durumunu kontrol etmek için mağaraya giriş yaptı. Mağara girişinde toplanmış bir yarasa kolonisi ile karşılaşan Zaman, doğal olmayan bu durumu irdelemek için mağaranın derinlerine girdi ve öldürülmüş bir yarasa kolonisi ile karşılaştı.
Mağaracı Zaman, ‘yarasa kesesi’ adı verilen bir furya sebebi ile bu katliamın yapıldığını düşündü ve mağara çevresinde iki adet gaz maskesi buldu. Gördüklerini ve delilleri fotoğraflayan Zaman, memeli olan yarasaların keselerinin olmadığını ifade ederken, koruma altındaki türlerden olan yarasaların maruz kaldığı bu katliamla ilgili yasal süreç başlatacağını söyledi. Konu ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdiğimiz Zaman’ın ifadeleri şöyle:
“Sadece bir metrekarelik alanda otuz civarı ölü yavru yarasa gördüm”
“Araziye mağara keşfi için gitmiştim. Keşfin niyeti Karabük-Yenice bölgesinin tanıtımında çok büyük emeği olan, bu kış aramızdan ayrılan Ahmet Şükrü Elbir arkadaşımız içindi. Bir mağara keşfedip onun ismini mağaraya verecektim, birkaç istihbaratım vardı. Daha önce çalıştığım bir mağara vardı yolumun üzerinde ve geçerken o mağarayı kontrol edeyim demiştim. Karabük- Yenice’de on beş sene önce çalıştığım bir mağaraydı yani burası ve burada büyük bir yarasa kolonisi vardı. Mağaraya ilk girdiğimde yarasalar mağaranın giriş ağzında toplanmışlardı. Yaklaşık yüz yarasadan oluşan bir koloni vardı mağaranın giriş ağzında ve bu doğal bir durum değil. Özellikle bu yaz mevsiminde, sıcaklarda mağaranın daha derinlerinde olurlar ki serin bir yerde saklanırlar. Girişte bu kadar yarasayı görünce hayret ettim ve anlam veremedim. İçeriye doğru girince yerde bir ölü yarasa yavrusu gördüm ve dikkatimi çekti. Yere ışık tuttuğumda ise sadece bir metrekarelik alanda otuz civarı ölü yavru yarasa ve bir iki tane de erişkin ölü yarasa gördüm. Başka bölgeye bakamadım, onları görünce moralim bozuldu ve mağaradan dışarıya çıktım. Dışarı çıkarken iki üç gün önce atılmış gaz maskeleri gördüm. Sonra hemen yetkili bir tanıdığımı aradım ‘Ne yapabiliriz?’ diye sordum, ‘Yapılacak bir şey yok artık’ dedi.”
“Alıcısı yok, kese diye bir şey yok ama katliam var.”
“Ben bu katliamların kaynağı olan ‘yarasa kesesi’ hikayesinin ilk kez yılbaşı civarı İran’dan bir video aracılığı ile duyurusunun yapıldığına denk geldim ama bir iki senelik bir geçmişi varmış. Bahsediler ‘yarasa kesesi’nin 5 bin ile 50 bin dolar arası para ettiğine dair bir söylenti yaratıldı. Araştırdık, bu alım-satımı kim yapıyor, kim bu yalanı söylüyor diye ama bir muhatap da bulamadık. Kese dedikleri yarasaların mağara tavanına yavrularının büyümesi için astıkları heybe benzeri yapılar fakat zaten yarasa memeli bir hayvan, yani doğuruyor. Kese ile yavrusunu büyütmesi gibi bir durum söz konusu bile değil. Ben bunun özellikle yapıldığını düşünüyorum. Belki biraz komplo teorisi gibi gelebilir ama yarasa popülasyonu böcek popülasyonunun dengesinde çok önemli ve bu tür katliamlarla böcek popülasyonunun artması söz konusu oluyor. Böcek popülasyonu arttığı zaman çok ciddi derecede tabi denge bozuluyor ve ilaçlama zaruri hale geliyor. İlaç şirketleri arkasında mıdır diye bir şey demiyorum ama böylesine bilinçsiz bir davranışı da izah etmekte zorlanıyorum. Alıcısı yok, kese diye bir şey yok ama katliam var. Burada da gaz maskelerinin izah ettiği tek şey şu: Gaz gibi, ilaç gibi bir araçla mağara boşaltılıyor. Yetişkin yarasalar bu gazın yahut ilacın kokusunu alınca tabi ki can havliyle kaçıyorlar. Yavrularını yarasalar karınlarında taşırlar ve panikle kaçarken yavrularını muhtemelen orada bıraktılar ya da düşürdüler.”
“Yarasalar memeli hayvanlar, doğurur ve emzirirler.”
“26 yıllık mağaracıyım ve girdiğim, keşfettiğim mağaralarda pek çok kez yarasa kolonileri ile denk geliriz. Ben hayatımda ilk kez bu yıl ‘yarasa kesesi’ diye bir şey duydum. Yarasa konusunda akademik çalışmalar yapan bilim insanı Tarkan Hoca var ve ben bunu onunla paylaştım. O da bana dünyada yaklaşık bin iki yüz yarasa türü olduğundan ve bu türlerin hiçbirinin kesesi diye bir şeyinin olmadığından bahsetti. Yarasalar memeli hayvanlar, doğurur ve emzirirler. Kesede yavru tutması diye bir şey söz konusu olamaz. İlk haftalarda anne yarasa yavrusunu karnında taşır, yavru biraz daha yetişkin olduğu zaman da mağarada koloni bölgesine askıda bırakır, avlanır ve dönüp yavrusunu emzirir. Kese nereden çıkmış anlamış değilim. Görüntülere bahsettiğim hoca da baktı ve ne olduğunu bilmiyoruz, sadece yarasaya ait olmadığına eminiz. Bu keseyi bulup bilimsel bir çalışma yapılmadığı için de ne olduğunu da bilmek mümkün değil, çünkü doğal bir şey değil. Yapay bir şekilde böylesi asparagas bilgiler yaratılıp insanlar peşlerinden koşturuluyor, olan da tabiatın kendisine oluyor.”
“Elimde eldiven olunca eldiveni annesi sandı ve eldivene yapıştı”
“Bulduğum yavrulardan 3 tanesi henüz yaşıyordu ve bir tanesi biraz daha canlıydı. Elimde eldiven olunca eldiveni annesi sandı ve eldivene yapışıp meme aramaya başladı. Çünkü onun yaşama tutunma arzusu, direnmesi, beni bırakma diye tüm gücünü sarfetmesi benim tümüyle moralim çökertti. Bunu yaşamak gerçekten çok ağır bir şey ve ben o gün sinirden uyumadım. Şu anda bu durumla ilgili gerekli kurumlarla görüşüp kurumlar aracılığı ile suç duyurusunda bulunacağım. Türkiye’de otuz yedi tür yarasa var, dünyada bin iki yüz tür yarasa var ve Türkiye’de bulunan bu otuz yedi tür de koruma altında. Yarasaları öldüremezsiniz yani, bu bir suç. Hangi maddeye, hangi kapsama giriyor bunu bugün ilgili kurumlara soracağım. Sosyal medyada da bu işin ticaretini yaptığını söyleyen hesaplar var, bu suça teşviktir. Bu hesapları bireysel olarak uyardım ama haklarında da işlem yaptırmak için suç duyurusunda bulunacağım. Artık bir çılgınlığa dönmüş durumda; dün gece Kastamonu’dan, Antalya’dan, Sakarya’dan telefonlar geldi. Köylere gidip ‘Yarasa olan mağara var mı?’ diye soruyorlarmış. Böyle bir şeyle karşılaşanlar lütfen en yakınındaki kurumlara kişileri ihbar etsinler.”
Haber Kaynağı, Sinan Çerçioğlu
Güncelleme Tarihi: 12 Haziran 2018, 20:49